ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Ayşegül Korkmaz'ın marifetleri

Adem Buz

20 Temmuz 2013 Cumartesi 12:06
  • A
  • A

Yazete ‘de yazı yazmaya çok yeni başladım. Arada diğer arkadaşların yazılarını da okuyorum. Bu köşeden kimseye saldırmak niyetinde değilim. Fakat hakikat söylenmeli. İsnatlar ispat edilmeli. Çünkü isnat ispat ister. Aksi takdirde dinin kurallarına ve vicdan sahiplerinin sui dualarıyla baş başa kalınabilir.

Yazetede ki diğer bir arkadaş Ayşegül Korkmaz’ın BOP ve Büyük Ortadoğu Projesinin Türkiye Stratejisi başladı yazılarını okudum. Eleştirilerim yazıların biçiminden çok içeriğiyle ilgili olacaktır.
En baştan söylemeliyim. Kimsenin savunucusu değilim. Hakkın savunulması gerektiğini düşünenlerdenim.
Benim için anne baba dede fark etmez. Dinimi ailemden öğrenmiş olsaydım bugün nasıl biri olurdum bilmiyorum. Benim aile fertlerimden birisi bir Gayri Müslimin şarabını alıp kırsa o şarabın parasını o yakınımdan alırım. Muhammed İkbalin dediği gibi Kaçın Müslümanlardan sığının Müslümanlığa sözüne atıfta bulunarak başlarsak

Ayşegül hanım Başbakanın BOP eş bakanı olduğunu söylüyor. Bunun çok kötü bir şey olduğundan bahsediyor. Evet zahirde pek hoş bir durum değil. Fakat unutmamalıdır ki Abdülhamit hanın da kendi devrinde pek çok sevdiğimiz yazar düşünür din ilim adamı tarafından yadırgandığını unutmayalım. Yani siyasi hamlelerde devlet büyüklerinin neleri amaçladığını bilemeyiz .Niyetlerini göremeyiz.
Ayşegül hanım yazının son kısmını ise
‘’Siz hala karısı başörtülü, kendi namaz kılıyor diye evliya görmeye devam edin. Kitabımızda var mı, kafirlerle işbirliği edip, bu tertemiz Kürt ve Türk halkının toprakları tıpkı Filistin’e dönsün.’’
diye bitiriyor.

Sormak lazım kendisine: Kalbini yarıp baktın mı ?(Müslim Ebu Davud)
Öyle demişti Peygamber ; Kalbini yarıp baktın mı ki?

Abdülhamid’e tahttan inmesi için Sarayın merdivenlerinden bir Yahudi öyle başıboş şekilde giremezdi. Elinde şeyhülislam ın fetvası vardı. Peki Kim bu din alimi ?
Elmalılı Hamdi Yazır tabi ki. Fakat o gün bu yaptığını bilinçli mi yapıyordu. Hayır. Şimdi Hamdi Efendiye de laf mı söyleyeceğiz. Hayır. Bu daha büyük bir yanlış olur.
Peki ya Mehmet Akif ne diyordu? (Kitaplıklar önünde foto çektirmeye benzemez bu iş). Safahatı kaçımız okudu.? Evlerimiz de biblo gibi vitrinlerde baş köşe!
Ne diyordu Abdülhamide ? Kızıl Kafir? Doğrumu bu?
Hayır!
Yıllar sonra bu pişmanlığını Mehmet Akif dile getirecekti.

Peki ya Bediiüzzaman hazretlerinin Risalelerinde Abdülhamid’i eleştirdiğini görmediler mi? Sonrasında ne oldu peki? Üstad da yanıldığının farkına varıp Abdülhamid Veli dir demedi mi?
Şimdi Ayşe Hanım; birilerine bir şey isnat etmek için yorum yapmak yetmez. Ki biraz önce bahsetmiş olduğum insanlar bu milletin, bu dinin büyükleridir ve onlarda yanıldılar.Yanıldıklarının farkına vardılar. Sizin onlar kadar ferasetiniz, ilminiz olsa bile yanılma payınız varken, onlar kadar bilgi, birikim, ulviyete mahzar olmadığınız açık .Bu ne hadsizliktir bu ne cehalet !!! Müslüman kişi tenkit edecekse şahid, ispat getirecek.
Peki Allahualem deyip geçsek hüsn-ü zan etsek ne kaybederiz.
Hiç.
Peki ya ağzımıza geleni söylersek?
Ateşten başka kazanacağımız yok.

Kendi kurtuluşumuzu Geleceğiyle müjdelenenlerde değil, dinin emirlerinde arayalım.
Kıyameti değil kendi ölümümüzü düşünelim. Çünkü ölüm gelince küçük kıyamet değilmi?
Hz. Peygamberi bekleyenler onun tarafında mı yer aldılar?
İndirilen kitabın buyruklarına iman edenler tek bir cemaattir demedi mi Hz. Allah ?
Biz de 70 den fazla kol var.
Son olarak;
Artık Müslümanların bilgi edinmeden, fikir edinme huyunu bırakmasını diliyorum
Yazımı okuma zahmetine katlandığınız için teşekkür ederim

Selam ve Dua ile

YORUM YAZ
TOPLAM 1 YORUM

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.

  • - Yavuz Yıldız:27 Ağustos 2013, Salı 10:49

    Değerli bir yazı. Umarım birileri dikkate alır