Alevilerin ateşe atılmak üzere olduğunu söylemiştik. (1) İran ve Baas Çetesi; Türkiye’deki Alevileri tedirgin etmek için elinden geleni yapmaktadır. 3. Köprü adının tartışmaları ve Suriye’de “Alevilerin katledildiği şeklinde” yalanlar pazarlanarak Türkiye Alevileri harekete geçirilmek istenmektedir. Hatta Hatay Bölgesi’nde “Müslümanlar sizi kesecek derhal silahlanın” çağrıları yapılmaktadır. Tek başına Alevi Ayaklanması’nın başarılı olmayacağını düşünen oyun kurucular Alevilerin, Mustafa Kemal’in arkasına geçmesini tavsiye ve telkin etmektedir. Hâlbuki Dersim Katliamı, Mustafa Kemal Dönemi’nde gerçekleşmiştir.
“Ankara İnanç Özgürlü Platformu” Gezi Parkı Eylemleri adı verilen terör faaliyetleriyle ilgili şu açıklamaları yapmıştır: “Son üç haftadır kamuoyunu meşgul eden, Gezi Parkı eylemleri adı verilen kargaşa nihayet durulmaya başladı. Sisler dağılmaya başladıkça olaylardaki provokasyon izleri de daha net görülüyor.(…)
Gezi Parkı eylemcilerinin istekleri arasında çevre duyarlılığı, yaşama şekline müdahaleye karşı çıkma, demokrasi, özgürlük talepleri vardı. Ancak olayı destekleyen çevrelere baktığımızda bu taleplerin göstermelik olduğu ortaya çıkmıştır. Orman alanını tahrip ederek kurulan Koç Üniversitesi öğrencileri gibi birçok özel üniversite öğrencisi eylemlerde ön saflarda idi. Türkiye’nin sermaye çevrelerinin bu eylemlere desteğini bu gün artık kimse inkâr edemiyor. Üstelik aynı destek uluslar arası sermaye çevrelerinden, basın çevrelerinden gelmesi olayın boyutlarını ortaya koyuyor. Sermaye çevrelerini desteklediği sol örgütler ise sosyalizm’in kitabını yeniden yazıyorlar.
Ancak bütün bu olaylar arasında lanetle kınadığımız bir olay var ki, özgürlük taleplerinin aslında ne kadar sahte bir bahane olduğunu ispat ediyor. İstanbul’daki göstericilerin arasında tesadüfen kalan tesettürlü bir hanıma yapılan taciz ve hareketler göstericilerin zihniyetini göstermesi açısından ibretliktir. Altı aylık bebeğiyle saldırıya uğrayan bu kardeşimize yapılan taciz ve hakaretleri şiddetle lanetliyoruz. Şimdi bu güruhun yanında kendilerine Antikapitalist Müslümanlar adını veren grubun ne işi olduğunu merak ediyoruz. Sermaye çevrelerinin desteklediği, sol grupların rol aldığı gösterilerde Miraç gecesi bira içenlere kandil simidi ikram edip kandil gecesi kutlayan bu istismarcıları Allah’a (cc) havale ediyoruz.
Dünya’daki dengelerin değiştiği, Arap ülkelerindeki diktatörlüklerin yıkılışından sonra kurulacak yeni yönetimlerin, batının ve İsrail’in menfaatlerini tehdit etmemesi için İslâm ülkeleri içinde her türlü oyunların oynandığı günümüzde; Türkiye de bu kargaşanın içine çekilmeye çalışılmaktadır. Son olaylarda oyuna getirilerek sokağa sürülen kişilerin sergilediği İslâm düşmanlığı, Suriye sınırında meydana gelen olaylarla birlikte tahlil edildiğinde Türkiye’de bu defada ALEVİ-SÜNNİ SAVAŞI çıkarmak üzere malum çevrelerin düğmeye bastığı anlaşılmaktadır. Buradan halkımıza sağduyu ve itidal çağrısında bulunuyor, olayların arkasındaki oyun kurucuları görmeye davet ediyoruz.” (2)
Platform, Taksim Terörünün amacının arkasında Alevi-Sünni Savaşı çıkartmak isteyenleri işaret ediyor. İşte bu noktada karşımıza Hüseyin Aygün ismi çıkmaktadır. Sürekli yalan propaganda ile polis şiddetinden bahseden CHP Milletvekili Hüseyin Aygün, bir polis öldürüldüğü zaman, işte şimdi terörist arkadaşımızın intikamı alındı mealinde dehşet mesajlar paylaşmıştır. Alevi-Sünni Savaşı çıkartma yolunda görevini yapan Hüseyin Aygün’ün mutlaka Suriye ve İran ile irtibatı araştırılmalıdır. Hatta hala Aygün’ü içinde barındıran CHP ile Baas Rejimi arasındaki ilişkide netleştirilmelidir. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu bir müddet önce “hükümete saldıracağız ve yıkacağız” demişti.
Kılıçdaroğlu yukarıdaki sözleri Reyhanlı Saldırısı’ndan sonra söylemiştir. Bilindiği gibi Reyhanlı Saldırısı’nda Baas Ajanları etkin rol oynamış ama buna rağmen Kılıçdaroğlu; Tayyip Erdoğan’ı “katillikle” suçlamıştır. Hem suçlu hem güçlü olmak değil bu. Alevi -Sünni Savaş’ındaki rolü hakkında Kılıçdaroğlu’na verilen görevlerde araştırılmalıdır. Devletin bekası tehlikededir ve Kılıçdaroğlu’nun pişkinliğine aldırmadan kapalı odalarda kimlerle anlaştığı ortaya çıkarılmalıdır. Sahi Kılıçdaroğlu, “hükümeti nasıl devirecekti?” Açık söylüyorum: Kılıçdaroğlu’nun terörün neresinde olduğu ortaya çıkmalı.
İktidarının gitmekte olduğunu gören (ki mutlaka gidecek) Esed ve İran; Türkiye’deki Alevileri kullanmak istemektedir. Türkiye’deki Alevilerin bu oyuna gelmemeleri kendileri için elzemdir. Zira velev ki, Aleviler Mustafa Kemal’in ismini kullanarak iktidarı devirseler ve orduyla birlikte Baas Tipi bir yönetim kursalar ve milyonlarca müslümanı öldürseler de iktidar olamazlar. Zira adına Arap Baharı denilen süreçte göstermiştir ki; bu toprakların asli mayası İslam’dır. İran, Hizbullah, İsrail, ABD ve Baas önce kendilerini koruyabiliyorlarsa korusunlar. Lütfen bu oyuna gelmeyin; Baas sizin kanınız üzerinden rahatlamak istiyor. Müslümanlar egemen oldukları hiçbir yerde toplu katliam yapmamışlardır. Kendinizi ateşe atmayın.
Son sözde Hükümete: Bu milletin canı, malı ve namusu sana emanettir Erdoğan. Hiçbir şekilde duygusal davranma hakkın yok. Derhal Baas Çetesi’nin ve İran’ın oyunlarını deşifre etmelisin ve bu pis oyunda Hüseyin Aygün’ün ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerini izah etmek ve bu isimlere gereken tepkileri göstermek zorundasın. 8 Ay sonra seçimler var diyorsun ama ne Kılıçdaroğlu’nun ne de yalanı ahlak haline getiren ve kan dökülmesinden haz aldığı her halinden belli olan Hüseyin Aygün’ün seçim gibi bir dertleri var. Son olaylarda bunlar yüzünden 4 kişi öldü. Artık bu kimselerin operasyonlarına izin verilmemeli.
1- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/aleviler-atese-atiliyor/2196/
2- http://www.misak.com.tr/info.aspx?id=3061&cat=1GuncelDuyurular
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.