Mısır olaylarıyla türk basınının ve hükümetin sıcak gündeminde olan Türkiye, gündemden düşen veya az yer tutan Suriye'deki iç savaş, Esad'ın kimyasal silah kullanmasıyla tekrar ülke gündemin zirvesine çıktı. Bu sefer zirveden ineceği gibide gözükmüyor olası bir müdahale ve olacak gibide gözüküyor. Savaş veya müdahale bitene kadar Suriye ana gündem maddesi olacaktır hem Türkiye'de hemde tüm dünya devletlerinde...
Gelelim işin özüne...
Biraz da eskiye dönüp bakalım.
ABD, BM ve İsrail ne yapmışlar.
2003 yılında Irak'ta kimyasal silah yalanıyla, İran ve İsrail'in en büyük düşmanı Saddam Diktatörü ve ülkesi perişan edildi, ABD'ye ülkesinden saldırı onayı vermeyen Türkiye sözüm ona cezalandırıldı. Yıllarca ABD ve İsrail'in stratejik ortağı görevi yapan binlerce Müslümanın kanını akıtan Kürt yönetimi ve İran'ın mezhepsel ortağı olan Maliki Irak'ı İran'a ABD tarafından peşkeş çekildi...
En azından öyle gözüktü.
Mısır'da Mursi seçimle başa geldi ve ülkesi için calışmalarını hızlandırdı ekonomik alanda ve de demokrasi alanında da. Görülen o ki bazı kişilerin işine gelmemişki darbe yapmış Mursi'ye...
Mısır'da Mursi'yi istedikleri hizaya getiremeyen Sadece Süveyş Kanalı'ndan Mısır'ın yıllık 100 milyar dolarlık hukukunu iç eden ABD ve batılı güçler, yine stratejik ortakları Suudi Arabistan'la Mursi'yi devirdiler... Ve İsrail'e karşı oluşabilecek güvenlik tehdidini daha doğmadan yok etmek istediler. Ancak karşılarında biraz sert kaya çıktı. ABD emperyalizmi 28 Şubatta Fethullah Hoca'ya yaptığı teklifi Mursi'ye de yaptı... Çünkü Mursi de dindar bir adamdı. Gel ABD'den istediğin gibi muhalefetini yap dediler. Mursi'nin cevabı ise, 'ABD ve İsrail çıkarları için çalışmaktansa Hasan Benna gibi şehit olurum, bizler bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık.' oldu. Ve 15 günde serbest bırakılması beklenen Mursi'nin cezaevi serüveni belirsiz bir süreye uzatıldı... (Allah'ın takdir ettiği güne kadar ceza evinde kalacak, Inşaallah erkenden çıkıp halkın ve Mısır'ın başına geçer.)
Baba Esad'la gizli Anlaşma imzalayan İsrail'in Esat ailesinin koltuğunun sallandığını anlar anlamaz, muhaliflere getirdiği teklif bu saldırmazlık anlaşmasını sizinle de yapmak istiyorum oldu... Onların bu bizim değil kurulacak meclisimizin vereceği karardır cevabı üzerine, Muhalefet güvensiz ilan edildi. Ve Zalim Esad'da Kimyasal Silah dahil her türlü silah, İran, Rusya, Çin, İngiltere, ABD, İsrail tarafından verilmeye devam ediliyor.
Şimdide o silahları halkına sıkmak için kullanıyor katil Esad. 350 bin kişilik ordusundan 200 bini kendi halkına kurşun sıkmayı reddederek Esat'ı terketti. Esat Rusya'nın profesyonel danışmanlığında, İran Devrim Muhafızları, Lübnan Hizbullahı ve İsrail ajanlarından oluşan 70 bin kişilik yeni bir ordu kurdu... Suriye halkını acımasızca katletmeye devam ediyorlar. Bizde hain yok mu, bizdede hainler var Reyhanlı'da patlama oluyor vatandaşlarımız katlediliyor. Birileri bunun sorumlusu hükümet diyor. Patlatanlar, Esad'a sonuna kadar destek verenler, Esadla resim çektirenler Suriye'den eylemcileri getiren CHP'liler ve vatandaşlarımızı katlettirenler bas bas bağırıyor sorumlusu hükümet...
Ya hükümet mi yaptırtıyor da sorumlusu hükümet oluyor. El insaf artık, hükümete bu kadar iftira atmaktan utanmıyormusunuz, yazık acizliğinizede yazık diyorum.
Uçağımız düşürülüyor. Sorumlusu hükümet, birileri bağırıyor avazı çıktığı kadar, artık birileri duysun istiyorlar. Kim o duyacak kişi oda belli değil. Onuda anlamadık okadar niye bağırıyorlar. Türk uçağının ne işi vardı.... ABD ve Rus donanmalarının ne işi var... Türkiye 400 bin Suriyeli kardeşine kucak açtı... Barış için, onların hayatta kalmasını sağlamak için... Sözüm, onu BM katillerinin yapması gereken insanlığı Türkiye yaptı, iyide yapmış iyiki yapmış.
Yok efendim Türkiye Muhaliflerin öldürülmesine razı olmuyor diye atmadıkları iftirayı bırakmadılar... PKK hainleri,,, Barış süreci barış süreci tutturdular sanki ellerinden geliyordu da cinayetlerine devam edebileceklerdi... 2012'de Final yılında ne oldu... Şimdi sözüm ona şark kurnazlığı ile uyuşturucu, insan ticareti, fuhuş ticareti başta olmak üzere her türlü pis işlerini sürdürmek için sözüm ona Türk milletinin hoşgörüsünü suistimal etmek istiyorlar... ABD'ye uşaklık yaparak İsrail'le ortak kurduğunuz Kuzey Irak yönetiminiz, yine ABD projesi olarak Kuzey Suriye'de de Esad'la işbirliği ile Müslüman kanı akıtarak yapmak isteniyor. Birileri bağırıyor Kürtler öldürülüyor... Suriyede Kürtlerin toplam nüfusu kadar müslüman kanı akıtıldı haberiniz var mı? Buna niye sesiniz çıkmıyor neden en ufak bir tepkinizi göstermiyorsunuz be yüzsüzler. PYD'nin Hamada, Humus'da ne işi var... Buraların nüfusunun ne kadarı ARAP, NE KADARI TÜRK'tü... ESAD'la ortak katliamlar yap sonra kendini savunan insanları karşında görünce bas bas bağır dünyayı ayağa kaldır.... Yemezler, yedirmezler de artik....
Ey Dünya, eyy zalimler, eyy kanı donmuş katiller, ya adam olursunuz veya ALLAHIN YARDIMI VE NUSRETİ İLE HAKETTİĞİNİZİN KARŞILIĞINI fazlasıyla ALIRSINIZ. Dünyada ve Türkiye kamuoyundan en çokta, katiller, alçaklar ve hainler merhamet dileniyorlar... Sanki onlar vurmadılar, o alçaklar öldürmediler, alçaklık yapacaksın karşılığı olmayacak. Herkesin bir hesebı varsa Allahında bir hesabı var.
Türk milleti yine büyüklüğünü gösterdi.
Suriye Esad'ın kaderine bırakılmamalı, bırakılırsa dana çok müslüman kardeşlerimiz katledilecek daha çok çocuk ölecek...
Türkiye dışardan da olsa müdahale etmesi taraftarıyım, en azından dengelerin degişmesi için muhaliflere destek verilmesi gerekir. Esad'in gücünü zayiflatılıp, Esad'ı yine kendi halkının devirmesi daha doğru daha iyi bir tutum olacağının düşüncesindeyim. Müdahale eden devletlerin sadece önemli yerlerin vurulup, muhaliflere herkonuda destek verilip, Esad güçleriyle savaşmalarında yardımcı olunması, muhalifleri askeri konularda bilgilendirilmesi buşekilde Esad'ı devrilmesi daha iyi bir yol olacaktır.
Türkiye bu müdahale konusunda çok iyi düşünmesi gerekir. Irak gibi uzun süreli asla dış güçlerin müdahalesine izin vermemesi gerekir. Suriyeyi kendi kaderine vede Esad'ın zulmüne bırakılmamalı ama müdahaleye gelince uzun vadeli de olmamalı....
Cübbeli Ahmet hocanın beyaz tv'de yaptığı Suriyeyle ilgili açıklamalarına katılıyorum ve Suriyeye müdahale edilmesi caiz midir? sorusuna karşılık; 'zulmün olduğu yerde zulmü ve katliyamları bitirmek içinse müdahale caizdir.' diye cevap vermesi dini açıdanda önemli bir açıklama olarak görüyorum.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.