Yüzyıl öncesinde dünyanın her yerinde toplumlar kendi kültürüne göre yer, kendi kültürüne göre içer, kendi kültürüne göre giyinir, kendi kültürüne göre yaşardı. Ancak şimdi dünyanın neresine giderseniz gidin herkes benzer şikilde giyiniyor, benzer şekilde besleniyor, benzer şekilde yaşıyor; seküler kültür...
Hiçbir şey (kime neye hizmet ettiğini)bilmeyen, sorgulamayan, düşünmeyen, köle gibi çalışıp aldığı parayı eğlence ve aşırı teknolojiye harcayan, sadece yaşamış olmak için yaşayan amaçsız, duyarsız insanlıktan uzak bir güruh seküler toplum.
Tüm Dünya'yı, İnsanlığ'ın Öz Benliğini hızla saran rezil, iğrenç bir hatalık bu... Ağzına kadar eğlence, rezil arzular, gösteriş ve israf ile dolu bir kanser. Peki kim bu hastalığı çıkaran ve dünyaya yayan? Aslında her hastalık gibi bu hastalıkta doğada, insan doğasında olan bir hastalık. Bizim hasta olmamızın sebebi hastalığa olan direncimizin zayıf olması; yeterli bilince, farkındalığa sahip olmamamız. Ama yinede bu hastalığı özellikle yayan bir topluluk var: Dizi-Film sektörü.
Sinema sektörü mükemmel bir eğitim aracı olabileceği halde tam tersine bir amaç için kullanılıyor, insanları uyutmak ve köleleştirmek için. Bunu da insanlığın en temel ahalaki değer yargılarını toplumları bir arada tutan değerleri küçümseyip önemsizmiş gibi göstererek ve lüzumsuz, geçici zevkleri ön plana çıkararak yapmaktadır. Hep kendini düşünen ''Dünyanın öbür tarafında yaşananlardan'' bana ne diyen küçüklere sevgiyi büyüklere sagıyı çok gören ihtiyaç sahibi bir yaralı, ihtiyar, düşkün gördüğünde yardım etmeyen, ahlaki değer yargılarından, onur şeref ve haysiyetten yoksun bir nesil seküler toplum.
Allah aziz milletimizi bu hastalığın şerrinden korusun ve İnsanlığa bilinç nasip etsin. Amin
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.