Cezayir'in, askeri birliklerinin ülke dışındaki barışı koruma veya savaş görevlerine katılmasına izin verilmesini öngören Anayasa değişikliği taslağı önerisiyle, ordusunun operasyonel sınırlarını yeniden çizmeyi planladığı belirtiliyor.
Uzmanlar komitesi tarafından önerilen düzenlemelere göre, ordunun, coğrafi alanı onlarca yıldır ilk kez tartışmaya açılacak. Ayrıca bu önerilerle, ordunun ülke sınırları dışındaki herhangi bir operasyona katılımını engelleyen mevcut ilkelerini kapsamlı bir şekilde gözden geçirme imkanı olacak.
Uzmanlar, Cezayir ordusunun savaş stratejisini değiştirmesinin bölgesel koşulların gerektirdiği bir zorunluluk olduğunu düşünürken, siyasi kesim iki önerinin yer aldığı taslağa ihtiyatlı yaklaşıyor.
Cezayir ordusu, 1967-1973 yıllarında Arap-İsrail savaşlarından bu yana ülke sınırları dışında askeri operasyonlarda yer almadı.
Ülkelerin askeri güçlerine ilişkin analitik veri tabanları hazırlayan Global Firepower Kuruluşu, 2020 raporunda Cezayir'in 28. sırada yer aldığını açıkladı. Bu sıralamada, Cezayir, Mısır ve Suudi Arabistan'dan sonra Arap ülkeleri arasında üçüncü, Afrika'da ikinci; Mağrip ülkeleri arasında ise birinci sırada yer alıyor.
Coğrafi açıdan bakıldığında ise Cezayir'in Afrika'nın Sahel Kuşağı ülkelerinden Mali ve Nijer'in yanı sıra Libya ile binlerce kilometrelik kara sınırı bulunuyor. Uzun yıllardır güvenlik açısından gergin bir ortama tanıklık eden bu bölgeler, Cezayir'i binlerce asker, elektronik sistem ve insansız hava araçlarıyla durumu takip etmeye yöneltti.
- Değişiklik kapsamındaki önerilerin açıklanması
Cezayir Cumhurbaşkanlığı, 7 Mayıs'ta uzmanlar komitesinin ülkenin Anayasa değişiklik taslağına ilişkin önerilerini açıkladı.
Önerilerin yer aldığı belgede, ordunun ülke dışında herhangi bir operasyona katılmasını engelleyen mevcut Anayasa'daki 29. maddesinde değişikliğe gidildi.
Belgede, "Cezayir'in, diğer halkların meşru egemenliğine ve özgürlüğüne zarar vermemek için savaşa başvurmaktan imtina ettiğini ve uluslararası anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesi için çaba harcadığını" belirten mevcut madde, "Cezayir, Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği, Arap Birliği çerçevesinde, prensiplerine ve hedeflerine uygun olacak şekilde ülke dışındaki barışı koruma operasyonlarına katılabilir" ifadesinin eklemesiyle değiştirildi.
Ayrıca cumhurbaşkanının yetkilerine ilişkin 95. maddeye de "Cumhurbaşkanı, meclisin üçte ikilik çoğunluğunun onayını aldıktan sonra ordu birliklerini ülke dışına göndermeye karar verir" eklemesi yapıldı.
- Anayasa değişikliği cumhurbaşkanının öncelikleri arasında
Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, göreve gelmesinden bu yana yaptığı açıklamalarda Anayasa düzenlemesinin kendisi için önemli bir öncelik olduğunu belirtti.
Tebbun, selefi Abdulaziz Buteflika döneminde yapılan düzenlemelerin aksine anayasal değişiklik taslağına ilişkin nihai belgenin referanduma sunulacağını vurguladı.
- Bölgesel durum
Güvenlik uzmanları, Libya ve Afrika Sahel bölgesi başta olmak üzere çevresel koşullar göz önüne alındığında ordunun ülke dışındaki rolünün köklü bir şekilde gözden geçirilmesi gerektiğini savunuyor.
Stratejik ilişkiler ve güvenlik uzmanı Bin Ömer Bin Cana, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Gergin haldeki bölgesel durum ve Anayasa değişikliği taslağındaki iki öneri arasında açık bir bağlantı bulunuyor." dedi.
Cezayir'in, sınırlarındaki gerginlikten dolayı sıkıntı çektiğini ve çekmeye de devam ettiğini vurgulayan Bin Cana, bu durumun da Cezayir'in sınırlarını kontrol etmesi önünde bir engel oluşturduğunu belirtti.
Bin Cana, bu çerçevede şubat ayında ülkenin güneyinde Mali sınırı yakınlarında askerlere yönelik patlayıcı yüklü araçla düzenlenen ve 1 askerin ölümüyle sonuçlanan terör saldırısını hatırlattı.
Cezayirli uzman, ordunun ülke dışında görevlere katılımının asla devletlerin egemenliğine saygı ilkelerini terk etmek anlamına gelmediğini vurguladı.
Bu ilkelerin, Cezayir bağımsızlık savaşından (1954-1962) kaynaklandığına işaret eden Bin Cana, ayrıca cumhurbaşkanının yetkilerinin, kötüye kullanılmaması için bu gücün meclisin onayına bağlı olduğuna işaret etti.
- "Cezayir, sınırlarındaki kaosa sonsuza kadar katlanamaz"
Mali'nin kuzeyi başta olmak üzere 2007'de Afrika'nın Sahel bölgesinde güvenlik şartlarının kötüleşmeye başlamasından bu yana Cezayir makamları, ordunun bölge savaşlarına katılmasına ilişkin çağrılarına direndi.
Cezayir, Mali, Moritanya ve Nijer'in yer aldığı "Ortak Askeri Komite" aracılığıyla askeri birlik göndermeden 'komşu ülkelerle güvenlik koordinasyonu kurmakla yetindi.
Askeri tarih ve savunma araştırmaları uzmanı Tevfik Hamel ise Cezayir'in güneydeki komşularının düşük savunma kapasitesi ve Libya'da zayıflayan güvenlik durumu karşısında, düşüncelerini "Cezayir'in askeri stratejisinin değiştirilmesi bir zorunluluk haline geldi." şeklinde ifade etti.
Düzenlemelerin yapıldığı Anayasa taslağında belirtilenlerin, Libya'da ve Afrika'nın Sahel bölgesi ülkelerinde cereyan eden hadiselerle doğrudan bağlantısı olduğunu söyleyen Hamel, şunları ifade etti:
"Cezayir, sınırlarındaki bu kaosa sonsuza kadar katlanamaz. Cezayir'in sınırlarındaki, karmaşık güvenlik tehditleri ve yoğun yabancı varlığı, kuşatma hissi yaratıyor."
- Siyasi kesimdeki ihtiyatlı tutum
Cezayir'de iktidara yakınlığıyla bilinen Ulusal Kurtuluş Cephesi, Demokratik Ulusal Birlik partileri, ayrıntılara değinmeden düzenlemeleri içeren Anayasa taslağını memnuniyetle karşıladığını açıklarken, bazı partiler ise ordunun görevlerine ilişkin önerilen içeriklerin daha fazla açıklanmasını talep etti.
İslami eğilimli Ulusal Bina Hareketi'nin Başkanı Abdulkadir bin Karine, yaptığı yazılı açıklamada, "Önerilen yeni görevlerin daha fazla açıklığa kavuşturulması gerekiyor." ifadesini kullandı.
Ordunun omuzlarına yüklenen görevlerin ağır ve karmaşık olduğunu belirten Bin Karine, belgenin, ordunun sınır dışındaki katkısını cesurca sunduğunu ancak daha fazla açıklığa kavuşturulmaya ihtiyaç duyduğunu vurguladı.
Muhalif İşçi Partisi de ordunun ülke dışında görev yapma önerisini "devlet politikasına damgasını vuran kurtuluş devriminin hedefleriyle çelişen ciddi bir sapma" şeklinde değerlendirdi.
Parti, ordunun, milletleri yok etmek ve servetlerini yağmalamak için yapılan doğrudan askeri müdahaleler kapsamında başta ABD olmak üzere büyük güçlerin karar verdiği barışı koruma operasyonlarına bile katılımı kabul etmediğini vurguladı.
- "İsabetli bir karar"
Cezayirli eski milletvekili ve siyasi analist Muhammed Hudeybi ise Cezayir'in askeri doktrininin yeniden gözden geçirilmesinden en fazla zarar göreceklerin, Afrika'nın Sahel bölgesi ve kıtanın derinliklerindeki uluslararası oyuncular olduğunu ifade etti.
Hudeybi, sosyal paylaşım sitesindeki hesabından yaptığı açıklamada, ordu konusundaki yeni önerilerin isabetli kararlar olduğunu belirtti.