ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Batınilik, dücane ve arsızlık

Ahmet Balki

28 Haziran 2013 Cuma 00:48
  • A
  • A

Türkiye’de siyasi mücadelede gizli örgütlerin ve Batinilik ideolojisinin önemli bir yeri vardır. Çeşitli yazılarımızda “Batinilik İdeolojisini” değişik açılardan tahlil etmiştik. (1) Birçok terör hadisesinin arka planında Batinilik İdeolojisini görmemiz mümkündür. (2) İslam’ı tahrif etmek isteyen İslam Düşmanları’nın temel amacı Batini İdeolojiyi her daim diri tutmaktır. Mukaddes hiçbir değere inanmayan Bâtınilerle baş etmek hiç de kolay değildir. (3) Kelimeler ve kavramların hakiki manasının izafi olduğunu iddia edenlerle hiçbir konuda anlaşmak mümkün değildir. Bu sebeple İbn-i Abidin (rh.a); “Şeriat, tarikat ve hakikatten maksat kulluk vazifesinin beklendiği şekilde yapılmasıdır” demiştir. Hiçbir değer (duygu, ilham vs.) şeriatın hududunu aşamaz. Nitekim Pezdevi (rh.a) şu tespiti yapmıştır: “Şeriat hakikattir, hakikat şeriattan başka değildir.”

İşte bu sebeple Yusuf Kerimoğlu “Emanet ve Ehliyet” isimli eserinde şöyle demektedir:
“Ehliyet sahibi olduğu sürece bülûğ çağına ermiş bir insan; kendisinden emir ve nehiylerin sakıt olacağı bir mevkie ulaşamaz. Kur'ân-ı Kerîm'de: "Sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et..."(4) hükmü beyan buyurulmuştur. Ehl-i Sünnetin müctehid imamlarına göre; teklîf-i ilahîden maksad imtihandır. Dolayısıyla kuldan hiçbir suretle teklifler düşmez. Âlemlere rahmet olarak gönderildiği kat'i nass'la sabit olan Resûl-i Ekrem (sav)'in ibadetler hususundaki titizliği, tevatür derecesindeki haberlerle sabittir. Ehl-i Bid'at'tan bir zümre (İbahi'ler) "Bir kul son derece Allah'a muhabbet makamına erişip, kalbi gafletten temizlenirse, zahiri ibadetlerin düşeceği" iddiasını ortaya atmışlardır. İbn-i Abidin: "İbn-i Kemâl'in risalesinde zikredilmiştir ki; tasavvuf davasında bulunanlardan bazısı, yüksek bir dereceye vasıl olduğunu, kendisinden ibadet ve taatın düştüğünü ve kendisine bütün günahları işlemenin helal olduğunu iddia eder. Böyle bir kimsenin öldürülmesinin vacip olmasında şüphe yoktur. Çünkü bunun dine zararı pek büyüktür. Böyle bir davada bulunmakla her şeyi mübah kılan kimse kapanmayan bir kapı açmış olur ve bu kimsenin zararı haramların mübah olduğuna inanan kimsenin (İbahi'lerin) zararından daha büyüktür. Çünkü haramların mübah olduğuna inanan kimse küfrünün meydana çıkacağından korkarak bu sapık fikrini söylemekten çekinir. Bu kimse ise ibadet ve taatın, haram ve helâlın dinde kendi derecesine ulaşamayan kimselere mahsus olduğunu iddia edip bütün faasıkları "kendisi gibi yüksek mertebeye ulaştıklarını" iddiaya davet eder" buyurarak, ehl-i bid'at tasavvufçular arasında da, bu sapık anlayışın bulunduğunu kaydetmektedir.”

Son derece önemli bir tespit. Taksim’de meydanlara çıkan ve terör estiren Hedonistlerden daha tehlikelidir Bâtıniler. (5) Zira Batini Cephe sözlerini güya yüksek dini duygulara dayandırır. Mesela Dücane Cündioğlu… “Tanrı’nın şehre gelmesi, Tanrının çocukları” gibi şaşkınca metaforlar, ahmakça mecazlar veya tamamen batıni teşbihler güya dil-anlam, semantik vs. üzerine uzmanlaşmış bir zat tarafından seslendiriliyor. Bu şirk düzeyi zirve yapmış mantık ve söylemle önce “araftayım” rolleri kesilir, sonra da melankolik bir ruh haliyle egemen sınıfların bekası için seferber olunur elbet.” (6) Allah’a çocuk isnad eden bir kişiye herhangi bir müslüman “kâfir” damgasını vurur. Ama Dücane gibi isimler, bu cümleleri kullanırken “yüksek” dini duygular saçmalığına bürünür. Sevenleri de zanneder ki, Dücane, bir şey söylüyor. Tıpkı İhsan Eliaçık gibi. (7) Biz yine Dücane’ye dönelim.

Kenan Alpay, “Tutarsız Olduğu Kadar Arsız da” isimli yazısında özetle şu tespitlerde bulunmaktadır: “Dücane Cündioğlu’nun edebi ve cerbezeli, cerbezeli olduğu kadar da tutarsız ve tuhaf “Taksim Manifestosu”; (…) bir ibret vesikası. (…) Bu kişi, içinden “çıktığı kabuğu beğenmeyen kestane” misali, Hürriyet Gazetesi’ndeki yerinden, iktidar sınıfları adına siyaset yapıp, topluma nizamat vermeye kalkışıyorsa... Biz de Ahmet Kaya gibi mi desek acaba; “Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça” ?!
Taksim Manifestosunda Cündioğlu’nun eylem ve direnişe güzellemeler döktürmesine bakıp da kimse onun ezelden beridir direnişlere omuz ve gönül verenlerden olduğunu sanmasın. Aksine o direnişe omuz vermek bir tarafa gönül dahi vermemiş hatta bununla da yetinmeyip direnişi hep küçük görmüş, alay etmiş biridir.

Bu konuya dair küçük bir hatırlatma yerinde olur sanırım. 28 Şubat sürecinin en azgın ve iğrenç dayatmalarına, üniversite önlerinde kitleler halinde karşı çıkıldığı dönemdi. 28 Şubat cuntacılarının, asker-sivil bütün birimleri seferber ederek başörtüsüne sistematik saldırılar düzenlediği bir vasatta Beyazıt’takiİstanbul Üniversitesi merkez kampüsün önünden öğrenciler büyük kitleler halinde Cerrahpaşa ve Çapatıp fakültelerine kadar protesto yürüyüşleri yapıyordu.(…)
Mezkûr dönemde Yeni Şafak Gazetesi’nde yazan Cündioğlu ne yapıyor, yazıyor ve söylüyordu acaba? (…) Cerrahpaşa Tıp Fakültesine kadar slogan ve pankartlarla yürüyen binlerce kardeşimize söylediği neydi? Şu: “Slogan atıp, pankart açıp protesto yürüyüşü yapacağınıza yakındaki filan türbeyi ziyaret edip dua etseydiniz daha makbul olurdu.” İşte adalet ve özgürlük mücadelesinden dahi habersiz, üstelik de bu kadar laubali ve lakayt bir aydındır kendisi. Bu laubali ve lakaytlık halleri bu dönemden itibaren başlayan ve kustururcasına tekrar eden “reçel bile yapamazlar” yazılarıyla tam bir ukalalığa terfi etmişti. Mücadeleyi tahfif eden perspektif, zaman içinde özelde okuyan-mücadele eden ama en genelde, bütün kadınları tahfife dönüşmüştü. (…)

Cündioğlu yazısında, bu ülkede sanki adalet arayışı tümüyle tamamlanmış da ihsanda bulunmaktan, daha önemlisi mevcut gerilimi aşmak için “memleket evlatlarının” karşısında merhametle geri adım atmaktan bahsediyor. Üstelik de “Türkiye halkının kültürel tercihlerini iktidar belirleyemez, hele hele yöneticilerin şahsi beğeni düzeyleri” gibi cümleler kurarak yaşanan onca zulmü ve faillerini görünmez kılma gayretiyle girişiyor bu davete.

Zannedersiniz ki Türkiye halkının sadece kültürüne değil kılık kıyafetinden ibadetine, ezanından siyasi tercihine, dilinden tarihine, alfabesinden takvimine kadar muhafazakâr (ya da İslamcı) bir vesayet hâkim olmuş veya olmak üzere. Bu ne çirkin ve ahlaksızca bir tasvirdir ki, Kemalist egemen sınıfların klasik kaos-çatışma ve ihtilal sürecini, siyasetin “sonu gelmez üslup hataları”na bağlayarak, şeytanın avukatlığı yapılmaktadır. Siz hangi ülke ve tarihten, hangi toplum ve siyasetten bahsediyorsunuz, diyesi geliyor insanın. (…)

Bütün bu çelişkiler ve tutarsızlıklar bir yana, Kur’an mesajını keyfine göre, nefsine göre, istikbaldeki hesaplarına göre çarpıtmaktan imtina etmeli değil misin? İbrahim ve Yusuf (a.s.) kıssalarını açıkça çarpıtmalar, meselenin gelip dayanacağı yeri işaretliyor zaten. Âl-i İmran Suresinin açıkça savaş/harp halindeki Rasul ve ashabının arasındaki ilişkiyi niteleyen 159. ayet-i kerimesini, bağlamından koparıp, eğip bükmek, hayâ/utanma duygusundaki aşamaya/aşınmaya delalet etmektedir. Ne metinde ne de bağlamda “halk” ifadesi geçmektedir. (…)

“Halk” güzellemesi yani popülizm yapalım derken içine düşülen durum bu. Dansın yolunu açıp meşrulaştırmak için “raks eden gençler”, bar-meyhanenin yolunu açmak için Niyazi Mısri ve Neyzen Tevfik tavsiyeleri!?

Bilineni bir kere daha hatırlatalım: Kur’an-ı Kerim’i bir sahih iman, salih amel ve güzel ahlak değil de salt bir bilgi kitabına dönüştüren üstelik de bu bilgiye sahip olmakla tekebbür edenleri bekleyen akıbet, hiç ama hiç hayırlı bir akıbet değildir. Sahip olduğu bilgi ve tecrübeyi egemen sınıfların çıkarları adına tasarruf edenlerin, Ertuğrul Özkök, Cem Boyner ve Rahmi Koç’la köşe kapmaca oynayanların “iyi” bir “gelecek”leri olsa bile “akıbet”lerinden korkulur... “ (8)
Sonuç olarak Batiniler yeniden sahnede. Yavuz Sultan Selim (rh.a) gelmeden soytarılar meydandan çekilmez.

1- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/batini-terorunun-cikisi-ve-antikapitalistler/2003/
2- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/batini-teroristlerin-faaliyetleri-ve-antikapitalistler/2036/
3- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/teror-orgutu-antikapitalistler-ve-batiniler/2042/
4- Hicr Suresi: 99
5- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/taksim-uzerinden-delikanlilar-ile-hedonistler-vavgasi/1903/
6- http://www.haksozhaber.net/tutarsiz-oldugu-kadar-arsiz-da-27130yy.htm#.UcyvYjvGpDA
7- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/hz-muhammed-ihsangillere-ne-yapardi/2265/
8- http://www.haksozhaber.net/tutarsiz-oldugu-kadar-arsiz-da-27130yy.htm#.UcyvYjvGpDA

YORUM YAZ
TOPLAM 1 YORUM

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.

  • - Muhmmed:28 Haziran 2013, Cuma 08:17

    Güzel bir yazı Allah cc razı olsun ahmet kardeşten maalesef Müslümanların baş belası Tasaruf tarikatlardır