Yaratılış, iyi ve kötü gibi belli başlı meselelere cevap veremeyen ve salt duyuları esas alan bilimcilik akımı; derin bir cehaleti ve korkunç bir şımarıklığı beslemektedir. Şöyle derler genellikle; “Hayat ancak bu dünyadadır, ölürüz ve yaşarız; bizi ancak zaman yok eder.” (1)Bu sebeple onlar; “sadece dünyanın dış yüzünü bilirler.” (2) Evet, tarihten ders almayıp mevcut anı mutlaklaştırmak felaketin ta kendisidir. (3)
Dini evrimin bir parçası olarak değerlendirip yerkürede cennet vaadeden filozoflar; akidenin ahiret esaslarını dünyaya taşımışlardır. Cahiliyye Dönemi’nde de ekonomiyi mutlaklaştıranlar, ticaret ile faizi birbirlerinin yerine kullanmışlardır. Kur’an’da şöyle buyrulur:
“Riba yiyen kimseler, şeytan çarpan kimse nasıl kalkarsa ancak öyle kalkarlar. Bu onlara, “alışveriş de faiz gibidir” demeleri yüzündendir.” (4) Riba; şişmek, karşılıksız fazlalık ve cinsi ve miktarı aynı olan iki şey diğeri ile değiştirildiğinde bir taraf için kabul edilen üstünlük manasına gelir. (5)
Ribaya faiz denilmektedir ve bu icare akdine kira akdi demek gibidir ki, her ikisi de aynı anlamdadır. (6) Ekonomistlere göre faiz, sermayenin ve ertelenen fırsatların kirasıdır. (7) Kişilerin faizli borç vermelerine iradi faiz, devlet tarafından belirlenmesine kanuni faiz denilir. (8) Sınıflı bir toplum oluşturan faiz; düşmanlıklarında kökeninde bulunmaktadır. (9)
Sol ve sağcı ekonomistler, dini seküler bir hayata uyumlu hale getiren din adamlarına reformculara her ne kadar minnettar olsalar da bu durum onları tatmin etmemiş iş hayatını laikleştirmeye yani dinsizleştirmeye çalışmışlardır. (10) Kendilerine “antikapitalist müslüman” ismini veren inkar etseler de solculuk da sağcılık da malın merkezde olduğu politik sistemi ortaya çıkartmıştır. Allah (cc) şöyle buyurmaktadır:
“Arkadan çekiştirip duran, kaş göz hareketleriyle alay eden her kişinin vay haline. Ki o, mal yığıp biriktiren ve onu saydıkça sayandır. Gerçekten malının kendisini ebedi kılacağını zannetmektedir.” (11)
Dinin insanları mü’min, kafir ve münafık şeklinde sınıflandırdığını unutan “antikapitalist müslüman”ların müslüman olduğunu söylememiz doğru değildir. Müslümanın ismi müslümandır ve o bütün ideolojileri reddeder. (12)
Eşyaya kulluk edenler onu hayat pınarı olarak görürler. Onlar için helal ve haramın bir anlamı yoktur. Bir hadislerinde Resul-i Ekrem (sav) şöyle buyurmuştur:
“Öyle devir gelecek ki, insanoğlu, aldığı şeyin helalden mi haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak. (13) Ve böylelerinin hiçbir duası kabul edilmez.” (14) Hadisin son cümlesi göstermektedir ki; Allah’ın hudutlarına riayet etmeyen toplumların buhrandan çıkma imkanı yoktur.
Türkiye’de entellektüellerin “Garb” haricinde bilcümle arayışlara nazarlarını örttükleri malumdur. Din, ilerlemenin en büyük düşmanıdır onlara göre… Evet, din onların anladığı manada ilerlemeye (!) elbet engeldir. Bu sebeple Mustafa Kemal şöyle demiştir:
“Dini ve ahlakı olanlar aç kalmaya mahkumdurlar. Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. Onun için önce din ve namus anlayışını kaldırmalıyız.” (15) Bu sebeple Türkiye’de laiklik; akidenin hususi alama hapsedilmesi olarak tatbik edilmiştir. (16)
Allah (cc) kafirlerin dünya görüşlerini şöyle özetlemektedir: “Kafirlere gelince: Onlar dünyada sadece zevk-ü sefa ederler. Hayvanların yediği gibi yerler. Onların yeri cehennemdir.” (17) Bu ayette kafirlerin yemekleri ile hayvanlar arasında benzetme de bulunulmuştur. Zira kafirler; şehvetlerine sıkı sıkıya bağlıdırlar ve verilen nimetlere şükretmedikleri gibi hesap vereceklerini de düşünmezler.
Amentuyu mahkum edenlere göre tarihin nihateti gelmiş ve beşeriyet ideal modele teknoloji kılavuzluğunda erişecektir. Halbuki varlığın amacı, özgürlüğün sınırı hala meçhuldür. Ahlaki çöküntü hayattan kaçırtmakta ve bizzat teknoloji dünyayı kirletmektedir. Şeytan çarpmıştır dünyayı. Toplumsal delilik revaçtadır. İnsanlık dönüm noktasındadır. Hayali ve hatta boş kurtuluş sunan antikapitalist soytarılara da aldanmamak lazım.
1- Casiye Suresi: 24
2- Rum Suresi: 7
3- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/tarih-dinamigi/384/
4- Bakara Suresi: 275
5- M. Z. Pakalın; Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, c. 3, s. 35
6- Dr. Hamdi Döndüren; Çağdaş Ekonomik Sorunlara İslami Çözümler- sh. 59
7- Tarık el Dıwany; Faiz Sorunu, sh. 78
8- Dr. Hamdi Döndüren; age, sh.60
9- Mevdudi; Faiz, sh. 14
10- Cemil Meriç; Mağaradakiler, sh. 35-36
11- Hümeze Suresi: 1-3
12- Bu meseleye başka yazılarda müstakil yalnız seri şeklinde devam edeceğiz.
13- Buhari
14- İbrahim Canan; Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, c.14, sh. 499
15- Hatırat; sh. 75-76
16- Richard Falk; Küreselleşme ve Din, sh. 55-56
17- Muhammed Suresi: 12
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.