Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, kredi kartından alınan aidatlar üzerine, “Bankacılık kesimi ücret ve komisyon geliri elde etmeye devam etmelidir. Ama bunu önceden bilgilendirilmiş şeffaf ve Rekabet Hukukuna aykırı olmayan teknolojik anlamda gelişimine aykırı olmayan bir yapıda olmalıdır” dedi.
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleriyle sohbet toplantısında bir araya geldi. Aydın gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Aydın bir gazetecinin “Kredi mevduat oranındaki artış oranına” ilişkin bir soru üzerine “Türkiye’de tasarruf seviyesinin düşük olduğu, bankacılık sektörünün mevduata bağımlılığı, mevduat kredi dönüşüm oranlarının belli bir orana geldiği bilinen şeyler. Bu konuda hepimizin bildiği gibi ekonomi yönetimi de tasarrufların arttırılması hususunda bizim de katıldığımız ciddi çalışmalar yaptı. Sektörde bunu gördüğü için mevduat dışında borçlanma kalemlerini de ciddi biçimde artırdı. Türkiye’de total bankacılık sektörünün kredi mevduat oranına baktığımızda yüzde 100’leri geçmiş olmakla birlikte hala daha o noktalara gelmemiş büyük bankalarımız da var. Örneğin Ziraat Bankası’nda bu oran çok düşük” ifadelerini kullandı. Aydın, Türkiye’de hala o yönüyle reel sektörü finanse edecek bir güç olduğunu, bu şekilde Türk bankalarının dışarıdan da çok rahat borçlanabildiğini kaydetti. Aydın “Ama orta vadede bu işi çözmemiz gerekiyor. Uzun vadede çözmemiz lazım. Bu yeni bir şey değil bildiğimiz bir şey. Çözülmesi gerektiği hususunda ekonomi yönetimi de gayret gösteriyor. Bizde gayret gösteriyoruz. 2002 ile karşılaştırdığımız zaman çok önemli düzelmelerin olduğunu görüyoruz. Bilhassa para cinsi olarak” diye konuştu.
“BANKACILIK KESİMİ ÜCRET VE KOMİSYON GELİRİ ELDE ETMEYE DEVAM ETMELİDİR”
Aydın kredi kartı aidatlarına ilişkin ise “Bizim ücret ve komisyonlarla ilgili kamuoyunu yetirince açıklama bulunduk. Ekleyecek bir husus yoktur. Bankacılık kesimi ücret ve komisyon geliri elde etmeye devam etmelidir. Ama bunu önceden bilgilendirilmiş şeffaf ve Rekabet Hukukuna aykırı olmayan teknolojik anlamda gelişimine aykırı olmayan bir yapıda olmalıdır” dedi.
KREDİ BÜYÜMESİNDE BİREYLERİ VE KURUMLARI TEHDİT EDECEK BİR PROBLEM YOK
Kredi büyümesiyle ilgili TBB Başkanı Aydın şunları söyledi: “Yüzde 9’luk bir büyümelerden yüzde 3’lük bir büyümeye geliyorsunuz. Bunun tabi ve doğal sonucudur ki gördüğümüz 2.7’den 3’e gelmiştir. Sorunlu kredi bölü toplam kredi rasyosu sadece 0.3 puan artmış. Ortada bankacılık kesimini tehdit edecek bireyleri veya kurumları tehdit edecek yaygınlaşmış bir problemden söz etmiyoruz. Sadece 2.7’den 3’e gelmiş. Biz geri gelmesi muhtemel kredilendirmeyi yapıyoruz. Basiretli davranıyoruz. Müşterilerimiz de ödemek için alıyorlar bireylerden genel ekonomiden firmaların kendi davranış biçimlerinden kaynaklanan genel sıkıntılar olabilir. Bu gün için ödenememiş gözüken bir hususun belli bir takvim dahilinde ödenmeyecek gibi algılanması yanlış olur.”
BANKALARIN REKLAM POLİTİKALARINDA TASARRUFU ÖZENDİREN BİR ANLAYIŞ DEĞİŞİKLİĞİ VAR
Bir gazetecinin “Tasarrufların düşük olduğu biliniyor. Bu oranın artırılması için önümüzdeki dönemde alınması gereken önlemler nelerdir” şeklindeki sorusu üzerine, TBB Genel Sekreteri Ekrem Keskin, hükümetin kamuoyuna açıkladığı program içerisinde bireysel emeklilik sistemi olduğunu belirterek,
“İkincisi kamu kesiminin ekonomide büyüme hızıyla ilgili algıları var. Bu tasarruf düzeyi varken ekonomiyi daha fazla ısıtmamak daha fazla büyütmemek konusunda çabaları var. Üçüncüsü verimliliği artıracak çabalar var. Finansal sektör dışındaki kaynakların finansal sektöre çekilmesiyle ilgili çabalar var. Altınla ilgili politikalar bunlardan bir tanesi” ifadelerini kullandı. Keskin, tasarrufların daha uzun vadeye aktarılması, yayılmasıyla ilgili çalışma olduğunu söyleyerek, ekonominin kesintisiz büyütülmesi çabası olduğunu kaydetti.
Keskin, “Çünkü tasarruf gelirin bir fonksiyonu. Geçmişte bir dur bir kalk politikası vardı. Şimdi ise gelir yavaşlasa bile artmaya devam ediyor. Bu sadece hükümetin önlemleriyle olacak bir çaba değil. Ekonomik birimlerin elde ettikleri gelirlerden daha fazla tasarruf etme çabası olacak. Faizlerin hiç olmazsa sıfırın biraz üzerinde olması gerektiği konusunda politikalar var. Bankaların reklam politikalarında tasarrufu özendiren bir anlayış değişikliği var” dedi.