Halk arasında Balık Hastalığı olarak bilinen ve daha çok deri kuruması ve dökülmesine yol açan nadir hastalık, kardeşlerin zor bir yaşam sürmesine sebep oluyor. Daha üç aylık iken hastalığın gözlere zarar vermemesi için göz kapakları dikilen ikizler, göz kapaklarındaki dikişlerin açılmasını bekliyor.
Güneşte bekleyemeyen ve serin bir yerde kalması gereken ikizler, sürekli olarak göz damlası ve nemlendirici kullanıyor. Bütün vücutlarındaki derileri dökülen çocukların ailesi ise başvurmadık yer bırakmamış. İzmir ve Adana’daki hastanelere sürekli giden ailenin maddi durumlarının da elverişsiz olması zor durumda bırakmış.
Ersoylu Mahallesi 125. sokakta kiralık bir evde yaşayan 3 çocuk babası Abdurrahim Özan iş buldukça inşaatlarda çalışıyor. Çocuklarının zor dönemler geçirdiği belirten baba Özan, arkadaşları arasında zaman geçiremediklerini, zaman zaman utandıklarını vurgulayıp çocukların bakım zorluğuna da dikkat çekiyor. Her saate gözlerine damla damlatılan ve günde birkaç defa nemlendirici sürülen çocuklar göz kapaklarındaki dikişlerden kalan deliklerden görebiliyor. Çocuklardan Muhammed ise daha birkaç aylık iken bir gözünü hastalıktan dolayı kaybetmiş.
Anne Aynur Özan, kalıtsal olan hastalığın doktorlar tarafından kendilerine çocuklar büyüdükçe hafifleyebileceğini söylediklerini belirtiyor. Çocuklarını tedavi etmek istediklerini belirten anne Özan, hastalık hakkında farklı bir tedavi bilenlerden yardım bekliyor. Anne Aynur Özan: "5 yıldır hastane hastane dolaşıyoruz. Tedavisi olmayan bir hastalık. İlk doğduklarında bir ay kuvözde yaşadılar. Bugün ölecek, yarın ölecek diye bekledik. Çocuklarım ölmedi. İzmir’e götürdüm. Orada da sadece göz tedavisi yapabildiler. Birisi hastalıktan gözlerini kaybetmişti zaten. Orada göz kapaklarını diktiler. Bir ay kadar hastanede kaldılar. 5 yıldır bir hastane bir evdeyiz. Normal çocuklar gibi değil, bakımları fazla. Zihinlerinde falan bir şey yok ancak, hala bebek gibiler. Akşam ayağımda uyutuyorum, bazen geceleri sabaha kadar ağlıyorlar. Güneşe çıkamıyorlar. Sürekli klimanın önünde olmaları gerekiyor. Sürekli masrafları çoğalıyor. Eşim inşaata çalışıyor. Bir gün var bir gün yok. Oda yevmiye ile. Kiracıyız. İşte hastane masrafıdır, yol masrafıdır altından kalkamıyoruz artık." şeklinde konuştu.
Ailenin maddi durumlarının çok zayıf olduğu ifade eden Ersoylu Mahalle Muhtarı Hatip Şeran ise "Kirada oturuyorlar. Babaları inşaatlarda iş buldukça çalışabiliyor. Maddi durumları çok zayıf. Kaymakamlığımıza müracaata bulunmuşuz. Bunların ayda bir İzmir’ göz kontrolü, 2 ayda bir de Adana’ya normal tedavi kontrolüne gittikleri malum. En azından bunları gidiş geliş masrafları karşılayabilirsek iyi olur. Bir de bakıma muhtaç bir bakıcı maaşına da ailenin ihtiyacı vardır. Bütün ilgili yerlere müracaat edeceğiz. Umarım sonuç alırız. En azından ailenin yaşantısını rahatlatacak bir şey yapabiliriz." ifadelerini kullandı.
