“Eski Tüfekler olarak bilinen TKP kadroları ve üniversite işgallerinin provokasyona açık olduğunu ileri süren (tedirgin olan) bazı TİP mensupları, zaman içerisinde tasfiye olmaya başlamışlardır. Bu süreçte, TİP’in karşısında yer alan ve Milli Demokratik Devrim (MDD) tezini savunan sivil aydınlar ve askeri bürokratlar, “işçi sınıfına dayanan sosyalist” devrimin hayal olduğu tezini ön plana çıkarmışlardır. MDD’ci akım, Sosyalizme yönelmeye başlayan gençlik hareketini; yeniden “2. Kurtuluş Savaşı”, “CHP ile ittifak ve Milli Cephe” gibi iddialarla ve “ordu-gençlik elele” gibi sloganlarla, kendi darbeci-reformist anlayışlarına çekmeyi başarmışlardır. 1968 yılında başlayan devrimci gençlik hareketinin liderleri; ilk yıllarında parlamentarizmle (cici demokrasiyle) bağlarını koparmalarından iki yıl sonra medya aydınlarının teşvikiyle darbeci-Kemalist çizgiyi savunmaya başlamışlardır. Artık devrimci gençlerin önemli bir bölümünün, yürüyüşlerinde kalpaklı Lenin ile kalpaklı Mustafa Kemal’in fotoğraflarını bir arada taşımayı (taktik ve strateji adına savunmaya başladıklarını söylemek mümkündür.”(1)
Suriye’de gerçekleşebilecek İslami bir yönetim başta İsrail olmak üzere İran ve Hizbullah Terör Örgütü’nün uykularını kaçırmaktadır. İran ve Batini Cephenin diğer unsurları (Şii Mezhepçileri ve Nusayri Çeteler) bu dönemde 100.000 müslümanı vahşice öldürdü hatta bebekleri bile yakarak öldürdü. AK Parti İktidarından bağımsız olarak Türkiye’nin Suriye’ye komşu olması katiller çetesi için daima risk unsurudur. 28 Şubat Cuntası’nın kaybetmesi ve Suriye tipi Baas Yönetimi’ni Türkiye’de kuramaması Baas Çetelerini tedirgin etmiştir.
Suriye’de müslümanların yenilmemesi, Irak’ta Maliki Yönetimine karşı direnmesi ve Afganistan’da Taliban’ın yenilmemesi İran, İsrail, ABD ve Baas Çetesini ortak hareket etmeye itmiştir. Beraberce Müslümanları durdurmak isteyen bu şer cephesi Türkiye’de operasyon kararı almışlardır. (2) Türkiye içerisinde endişeli modernler, Kemalist İdeolojiye gönülden bağlı kesimler ve Suriye’deki Baas Çetesi ile irtibatlı Alevi sınıflar operasyonun kullanılacak kesimleridir. Bu kesimlerin hemen tamamının amacı Mustafa Kemal’in ismini kullanarak orduyu harekete geçirmek ve sonrasında Müslüman soykırımına girişmektir.
Türkiye’de Alevileri tedirgin etme görevi İran ve Baas Ajanlarına tevdi edilmiştir. 3. Köprü Tartışmaları ve Suriye’de Aleviler’in katledildiği yalanları pazarlanarak Aleviler harekete geçirilmek istenmektedir. Hatta Hatay Bölgesi’nde Alevilere silahlanma çağrıları bile yapılmaktadır. Tek başına bir Alevi Ayaklanması’nın başarılı olmayacağını düşünen oyun kurucular Alevilerin, Mustafa Kemal’in arkasına geçmesini tavsiye ve telkin etmektedirler. Ülke elden gidiyor sloganlarının ardında sıkı bir mezhep taassubu bulunmaktadır.
3. Köprü’nün adının “Yavuz Sultan Selim” koyulması aslında Aleviler içinde bir teminattır. Zira Yavuz Sultan Selim, 40.000 Alevi’yi öldürmedi. Sadece Osmanlı’yı sürekli rahatsız eden, Şahkulu İsyanı ile 50.000 müslümanın kanına giren hainler haini Şah İsmail taraftarlarını mertçe savaşta yenmiştir. Şah İsmail Hizbi, bütün kâfirler gibi meydanda kazanamadığı savaşı acaba yalanlarla kazanabilir miyiz derdinde. Hem Yavuz Sultan Selim, Alevileri öldürdü ise Anadolu Coğrafyası’nda “aleviler” günümüze kadar nasıl yaşadı? (3) Aslında katliam yapan Yavuz Sultan Selim değil elçi bile katledecek kadar ahlaksız Şah İsmail’dir. (4) Aklederlerse 3. Köprü’nün isminin Yavuz Sultan Selim isminin koyulması Aleviler için bir teminattır. Osmanlı Dönemi’nde Aleviler asla soykırım denilen katliamlara uğramamıştır. Aksine Aleviler en büyük acıyı İran Coğrafyası’nda ve Mustafa Kemal Dönemi’nde yaşamışlardır.
İktidarının gitmekte olduğunu gören (ki mutlaka gidecek) Esed ve İran; Türkiye’deki Alevileri kullanmak istemektedir. Türkiye’deki Alevilerin bu oyuna gelmemeleri kendileri için elzemdir. Zira velev ki, Aleviler Mustafa Kemal’in ismini kullanarak iktidarı devirseler ve orduyla birlikte Baas Tipi bir yönetim kursalar ve milyonlarca müslümanı öldürseler de iktidar olamazlar. Zira adına Arap Baharı denilen süreçte göstermiştir ki; bu toprakların asli mayası İslam’dır. İran, Hizbullah, İsrail, ABD ve Baas önce kendilerini koruyabiliyorlarsa korusunlar. Lütfen bu oyuna gelmeyin; Baas sizin kanınız üzerinden rahatlamak istiyor. Müslümanlar egemen oldukları hiçbir yerde toplu katliam yapmamışlardır. Kendinizi ateşe atmayın.
1- Hüsnü Aktaş - İsyan Çiçekleri- sh. 8 Misak Yayınları
2- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/taksim-teroru-iran-abd-israil-ve-baas-koalisyonu/1867/
3- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/batini-cellat-sah-ismail-ve-yavuz-efendimiz/2174/
4- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/batini-teroru-sah-ismail-ve-iskender-pala/2141/
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.