İşte Mehmet Şehirli'nin Sözcü'de yazdığı Papermoon yemeği:
"Akmerkez’in alt katındaki Papermoon, ünlülerin uğrak yeridir. Müşterileri; sanat, spor, sosyete, medya ve iş dünyasındandır. Salı gecesi Papermoon her zamanki gibi kalabalıktı. Herkes kendi havasındaydı. Ancak bir masa vardı ki, etrafındakiler hayli ilginçti…
Masada yemek yiyenlerin kim olduğuna gelince…Yemekte Denizlispor Başkanı Ali İpek ve BJK’li yönetici Kenan Öner ve birkaç idareci de vardı. Saat 21.30 civarıydı…
İdareciler yemek yerken bir taraftan da hararetli hararetli konuşuyordu. İlerleyen saatlerde bu gruba Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener’de katıldı. Yarın oynanacak Denizlispor- Beşiktaş maçı öncesi yenen bu yemek kafalarda ister istemez soru işareti bırakıyor. Çünkü bu maç Sivasspor ve Trabzonspor’u da yakından ilgilendiriyor.
Şayet Denizlispor, Beşiktaş’ı yenerse bu iki takımın da alacağı sonuçlar neticesinde Türkiye Ligi Şampiyonu belli olacak. Yani yarın akşamki karşılaşma kader maçı… Papermoon’da Beşiktaş Başkanı kritik maçlardan önce hem GS Başkanı Adnan Polat hem de FB Başkanı Aziz Yıldırım’la da yemekler yemiş, bu olay spor camiasında çeşitli dedikodulara neden olmuştu. Kimsenin günahını almak istemem. Çünkü masada ne konuşulduğunu bilemem. Ama yine de ligin kaderini belirleyecek iki takım yöneticilerinin, ligin en kritik maçlarının oynanacağı bir dönemde, bir yemekte buluşması ister istemez akıllara bazı kuşku ve şaibeleri getirmektedir.
Daha doğrusu lige şaibe düşürmektedir. Lig, futbol kurallarının ve spor ahlakının egemen olduğu bir süreçle tamamlanmalıdır. En küçük bir leke ve şaibeden uzak bir biçimde maçlar oynanmalıdır. Benim ve tüm futbolseverlerin en büyük arzusu bu!
Bu yüzden yemeğe katılan takım yöneticileri, bu yemeği niçin düzenlediklerini ve bu yemekte nelerin konuşulduğunu kamuoyuna açıklamak zorundadır. Aksi halde kafalarda hep soru işareti kalacaktır. Bu dostluk yemeği de olabilir. Eğer öyleyse bu buluşmanın maç bitiminde gerçekleşmesi daha doğru olmaz mıydı? Bu buluşma ne kadar etikti? Yorumu kamuoyuna bırakıyorum.
Aynı gece mekanda GS’de futbol oynayan Kewell ve ailesi de vardı. Eminim o da bu ekibin bir arada olmasına bir anlam verememiştir. Maçları şaibeli noktaya getirmeye ve Türk futboluna zarar vermeye kimsenin hakkı yoktur. Şu takımın ya da bu takımın kazanması önemli değil. Önemli olan Türk futboluna gölge düşmemesidir. Çünkü spor, centilmenlik, barış ve kardeşliktir."
