Basılmamış “İmamın Ordusu” isimli kitabın bile peşine düşen Savcı Zekeriyya Öz yine sahnede!..

Cem Küçük, devletin içerisinde bulunan “Yargı-Emniyet” cuntasından bahsettiği zaman bazı çevreler, yaygara koparmışlardı. Hâlbuki 7 Şubat MİT Darbesi orta yerde durmaktadır. Ama kitabın peşine düşerek maskelerini düşürenlerin kabiliyetleri sınırlıdır. Çünkü gerek İmam’ın Ordusu Kitabı’nda gerekse MİT Operasyon’unda, operasyonu ellerine yüzlerine bulaştırmışlardır.

Hükümetin üyeleri hatta CHP bile şunun farkında değil: Bu savaş, Erdoğan ile Camia Şebekesi arasında değil!.. Türkiye ile İsrail arasında… Bu savaşta Türkiye’nin hiçbir değerine yaşama hakkı verilmeyecektir.

Türkiye bu noktada tercihte bulunacaktır. Ya kendi değerlerini savunacaktır ya da Camia Çetesi’ne teslim olacaktır. Tercih pek tabii ki Türkiye’nin… ABD’den yönetilmek istenmeyen ve ağlama seanslarıyla uyutulmak istemeyen bir halk isek bu savaşta uyanık olmak zorundayız. Çünkü bu savaş bizim için ölüm kalım savaşıdır.

KOÇ ve BOYDAŞ’a yapılan sadece incelemelerde bile ortalığı ayağa kaldıran Camia Örgütü’nün unuttuğu bir gerçek var. Kitapların peşine düşenlerin inandırıcılığı kaybolmuştur. Kaldı ki Camia Örgütü’nün karanlık ilişkileri konuşuluyorken yapılan işlemler, inandırıcılığa bir kere daha darbe vurmuştur. Üç gün sonra BALON patladığında Camia Örgütü, zaten halkın nefret ettiği bir şebekeydi şimdi de devletin içine nasıl çöreklendiğini bizzat devlet görmüş olacaktır.

Türkiye, Camia Çetesi’ne yem edilemeyecek kadar büyük bir ülkedir. Zaten balonların patladığını çok kısa zamanda göreceksiniz. Amaç başarı kazanmak değil “çamur at izi kalsın” mantığını çalıştırmaktır. Ama seçimlere hala zaman var ve Camia’nın pis ataklarının zamanlaması son derece yanlış olmuştur. Ve aslında Camia Örgütü’nün çehresinin tanınması için de faydalı olmuştur.