Avrupa Birliği (AB) Adalet Divanı, işverenlerin çalışanlara başörtüsü yasağı getirebileceğine hükmetti.
Merkezi Lüksemburg'da bulunan AB Adalet Divanı, iş yerlerinde çalışanların "görünür bir biçimde dini, siyasi, felsefi sembolleri taşımaları" hakkında Belçika ve Fransa’dan yapılan iki başvuruyu karara bağladı.
Mahkeme, "işverenlerin, çalışanların iş yerlerinde iç kurallar gereği herhangi bir siyasi, felsefi veya dini sembolün görünür kullanımını yasaklamasının doğrudan ayrımcılık teşkil etmediğine" hükmetti.
Her iki davada da Belçika ve Fransa’daki temyiz mahkemeleri, Avrupa Adalet Divanının, AB içtihatları doğrultusunda konuyla ilgili mütalaa vermesini istemişti.
AB Adalet Divanı kararında, "iş yerinin iç tüzüğünde, bu tür bir zorunluluk olmamasına rağmen, sadece bir müşteriden gelen şikayet üzerine herhangi bir siyasi, felsefi veya dini sembolün gözle görünür bir şekilde kullanımını yasaklamasının ise ayrımcılık teşkil edebileceği" ifadesi yer aldı.
Mahkeme böylelikle iş yerindeki iç tüzükte yer alması halinde başörtüsü kullanımının "ayırımcılık teşkil etmediği", bu tür bir zorunluluk olmaması halinde ve sadece bir müşterinin şikayeti üzerine işten atılmanın ise "ayırımcılık teşkil edebileceği" yorumunu yaptı.
Belçika'dan yapılan başvuru, 2006 yılında "G4S" isimli şirkette resepsiyon görevlisi olarak çalışan Samira Achbita isimli kadının başörtüsü takmak istemesi ve iş yerinin buna karşı çıkmasıyla ilgili bir dava hakkındaydı.
Belçikalı şirket, "siyasi, dini ve felsefi sembollerin gözlü görünür bir şekilde kullanımının yasak olduğunu" belirten çalışma koşullarıyla ilgili iç tüzüğe rağmen, ısrarla başörtüsü giymesini gerekçe göstererek Achbita'nınn işine son vermişti.
Fransa’da açılan davadaysa, Micropole şirketi tarafından tasarım mühendisi olarak 2008 yılında işe alınan Asma Bounaouil isimli kadın, iş yerinde başörtüsü taktığı gerekçesiyle yine aynı gerekçelerle işten atılmıştı.