Sosyal medya her ne kadar kişisel bir medya oluştursa da, dikkatli incelediğinizde (hemen hemen) tüm kullanıcıların eylemci haline dönüştüğünü görürsünüz. Siyasi konulara bulaşmamış, devlet sistemini bilmeyen çoğu genç, sosyal medyanın gazına gelerek apolitik olmaktan çıkıp, faşist bir ideolojiye bürünüyor. Kötü olan yanı şu ki; öğrendiklerini sorgusuz sualsiz kabul ederek, takip ettiği provokatörün ne yaptığını araştırmadan adeta sağ kolu oluyor.

Bunun örneklerini yapacağınız incelemelerde de görebilirsiniz. Örneğin (dinlerle dalga geçen, kötü niyetli bir) ateist, normalde "Elhamdülillah Müslümanım!" diyen çok kişiyi, iktidara karşıtlığı nedeniyle yanına çekebilir, çekti de. Kör muhaliflik olarak tanımladığım bu akım, sosyal medyanın kontrol dışı olduğunda ne kadar zararlı olabileceğini gösteriyor.

Herhangi bir görüşe kapıldıktan sonra, o kişi internette yine o kötü niyetlilerin verdiği bağlantılar ile, uydurma resim, video gibi şeyleri görüp, doğruluğunu yine araştırmayıp, iyice muhalifliğini kızıştırıyor. İşte bunun en büyük örneği Gezi Parkı olayları oldu. İstanbul'da ikamet etmeme rağmen ilk defa adını duyduğum bu park için miydi bunlar? ... (Hayır tabi kide.)



Şimdi bir işin başka bir boyutu var. Bazı siyasi partiler de, bu "gençliğe" destek veriyordu. Ama destek verdiği kitlenin \%90'ından fazlası sosyal medya hipnozu ile gelmiş. Bu partilerde, -sazan balığı- gibi bu kitleye atlamıştı. Yani şöyle bir durum var; Kötü Niyetliler + Sosyal Medya Hipnozu + Oy Avcıları = Sosyal Medyanın Görüşlere Etkisi.

Sosyal Medyanın Görüşlere Etkisi konulu anketime(http://goo.gl/voFPnP) katılın!

(Sonuçlar 19 kasımda açıklanacak.)