ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

AK Parti Döneminde Eşcinsellik Neden Arttı?

Ahmet Akgünler

14 Kasım 2013 Perşembe 07:30
  • A
  • A

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ve HDP Kurucu Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in eşcinselliğe özel destek verdikleri malumdur. Peygamberlerimizden Hz. Lut (as), eşcinseller hakkında şöyle demiştir: Lut’u da (peygamber olarak) gönderdik. Kavmine dedi ki: “Sizden önce âlemlerden hiç birinin yapmadığı fuhuşu mu yapıyorsunuz? Çünkü siz kadınları bırakıp da şehvetle erkeklere gidiyorsunuz.” (Araf Suresi: 80) Âlemlerden hiç kimsenin yapmaması eşcinselliğin fıtrata ve evrenin kanunlarına aykırı olduğu beyan edilmiştir. AK Parti’nin çıkarmayı taahhüt ettiği “nefret suçları” yasa tasarısı eşcinselliği eleştirmeyi yasaklayabilir. Bu Hz. Lut (as)’ı sanık sandalyesine oturtmak anlamına gelebilir.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan “Toplum Psikoloji” isimli eserinde “Sosyal Şizofreni”den bahsetmektedir. Nevzat Tarhan şunu demektedir: “Sosyal Şizofreniyi anlamak için, önce şizofreni hastalığının açıklanması gerekir. Halk arasında delilik olarak bilinen bir akıl hastalığıdır. Çok çeşitli tipleri olan bu hastalığın en önemli özelliği, hastaların realiteyi test etme yetilerinin bozularak gerçeklerle olan bağlantılarının kopmasıdır. Şizofren bir hasta güneşin kendisi için doğduğunu, yağmurun o üzüldüğü için yağdığını düşünür.” Buradaki incelik şudur. Şizofreni hastası kendine hayatın doğal akışı dışında yeni bir gerçeklik inşa etmektedir. Bir nevi ayakları yerden kesilmektedir. İşte bu ayakları yerden kesilen kimseler, örgütlü deliliğin ortaya çıkmasına vesile olmuştur.

Türkiye’de 14000 kanun maddesi vardır. Bu kanun maddelerinin her yıl 400 âdeti değişmektedir. Bir insanın ömrünün 60 yıl olduğunu farz edersek insan ömründe en iki kere radikal bir dünya inşa edilmektedir. Yani Türkiye, insanların istikrarlı bir insan gibi yaşayacağı bir ülke değildir. Kanunlar her otuz yılda bir yeni bir insan “yaratmaktadır.” Böyle bir ortamda insanların fıtratlarını muhafaza etmesi mümkün değildir. Ayrıca cezaevlerindeki koğuş sisteminin insanın yine kendisi ile bağını yok ettiğini söylememiz lazımdır. Zaten psikologlara göre cezaevi, cinsel sapkınlıkların merkezidir. Uzun yıllar cezaevinde kalan insanlar değişik psikolojik hastalıklara kapılırlar. Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın bünyesinde faaliyet gösteren “Dünya Sağlık Örgütü” tarafından hazırlanan değerlendirme raporunda; Türkiye’de her dört kişiden birinin ruh sağlığı açısından tedaviye muhtaç olduğu, her yıl binlerce kişinin sosyal şizofreni hastalığına tutulduğu belirtilmektedir.

Meselenin en önemli noktası “Muhafazakâr Demokrasi” ideolojisiyle yakından alakası vardır. Komünizm, Kapitalizm, Laiklik ve Kemalizm gibi ideolojileri aşağı yukarı tarif edebilirsiniz. Ama muhafazakâr demokrasi adlı ideolojinin herhangi bir tarifi yoktur. Ortalama ahlakı tarif ettiği söylenir, ama ortak iyi ve kötü kavramı bile yoktur. Bir muhafazakârın herhangi bir kırmızıçizgisi bulunmamaktadır. Muhafazakâr; Mısır’da laikliği överken, 10 Kasım’larda Kemalist olabilmektedir. Yaşantısı genelde kapitalist gibidir. Komünizm hakkında eleştirilerde yöneltmez. Bazı zaman milliyetçi kimi zaman evrenseldir. Yani muhafazakâr ideoloji derin bir boşluğun ideolojisidir.

Muhafazakâr Demokratların iktidar da olduğu bir vasatta eşcinselliğin yayılması şaşırtıcı değildir. Asıl şaşırtıcı olan muhafazakâr demokratların ahlaktan bahsetmesi. Zaten muhafazakârların iktidar olduğu bu dönemde aile çökmüş ve cinsel suçlar patlama yapmıştır. Hoşgörü Dini, müslümanları bile kuşatmıştır.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.