Gayr-i ciddi; bu kadar hafif mi olur insan? Kelimelerin bir haysiyeti var; şımarık; “ne ehemmiyeti var lügatin ve cümlenin” dalgasında. Bâtıni; Kur’an’ın “hırsızın elini kesin” fermanına “hapis cezası da olabilir” zırvalığında. Allah, ceza verin dememiş “kesin” demiş ama ahkâmın bir kıymet-i harbiyesi yok, bu antikapitalist gayri müslimler için. Tarihselciler, en büyük hasımları tefsir âlimleri.
Açmak manasına gelen tefsir; Furkan’ın, insan için mümkün olan ölçüde muradını açıklayan ilim. Kur’an, müteşabihler (müşkil, mücmel, hafi) dışında apaçık fakat tefsir zorunlu. Herkes okuduğundan aynı manayı çıkartmıyor; bazı mefhumların ve hükümlerinde şerhe ihtiyacı var. Hz. Muhammed (sav), kitabımızı sözlü ve fiili açıklamakla yükümlü elçi. Bir de Arapça bilmiyorsanız elbet tefsir, ihtiyaç değil elzem. İmam Gazali’yi dinleyelim:
“Bir lafız, başka bir manaya gelmiyorsa kavramak için Arapça bilmek yeterlidir ama birden çok anlama gelme ihtimali varsa karine olmadan ilahi manayı anlayamazsınız. Karine; açık söz, akıl, işaret, hareket, cümle öncesi ve sonrası, ayetler inerken yaşayan sahabenin izahları olabilir.”
Lisan bilmek zaruri… İhtiyacımız yok diyorsanız yok artık ahmak diyesim gelir. Nass açık değilse sahabenin açıklamaları Kur’an’ı anlamak için zorunlu. Tabii Kur’an’ı egemenlerin veya antikapitalistler gibi saptırıcıların eline vermek istemiyorsanız. Ashabı ihmal ederseniz, Kur’an’ın kelimeleri ile oynayarak bütün manaları iptal edebilirsiniz.
İlmi birikimi bir çırpıda arkalarına atanlar; ahkâmı değiştirme, tahrif etme ve kronolojiye gömme faaliyeti icra ediyorlar. Hasan Hanefi, R. Garaudy, Fazlurrahman, Muhammed Arkoun, İhsan Eliaçık, Abdülaziz Bayındır, Mustafa İslamoğlu vs. İsimler değişik ama hepsi ahkâmın tarihselliğinde ittifak halinde.
“Çok eşlilik, hırsızın elinin kesilmesi, kısas ve zina cezası” 600 yılında kalmış ve bugün geçerli değil. Arkoun, daha da ileri giderek aklın kabul etmediği hiçbir hüküm kabul edilmemeli der. Kibirli ve ahlaksız bir akıl!..
Kur’an; evet tarihte nazil olmuş ve evrensel ilkeler ortaya koymuş lakin bu durum hükümlerin geçmişe defnedilmesini gerektirmez ki. Bütün çağlara hitap eder; cihat ve ictihad ile müslümanların asra müdahil olmalarını emreder. Cihadı başa aldık zira müslüman, ahkâmını zamana uydurmaz, İslam’ı egemen kılmaya çalışır.
Mukaddes Metinleri, “ekonomi”yi merkeze alarak okuyup tıpkı solcu ağabeyler gibi “eşitlik” kavgasına tutuşanlar, ideolojik soytarılığın içerisinde yerlerini alıyorlar. İslam’ın şartlarından zekât; “müslümanların zenginlerinden alınıp fakirlerine verilen” bir ibadet. Zengin ve fakir var yani. Antikapitalistler, zekât gibi muhkem bir nassı iptal ettiklerinden müslüman değiller. İhsan Eliaçık iyi ki Hz. Ebubekir’in (1) zamanında yaşamamış yoksa kurtulamazdı öfkesinden. Madem Hz. Ebubekir yok; sen de cehaleti yücelten ve disiplinli bilgiyi küçümseyen kimseler arkandayken yuttur milleti.
1)- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/hz-ebubekir/469/
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.