ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Antikapitalistler ve Adalet Devleti hikayesi

Ahmet Balki

23 Mayıs 2013 Perşembe 11:18
  • A
  • A

İstismara açık kavramlar vardır: Adalet gibi. Aslında sömürüye açık olmayan bir mefhum adalet. Zira bir şeyi ait olduğu yere koymanın adıdır, bu sebeple tektir ve sübjektif normlara kapalıdır. Eşitlik sözcüğüyle de eşitleyemezsiniz illa da eş anlamlı bir mefhum arıyorsanız “Hak” daha uygun.

İdeolojiler; âlemi ve insanı kendi oluşturduğu sahte kavramlarla tanıtan, hakikatle bağını kopartan kimselerin batıl “dünya görüşü.” Ortak idealleri; adalet, kardeşlik ve eşitlik. Kapitalizm de sosyalizm de aynı amacı farklı yollarla savunan felsefe. Hakikatten umutları yok bu sebeple birbirlerinin yanlışlarını tespit ile meşguller.(1)
İslam Fıkhın da “Allah’ın bir şeyi emretmesi farzdır” ve farz müslümanları bağlar. Hırsızlık, zina, içki içmekle ilgili bir takım hükümler başka bir şeye bakılmaksızın uygulanır. Elbet müeyyidelerin bulunması cemiyetteki fitne ve fesadı yok etmek içindir.

İdeolojiler, sosyal hayattaki karmaşanın giderilmesi için Allah’ın indirdiği hükümlerin hem yetersiz hem de gereksiz olduğunu iddia eden disiplinlerdir. Müslüman olduğunu ikrar edip “antikapitalist” rüzgârla hükümlerin bir anlamının olmadığını ehemmiyetli olanın “adalet” olduğunu söylemek dini reddetmektir. Nitekim Resul-i Ekrem (sav) bir hadislerinde; “Nefsim yed-i kudretinde olan Allah’a yemin olsun ki, arzusunu İslam’a tabi kılmayan kimse iman etmiş olmaz” buyurmuştur. Kaldı ki bir meseledeki adil hüküm nedir?

İmam Şafii; adalet; “Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmektir” demiştir. Bu tarif; “Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse işte onlar zalimlerin ta kendisidir” (2) ayetine dayanmaktadır. Allah adalet meselesinde Peygamberini bile şöyle uyarmıştır: “İnsanlar arasında, Allah’ın indirdiği hükümlerle hüküm ver, sakın onların heva ve heveslerine tabii olma.”(3) Dolaysıyla antikapitalist gayri müslimlerin adalet devleti hikâyesi; zulümden başka bir şey değildir.
Yönetici ve sınıfların hiçbiri zulme dayalı kanunlarını zulüm adına savunmamıştır. Hepsinin ortak iddiası kendi getirdikleri kanunların hak, diğerlerinin zulüm olduğudur. Hırsızlık yapanları veya haksız yere insan öldürenleri hapishanelere koyan rejimlerinde ortak gayesi adaleti tesis etmek ve toplumu kötülüklerden korumaktır. Bu iddialarında samimi de olabilirler. (4) Ama adalet ne odur ne de budur. Adalet; Allah’ın hükümleridir. Bu konuda İmam Maturidi (rh.a) şu tespitleri yapar:

“İnsanların değişik din ve mezheplere ayrıldığı ve sadece kendilerini hak diğerlerini batıl gördükleri bilinmektedir. Kanaatlerinin kaynağını da atalarını taklid olduğu da malumdur. Dolaysıyla hakikate ulaşmak için taklidin bir değeri olmadığı ortadadır.

İnsanlar arasında son sözü söyleme hakkı çoğunlukta değil sadece akli delile sahip kimsededir. Bu sebeple hakikati bulma noktasında peygamber kimse o hak yoldadır. Herkes peygambere tabii olarak hakkı bulmak zorundadır. Doğruluğu kanıtlanmış ve sağlam kanıtlara dayanan deliller sadece peygamber de mevcuttur. Batıl ehlinin tutarlı deliller getirmesi mümkün değildir. Delil ile hareket eden kimse, batıl ehlinin (ve ideolojilerin) yaldızlanmış sözlerden başka bir şey olmadığını yakinen görür.” (5)

“Antikapitalist Gayr-i Müslimler” yaldızlanmış sözlerde söyleseler, şeytanın borazanlığından başka bir şey yapmıyorlar.

1- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/asimetrik-bilgi-teorisi-ve-iktisadi-zulum/571/
2- Maide Suresi: 45
3- Maide Suresi: 48
4- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/suc-akademisi-cezaevleri/1431/
5- İmam Maturidi; Tevhid’den.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.