“(İblis) ”Bana (halkın) dirilip kaldırılacakları güne kadar mühlet ver.” (Allah) Dedi ki: ”Sen mühlet verilmişlerdensin” (İblis) “Öyleyse dedi, sen beni azgınlığa mahkûm ettin, ben de bu sebeple, onlar için senin doğru yolunda oturacağım. Sonra, onların önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından kendilerine geleceğim(musallat olacağım). Sen de onların çoğunu şükredici (kimse) ler bulmayacaksın” diye yemin etti.” (Araf Suresi: 12-15)
Şeytanın kendisine mahsus bir hizbinin (partisinin) bulunduğu muhkem nassla sabittir. Bir ayette şöyle buyrulmuştur: “...Çünkü Şeytan sizin düşmanınızdır. Onun için siz de onu düşman tutun. O hizbini ancak alevli cehennemin yaranından (cehennemlik) olmaları için davet eder.” (Fatır Suresi: 6)
Şeytan ve örgütünün ortak vasfı Allah’ın egemenliğini tanımamaktır. Onlar Allah’ın mülkünde hem İslam’la hem de birbirleriyle iktidar mücadelesi yaparlar.
Kitabımızda şeytanın askerleri olduğu ve onun uğrunda mücadele ettikleri de anlatılmaktadır. Şeytan her peygambere yaldızlı sözler fısıldayarak onları aldatmak ister. Hatta her doğan çocuğa musallat olur. Bu anlattıklarımız soyut gerçekler değildir sadece. Zira şeytanın deniz üzerinde tahtı vardır ve bu taht üzerinde askerlerini göndererek insanları saptırmak ister.
Şeytanın dünyada insanla ilk (ciddi) teması Hz. Âdem (as)’ın oğlu Kabil ile gerçekleşmiştir. Kabil, nefsine uyarak kardeşi Habil’i öldürmüştür. İnsanları ateşe ibadet etmeye çalışan Kabil şeytani bir düzen kurmuştur. Şeytan; her dönemde insanlara Allah’a rağmen bir takım semboller daima bulmuştur.
Hadislerden anlıyoruz ki; şeytan yanında en kıymetli asker; karı ile kocanın arasına fitne sokanıdır. Dolaysıyla şeytani örgütlenmelerin iki temel ayağı vardır. Bunlardan birincisi Allah’a rağmen bir takım sahte ilahlar üretmek diğeri ise insanlar arası çatışmaları körüklemek.
Kureyşliler tevhid davasının durdurulması için çeşitli çareler arıyordu. Bu sebeple Dar’un Nedve’de toplanarak Hz. Peygamberimizi (sav) öldürme kararı almışlardır. Bu toplantıya rivayetlere göre Necidli Şeyh kılığında “şeytan”da katılmıştır.
Şeytan bu toplantıya kimin aracılığıyla ve nasıl katılmıştır? Can alıcı soru budur ve bu sorunun İlluminati ile yakından ilgisi vardır.
İlluminati hakkında derli toplu araştırma yapan isimlerden birisi Texe Marss’dır. İlluminati /Entrika Çemberi isimli eserinde bu çetenin ibadethanesi ya da toplantı yerlerini şöyle anlatmaktadır:
“Uzun zamandır bu 250 odalı malikânenin Aydınlanmanın (İlluminism) karargâhı olduğunu biliyordum ve sonunda, seçkin kişilerin dünyayı yönetmek için bir araya geldikleri yeri ziyaret etme fırsatı buldum. Odalardan sadece bazıları halka açık, çoğu kapalı. Girdiğiniz odalardan birinde, üzerinde “Tanrıların Meclisi” yazılı bir levha vardı. Bu heybetli odanın duvarlarında asılı, Pan, Zeus, Poseidon gibi şeytani prensliklerin resmedildiği büyük kilimler bulunuyordu...
Dış işlemelerde tünekleyen şeytani çirkin yaratık figürlerini, içeride ise mobilyalara oyulmuş şeytani suratları fark ettim. Ayrıca Mason Locasının ayinleri, duvarlara, tavanlara ve resimlere yansıtılmıştı. Ruhani karanlığın boğucu atmosferi, tüm malikâneyi kaplamıştı.” (Texe Marss İlluminati/Entrika Çemberi- sh. 82,83)
İlluminati; olağanüstü zengin ve güçlü olan insanların şeytanın önderliğinde kurmuş oldukları örgütlenmedir. Amacı dünya iktidarını elde tutmak ve vahy dinini engellemektir. (Devamı Yarın)
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
ben kürşat berkkanın illüminati kitabını okudum tek bildiğim illüminati gerçek!