Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından geçtiğimiz yıl ülke genelinde başlatılan kentsel dönüşüm seferberliğinde bu yıl sonuna kadar 400 bin binanın 2020 yılına kadar ise yaklaşık 7 milyon binanın yıkılması planlanıyor. Yıkılacak eski binaların tavan kaplamalarında, ısı ve yangın yalıtımı için kullanılan izolasyon malzemelerinde, tavan ve taban döşemelerinde, pis su borularında, tuğla ve kiremitte, çatı malzemelerinde bulunan asbestli malzemelerin kentsel dönüşümdeki gizli riski ortaya koyuyor.
AKCİĞER KANSERİNE NEDEN OLUYOR
Asbestli yapıların akciğer kanseri gibi öldürücü hastalıklara sebep olduğunu, ancak bu hastalığın hemen değil 10-20 yıl aralığında baş gösterdiğine dikkat çeken A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı ve Birlik İş Güvenliği Enerji İşçi ve Çevre Sağlığı Eğitim Araştırma Derneği (BİR-DER) Gaziantep Şube Başkanı Onur Sürücü’ye göre; belediyelerin yıkım işçileri için ‘asbest söküm çalışanı belgesi’ alması gerekiyor. Sürücü, "Asbets, yıkım ve söküm işlerinde tehlike arz eder, kanser tehlikesi yüksek ve öldürücüdür." dedi.
KONTROLLÜ SÖKÜLMELİ
Kentsel dönüşüm seferberliği çerçevesinde binalar yıkıldıkça havaya çok ciddi miktarda asbest karışacağına dikkat çeken Sürücü, yıkımlarda mutlaka asbestin kontrollü şekilde sökülerek işçilerin ve çevrede yaşayanların sağlığının tehlikeye atılmaması gerektiğini dile getirdi. Asbestin; lifli, yumuşak, ateşte niteliği değişmeyen, zayıf ısıl ve elektriksel özgül iletkenlik, mikroorganizmalara direnç gibi özelliklere sahip madensel bir madde olduğunu anlatan Sürücü, asbestin bulunduğu bazı yerleri şöyle özetledi: “Bazı tavan kaplamalarında, ısı ve yangın yalıtımı için kullanılan izolasyon malzemeleri ve panellerinde, kazanlarda ve borularda kullanılan ısı yalıtım malzemelerinde. Çelik yapıların yangına karşı korunması için kullanılan malzemelerde, elektrikli araçların yalıtımında kullanılan bazı kağıt çeşitlerinde, bitümlü çatı kaplama malzemelerinde, vinil veya thermoplastik zemin döşemelerinde, asbestli çimento ürünleri olarak oluklu çatı kaplamaları ve duvar kaplamalarında. Ancak daha pek çok malzemede bulunabileceği göz ardı edilmemelidir. Asbestin bulunmadığı birkaç malzeme olarak da; cam, katı ahşap kapılar, taş ve tuğlalar sayılabilir. Bazı tadilat ve inşaat işlerinde içinde asbest ihtiva edildiğinden şüphelenilen malzemeler bilinçsizce kırılıp, parçalanıp, hasar verilerek içeriği incelenmeye çalışılmaktadır."
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 25 Ocak 2013’de yayınlanan ‘Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik’le artık kentsel dönüşümün farklı bir boyuta girdiğini belirten Onur Sürücü, "Yönetmelikte geçen asbest, aslında adı yabancı gibi gelse de eski evlerimizde sıkça karşılaştığımız fakat isimlerini farklı bildiğimiz malzemeleri barındırıyor.Belediyelerin kentsel dönüşüm kapsamında 2020 yılına kadar 6.5 milyon ile 7.5 milyon arası yıkılması öngörülen binalar bulunmakta ve bu binaların hemen hepsi asbest içermektedir. Eski binalarımızın içerisinde ki asbestler tavan kaplamalarında, ısı ve yangın yalıtımı için kullanılan izolasyon malzemelerinde ve panellerinde, kazanlarda ve borularda bulunuyor. Belediyeler eski binaları yıkarken binaların bu özelliklerini göz önüne almamaktadır. Asbest yıkım sırasında ortama yayılması ciddi riskler barındırmaktadır. Asbestli yapılar ‘asbestozsiz’ denilen akciğer kanserine sebep olmakta ve maalesef bu hastalık hemen ortaya çıkmamaktadır. 10-20 yıl arasında ortaya çıkan bu hastalık belediyenin yıkım işlerinde çalışan personelini hem de o çevrede yaşayan insanları binadan çıkan tozlarla tehlikeye atmaktadır. Belediyelerin yapması gereken; işçiler için asbest söküm çalışanı belgesi aldırmalı ve iş güvenliği uzmanlarına da ‘asbest söküm uzmanı belgesi’ aldırmalıdır." dedi.
SEÇİM ÖNCESİ KENTSEL DÖNÜŞÜME VURGU YAPILDI AMA
Seçim öncesi tüm adayların kentsel dönüşüm projelerini planlarken halkın ve çalışanlarının geleceklerini hiçe saymadan tüm tedbirleri almaları gerektiğine vurgu yapan Onur Sürücü şöyle konuştu: "Kentsel dönüşümün yapıldığı yerlerdeki halkımızın sağlıklarını ön planda tutarak gerekli tedbirleri almaları gerekmektedir. Belediyeler asbestli malzemenin bertaraf ve depolanması hakkında gerekli tedbirleri almadıkları için ülkemizde binlerce yurttaşımızı ve yıkım işlerinde çalışan işçileri bekleyen bu risklere karşı karşıya bırakmakta kentsel dönüşüm sağlık yerine ölüm getirmektedir. Gerekli tedbirler alınmazsa kentsel dönüşüm bir şehre can vermekten çok o şehrin canını alacaktır."
AVRUPA’DA YASAKLI OLAN ASBEST NEDİR?
Asbest ya da amyant, ısıya, aşınmaya ve kimyasal maddelere çok dayanıklı lifli yapıda kanserojen bir mineral. Halk arasında ak toprak, çorak toprak, gök toprak, çelpek, höllük veya ceren toprağı gibi isimlerle de biliniyor. Bir doğal silikat minerali olan asbest maddesinin, ısıyı iletmemesi yani iyi bir izolasyon maddesi olması nedeniyle kullanımı çok eski çağlarda başlamıştır. Arkeolojik çalışmalardan elde edilen bilgiler doğrultusunda asbest kullanımının 2 bin 500 yıl öncesine dayandığı biliniyor. A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Onur Sürücü, şunları kaydetti: "Avrupa’da asbest kullanımı 1950′lerden 1980′li yıllara kadar hızla artmıştır. Ancak 1980′lerden itibaren tek tek Avrupa ülkelerinin asbest kullanımını yasaklamaya yönelmesi ile Avrupa’nın asbest kullanımında hızlı bir düşüş başlamıştır. Avrupa Birliği’nin 1999 tarihinde benimsediği direktifle tüm Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde her türlü asbestin kullanımının ve pazarlanmasının yasaklanması yoluna gidildi. Direktifin tüm üye ülkeler için 1 Ocak 2005 tarihinde yürürlüğe girmesi ile AB’de asbest yasağı başlamıştır. İşçilerin asbeste maruz kalmalarından doğacak risklere karşı korunmalarına ilişkin 2003 tarihli Direktif asbest çıkarılması, üretimi ve işlenmesi sırasında işçileri asbest liflerine maruz bırakacak tüm faaliyetleri yasakladı. Nisan 2006’da devreye giren direktifle mevcut asbestin temizlenmesi ya da asbestli binaların veya birimlerin bakım onarım veya yıkım işlerinde çalışacak işçilerin maruz kalacakları asbestten korunmaları için son derece sıkı limitler ve önlemler benimsiyor."