Liberallerin tanrısı piyasadır. Mehmet Altan’ın önermesi şu: “Piyasanın kendi kendisini düzeltmesine izin verilmediği takdirde, finansal krizler hep daha uzun sürmekte, ekonomik resesyon uzamaktadır.” Kendi kendini düzenleyen piyasa, aslında akla da aykırı. Akıllı bir piyasa. Ama yakından bakalım. Bankalar para toplar ve bankerler paralarını devlete yatırırlar. Devlet de sürekli “piyasayı” besler. Devlet bu kaynak aktarımını kimden sağlar? Halktan; dolaylı ve dolaysız vergilerle. Zaten bir kriz anında o, piyasa tanrısı devletin piyasaya taze para aktarmasını isterler. Gerekirse kendini ABD’ye vs. satsın ama bize para aktarsın ki, piyasa düzelsin. Liberaller yanında devlet orospu.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur. "Size Allah'ın rızık olarak verdiklerinden infak edin" denildiği zaman, o inkâr edenler iman edenlere dediler ki: "Allah, eğer dilemiş olsaydı yedireceği kimseyi biz mi yedirecek mişiz? Gerçekten siz, apaçık bir sapıksınız." (Yasin Suresi: 47)
İnsanlar arasında yardımlaşma ilkesi koyan Allah’ın hükümlerini, bir kenara atanlar sadece akıllarını değil duygularını da kaybetmiş ve insanlara kötülüğü ahlak haline getirmişlerdir. Alimler, ayet-i kerime’nin Eski İran İmparatorluğu’nun durumunu resmettiğini beyan etmişlerdir. Eski İran yönetimi bu anlamda tam bir liberal. Bırakın “piyasa tanrısı” fakirlik problemini halletsin. Ama bunların tamamı aynı zamanda laik. Dinin ekonomi sahasında söz söylemesini istemezler. Faiz haramdır sözü affedilmez suç, kadınları genelevlerinde satmayın demek ise irtica.
Kimse sormaz, devlet niye bankalara, halkı satmasını. Medya ve üniversiteler, bu para aktarım işinin ne kadar elzem olduğunu bize yutturmaya çalışırlar. Genelevleri sadece bir kurum. Ama bu kurumu işleten medya ve üniversiteler.
Güneşi tabiatın doğurduğunu söyler laikler, ekonomiyi de piyasa. Siyaseti meclisler kanunları hukuk (!) fakülteleri. Bu dünyada Allah’a yer yoktur. Diyanette temsil edilen tanrı ise laik. Ahmet Turan Alkan’ın hezeyanı neydi: “Allah, laiklikten yanadır.”
İnsanı yaratan Allah!.. Ama insan, Allah’a dünyasında yer vermek istemiyor. Zaman Gazetesi Yazarı Ahmet Turan Alkan şöyle diyor:
“Ben bir köprünün açılışını yaparken bile dini göndermeler yapılmasından rahatsızlık duyarım. Çünkü İslam zaten hizmet etmeyi öğütler, bu hizmetin o biçimde dile getirilmesi iyi değildir. Laikliğin Türkiye için mutlaka uygulanması gerektiğine inananlardanım. Yani ben laiklikten yanayım çünkü Cenab-ı Hak da öyle isterdi.”
Bari Allah’a hakaret edilirken Cenab-ı Hak demeseydi iyiydi. Köprü açarken aman Allah’ın adını anmayın. Allah kendi isminin anılmasından rahatsızlık duyuyormuş. Bence Ahmet Turan Alkan ölürse cenaze namazını kılmayalım. Zira mecburen Allah’ın adını anacağımızdan ölenin ruhu rahatsız olur.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.