ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Alem ve kader

Ahmet Balki

23 Nisan 2013 Salı 09:06
  • A
  • A

Evren de dakik yasalar mevcut mudur? Gördüğümüz kadarıyla evet!.. Fakat son zamanlarda yapılan araştırmalara göre maddenin temeli atomun matematiksel kesinlikle hareket etmediği aksine dışarıdan müdahaleyle insicama girdiği söylenmektedir. Teoriye “kaos teorisi” denilmektedir.

“Kaos nazariyesi; fizik varsayımı ya da matematiksel bir tümevarım değildir. Fiziksel gerçeklik parçalarının bir bütün olarak eğilimini izaha yarayan bir yöntemdir. Kuram şu cümlelerle açıklanmaktadır: “Bir sigara dumanının havada yaptığı şekiller tamamen dağınık ve başına buyruk tesadüflerin ürünü olarak görülebilir. Ancak bir teorik fizikçi dumanın bu dinamiğinin aslında ortamdaki birçok parametre ve etken ile belirlendiği görüşündedir. Bu girdiler o kadar çoktur ve değişkendir ki etüt etmek ve net bir kanıya varmak imkânsızdır. Parametrelerin bu denli gelgeçli olması aslında o parametrelerin de bir çıktı olmasından kaynaklanır. Dumanın hareketine neden olan hafif bir hava akımı aslında odanın başka yerindeki bir sıcaklık değişikliği ve basınç farkının neden olduğu bir harekettir. Ayrıca dumanın dinamiğini etkileyen girdiler birbirlerine bağlı olabilirler ki bu durumu tam anlamıyla içinden çıkılmaz hâle sokar.
Sigara dumanı örneğine geri dönersek, hava akımının yalnızca sıcaklık değişiminden kaynaklandığını farz edelim (ki pratikte bu milyonlarca etkenden biridir). Sıcaklık değişimi ortamda basınç farkı yarattığından hava akımını etkiler. Ancak oluşan hava akımı sıcaklıkta tekrar değişimlere neden olacağından farklı girdilerle tekrar bir fonksiyon oluşturur ve bu değişim sonsuza kadar devam eder.
Birçok farklı girdinin sürekli değişerek fiziksel değişimler ve farklı düzenler yaratması ve bu düzenlerin yine kendisini etkilemesi insan zekasının ve günümüzdeki gözlem ve bilimsel tahmin yeteneklerinin çok çok üstünde olmasından dolayı kaos olarak nitelendirilir. Oysa tüm bu değişimlere neden olan fiziksel yasalara ve matematiksel açıklamalara hâkimiz.

İşte bu noktada karşımıza düzen ve kaosun aslında birbirine ne kadar sıkı sıkıya sarılmış olduğu ortaya çıkar. Fiziksel yasalar ne kadar basit olursa olsun sonuç o kadar rastlantısal ve karmaşa doludur. Demek ki fizik yasalarımız ve matematik evrendeki hareketleri açıklama da yetersizdir.
Öyleyse şunu söyleyebiliriz: Gerek âlemin düzenli hareketi gerekse de yok olmaması bir ilah sayesindedir. Nitekim şöyle buyrulur:

“Eğer yer ile gökte Allah'tan başka ilâhlar olsaydı, bunların ikisi de muhakkak fesada uğrar yok olurdu.” (Enbiya Suresi: 22)

Âlemdeki bütün varlıkların aşikâr bir intizamla ile mevcut vücut bulması eşsiz bir ilahın olduğunu gösteren alametlerdendir. Aslında kainatta hiçbir şey 1+1=2 kesinliğinde olmamakta 1+1= 1,2,3… sonsuz ihtimallere sahne olabilmekte ama bu karmaşa da her şey 1+1=2 şaşmazlığında vuku bulmaktadır. Ateş her zaman yakmakta, güneş belli bir seride felekte yüzmekte ve yere attığımız şey düşmektedir.

Teorinin ortaya attığı kaos asıl hayatta bulunmamakta ve kargaşayı nizam haline getirmektedir. Fenomenlere dair araştırma yapanların elinde tümevarım ve tümdengelim diye bilinen iki temel yöntem vardır.

Tümevarımda maddenin bölünebilecek en minik kısımlara ayrılması ve nesnenin mahiyetini anlama arzusu ön plandadır. Metot, nesne üzerine uygulandığında bilinmezliklerimizin sürekli arttığı ortaya çıkmıştır. Bilim adamları atomun yapısı üze-rinde marifetimizin sadece \%4 olduğunu çarpıcı bir şekilde ifade etmektedirler.

Tümdengelim usulü de malumatlarımıza netlik kazandırma-maktadır. Sözgelimi suyun oksijen ve hidrojen gibi yanıcı ve patlayıcı atomlardan meydana geldiğini öğrendiğimizde suyun oluşumunu sadece öğretilerimizle açıklayamayacağımız ortadadır.

Madde hakkında zann-ı galibe sahip olan ilim ehli karmaşık olan âleme bir düzen veren ilahın şuuruna ererek Allah’tan başka ilah olmadığına şahadet ederler:

“Allah kendinden başka ilâh olmadığına şahadette bulundu, Melekler de şahadette bulundu.. İlim sahipleri de adalet ölçülerini ayakta tutarak şahitlik ettiler.”(Al-i İmran Suresi: 18)

Bu noktada temel sorumuz şudur: Fiziki veya diğer bilim çeşitlerini esas alarak kaderin mahiyetini anlayabilir miyiz?

Bu soruya cevabımız hayır olacaktır. Bir kere âlemin mahiyetini algılamaktan uzak olduğumuzu yukarıda gördük. Kaldı ki fizik âlemin yasalarını tespit etsek ve bu tespitlerimiz sonucunda (akıl yürütme ile) insan iradesi yoktur veya insan bağımsızdır gibi bir sonuca ulaşmak elma ile armudun toplanmasından başka bir şey değildir.

Çünkü fizik âlemdeki yasaları kuralın sahibinden bağımsız olarak düşünmemiz mümkün değildir ve fizik yasaları kanun sahibini bağlamamaktadır. Bir ayette şöyle buyrulur:

“Biz de dedik ki: "Ey ateş, İbrahim'e karşı soğuk ve esenlik ol."(Enbiya Suresi: 69) Allah isterse kolayca kendi koyduğu yasayı durdurmakta… İstediği zaman yak demekte istediği zaman da yakma…

Fizik ile gaybı bilemeyiz ancak Allah’ın varlığı ve birliği konusunda kanaat elde ederiz. Bu kanaatimiz bizi Allah ve Resulünün bütün sözlerini doğrulamayı gerektirir. Başka kaynaklara kulak vermek ise yalan ve yanlışa boyun eğmek olur.

Kaderi inkâr eden modern ideolojiler ve devletler; mecburi temel eğitim, kitle iletişim araçları, resmi ideoloji militanları ile insanların kaderini çizmeye çalışmakta hatta bu konuda uzun yıllara dayanan planlar da yapmaktadırlar.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.