Bazılarına göre devlet ile tanrı arasındaki tek fark, devletin sadece yaratıcı olmamasıdır. Ama aslında yaratıcı olamayan devletin hiçbir açıdan tanrıcılık oynamaması lazımdır. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur:
“Allah, kendisine hükümdarlık verdi diye, Rabbi hakkında İbrahim’le tartışanı görmedin mi? Hani İbrahim ona: “Benim Rabbim odur ki, hem diriltir, hem öldürür” dediği zaman: “Ben de diriltir ve öldürürüm” demişti. İbrahim: “Allah güneşi doğudan getiriyor, haydi sen onu batıdan getir” deyince o kâfir herif şaşırıp kaldı. Öyle ya, Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.” (Bakara Suresi: 258)
Hz. İbrahim (as), gökleri ve yerleri yaratanın ve gökler ve yerler hakkında tasarrufta bulunan Allahü Teâlâ (cc)’nın yegâne ilah olduğunu haykırmakla beraber Nemrud’un ilahlığını reddetmektedir. Halk arasında güzel bir söz vardır: “Allah’ın verdiği canı yalnız Allah alır.” Evet, insana veya herhangi bir varlığa can vermeyen bir varlık veya kurumun Allah’tan izin almadan herhangi bir ceza verme hakkı yoktur. Aslında bırakın Nemrud’un insanları öldürme hakkını hiçbir insana “şunu neden yapıyorsun” deme hakkı bile yoktu. Ama Fir’avun şöyle diyordu:
“Ben sizin en yüce Rabbinizim.” (Naziat Suresi: 24)
Bunlar kendilerini kendilerinden menkul kıymet sahibi zannederler. Kutsallık zırhı giydirirler kendilerine… Bu sebeple Hanefi Alimlerinden İbn-i Hümam (rh.a) şöyle demektedir: “Mü’minlerin kendi içlerinden bir imam seçmelerinin sebebi; İslam’ın emirlerini hakkı ile eda etmektir.” Modern Ulus Devlet ise dokunulmazlık zırhına bürünen bir yapıya sahiptir. Yeryüzünde kimsenin halifesi değildir. O, suç işlemez. İstediğini istediği kavim olarak ilan edebilir. Meclisleri teoride kadını erkek, erkeği kadın bile ilan edebilir.
Değiştirilmesi mümkün olmayan hatta değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen maddeler ile vahy arasında bir fark var mıdır? Vahy, Allahü Teâlâ (cc) katındandır ve insanların müdahale etmesi mümkün değildir.
“O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir. O, bize isnaden bazı söyler uydurmaya kalkışsaydı, Elbette biz onu bundan dolayı kuvvetle yakalardık. Sonra da onun şah damarını keser atardık.” (Hakka Suresi: 43-46)
Ama değiştirilmesi mümkün olmayan maddeler de kendine dokunulmasını istemiyor. Önce kanun çıkartıp sonra bu kanunları kutsal icat edenlerin devleti tanrılaştırdığını söyleyebilir miyiz?
Hz. Ali (ra), kendi dininden olmayan zimmî birisi ile “Mezalim Mahkemesi”nde yargılanmıştır. Çünkü Hz. Ali (ra), dokunulması mümkün olmayan bir insan değildi. Kanunları kendi yanından uydurmuyordu. Allah’ın Kitabı, Resullullah (sav)’in sünneti, sahabenin icmaı ve nihayet bunlara dayanarak ictihad ediyordu.
Allahü Teala (cc) bizleri bu sahte tanrıların şerrinden korusun!..
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.