Balıkesir’de 9 yıl önce hunharca öldürülen ve katilleri bulunamayan kuzen cinayeti olayında acılı anne Hanife Karabacak, katile seslendi. Evlat acısını, ilk günkü gibi yüreğinde hisseden acılı anne ve baba, bakanlardan yardım istedi.
Karacalar Mustafa Kangal İlkokulu 4-B sınıfına giden Büşra Karabacak (10) ve kuzeni Tuğçe Yıldırım (10), 21 Mart 2006 tarihinde öğle arasında Aşağı Mahalle’deki evlerinden okula dönerken kaybolmuştu. İki kızın bulunması için jandarma, arama kurtarma ekipleri, köylüler ve yakınları arama kurtarma çalışması başlatırken, kuzenlerden 43 gün sonra acı haber geldi. İki kız çocuğunun cesetleri evlerine 8 kilometre mesafedeki komşu Çamurlu Köyü yakınlarında bir menfezde, poşete sarılı olarak bulunmuştu. Bursa Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsinin ardından iki kuzen, Savaştepe ve köylerinden gelen yüzlerce kişinin katıldığı cenaze töreninin ardından Karacalar Köyü’nde yan yana toprağa verilmişti.
Karacalar’da yaşayan Büşra’nın annesi Hanife Karabacak, 9 yıldır çözülemeyen cinayet nedeniyle yaşamak istemediğini söyledi. Karabacak, "Çocuğumuzun ölümünde 21 Mart’ta 9. sene dolacak ve 10. seneye girecek. Hiç bir gelişme yok bildiğimiz. Araştırma var diyorlar. Bu iş bulunsun, 2 çocuk öldü gitti. İçişleri Bakanlığı’na da yazdık, konunun araştırıldığını söylüyorlar. 9 senede ne bulundu, 10 yaşında iki çocuk öldü. 9 senedir diğer çocuğum için okula gidip geliyorum. O kişinin yaşamaya ne hakkı var? Adamsa çıksın ’ben öldürdüm’ desin. Allah’tan korkmuyor da kuldan mı korkuyor? Çekeceği cezadan mı korkuyor? O çocukların ne kabahati var? Benim içimdeki ’acaba’ları alsınlar. Ben İçişleri Bakanı ile görüşmek istiyorum. Ben açım, susuzum, işsizim demedim. Ben katillerin bulunmasını istiyorum. Çocuğumun arkadaşları üniversiteye gidiyor. Benim çocuğumun hakkı değil miydi? Ben artık yaşamak istemiyorum, yaşamak haram bana" dedi.
Baba Mustafa Karabacak ise ’başın sağ olsun’ temennisinin artık kendilerini avutmadığını söyledi. Gözü yaşlı baba Karabacak, "Acımız hala taptaze. Büşra’nın yerini 10 çocuk olsa dolduramaz, hepsinin yeri ayrı. İçişleri Bakanımıza, Cumhurbaşkanımıza dilekçeler yazdık. Hep ’başınız sağ olsun’ diyorlar. Bana o yetmiyor. Biz artık cinayetin çözülmesini istiyoruz. Özel ekip mi kurulacak, ne olacaksa olsun. Onlarca komutan geldi gitti, tayini dolan komutanlar buradan gidiyor. Bir gelişme olduysa da haberimiz olmuyor" dedi.