Arap Baharı adı verilen olayları anlamak için zamanda biraz geriye gidip olaylar başlamadan önce -olayların başlamasına neden olabilecek- nasıl gelişmelerin olduğuna bir bakalım. Türkiye Stratejik Derinlik içerisinde Komşularla Sıfır Sorun politikası izliyor. Bu çerçevede 100 yıldır küs yaşanan Yunanistan ve Ermenistan ile dahi görüşülüp problemlerin çözülmesi hedefleniyor, İslam ve Türk devletleriyle ekonomik, stratejik, askeri, istihbarat ve diplomatik anlaşmalar, ortaklık ve işbirliği kuruluyor. Suriye, Mısır, Libya gibi diktatörel ülkelerle demokratikleşme faaliyetleri yürütülmeye başlanmıştı.

Eğer bu çalışmalar sonuç vermeye başlasaydı Türkiye’nin önderliğinde oluşturulan stratejik ortaklıklar yeraltı, yerüstü ve insan kaynakları bakımından dünyadaki en zengin ve en güçlü koalisyonu oluşturacaktı. Hiç şüphesiz bu durum küresel güçleri rahatsız ve tedirgin etti; onlarda sonunu kestiremedikleri bir iktidar mücadelesine giriştiler. Amaç, Müslüman halkları oyalamak ve mümkün mertebe uyanışlarını engellemekti.

Balkan devletlerinde kendini kanıtlamış olan kontrollü isyan çıkarma örgütü OTPOR devreye sokularak önce Orta Asya’da sonrada Arap ülkelerinde kontrollü isyanlar çıkarılmaya başlandı. Libya ve Mısır’da istedikleri sonucu alamadılar, Suriye’de ise süreç tamamen kilitlendi. İslami hassasiyeti yüksek olan örgütlenmeler sürecin öncülüğünü üstlenmeye başladı. Başlangıçta demokrasinin bu ülkedeki insanların hakkı olduğunu ve bunun garantörlüğünü üstleneceğini söyleyen Batı toplumu sürecin planladığı gibi gitmediğini görünce bu bölgede 150-200 yıldır doğurup besleyip büyüttüğü nifak tohumlarını Âlem-i İslam’ın üzerine salıp kendinden beklenen ikiyüzlülüğü yapıp yaşanan vahşete seyirci kalmaktadır. Türkiye’deki Gezi parkı tiyatrosunun amacı da Türkiye’yi meşgul edip bu bölgelere müdahalesini kısıtlamaktı.

İran da Türkiye’nin yakın zaman da kendini Amerika’nın ipinden aldığını unutarak fırsat bekleyen çakal gibi Sünni İslam âleminin yaşadığı bu zafiyetten yararlanarak mezhep savaşı çıkarıp pay kapma çabasındadır. Tarih boyunca benzerlerini çok gördüğümüz İran ihaneti… 

İslam dünyasında bugün oynanan oyun, olayların şiddetlenmesi ve çözümsüzlüğün hâkim olması vesilesiyle İslam ülkelerinin toparlanıp birleşmesini önlemek hatta daha da parçalanmasına çalışmaktır. Müslümanların oynanan tiyatronun âcilen farkına varıp sağduyuyla süreci kontrol etmeleri gerekmektedir. Allah basiret ve muvaffakiyet nasip etsin.