İran Devleti’nin İslam’ı esas almadığı ve ulusalcı - pragmatist bir çizgide politikalar ürettiğini söylemek zorundayız. Suriye’nin Hıristiyan olan Savunma Bakanı öldüğünde “şehit” ilan eden bir ülkenin İslam ile bir alakası olduğunu söyleyemeyiz.
İran’ın Sosyalist-Baas Rejimini korumak için Hizbullah Terör Örgütü’nü ve Devrim Muhafızlarını sahaya sürmesi Şiileri bile rahatsız etmiştir. Çünkü Irak’ta en büyük dini otorite olarak kabul edilen Sistani, hem Irak Devlet Başkanı Maliki’ye hem de Esed’e çekilin çağrısında bulunmuştur. Sistani, Esed’in geri çekilmesinin “mezhep çatışmalarının” önlenmesi için elzem olduğunu kaydetmiştir.
İran Devleti’nin Suriye’deki savaşın başlangıcından bu yana “savaşı bir mezhep savaşı” gibi göstermenin gayretindedir. Zira eğer Suriye’de Esed’in katliamları mezhep savaşı gibi gösterilebilirse en azından Şii’ler nazarında bu savaşın İran açısından dini bir görüntüye kavuşturulması sağlanacaktır. Ama gerek İran’ın kendi içinde gerekse Irak’ta İran’ın bu Sosyalizm Savaşı sorgulanmaya başlanmıştır. Ayrıca yakın zamanda Hizbullah Terör Örgütü içerisinde de aynı sorgulamanın yapılacağını söylemek lazımdır. Pakistan ve Afganistan’da da İran yakın bir tehlike ve düşman olarak görülmektedir.
İran’ın ne insani olarak ne de dini olarak Esed’e verdiği desteği izah edemediği malumdur. İran’ın bugünkü tek korkusu kendisine yönelik insanlık ayaklanmasının önüne geçmektir. Bunun için bütün tarafları birbirine düşürmeye gayret etmektedir. Türkiye’de Alevileri kışkırttığı ve PKK Terör Örgütü’nü silahlı mücadeleye sevk ettiği bilinmektedir. Son olarak Batman’da öldürülen BDP sempatizanı bir gencin katilinin Hüda-Par üyesi birisi olduğu iddia edilmektedir. Güneydoğu’da faaliyette olan Hizbullah Örgütü’nün içerisine İran Ajanları sızmış olabilir.
İran’ın en büyük kaybı bölgede moral değerler açısından söylenecek bir sözünün olmamasıdır. Artık bu açıdan kimse İran’ı ciddiye almamakta ve İsrail ile İran arasında gizli bir anlaşmanın söz konusu olduğu dile getirilmektedir. İran, Suriye Savaşı’ndan Esed’den bile ağır darbe yemiştir. Çünkü Esed’in zaten Suriye dışında bir iddiası yoktu ve her zaman piyon olarak kullanılmaya hazırdı. Ama İran, güya Ortadoğu’da iddialı bir devletti.
Dışarıya karşı sözü olmayan bir devlet kendi iç sorunlarına dönmek zorunda kalır. Yakın zamanda İran’ın kendi içerisinde sert, şiddetli ve kanlı çatışmaları bekleyebiliriz. Bu savaşı İran kaybetti.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.