1932-1935 yılları arasında yayınlanan ve toplam 36 sayı çıkan Kadro Dergisi’nin temel amacı Türkiye’ye istikamet tayin edecek Sosyalizm ve Liberalizm gibi bir ideoloji inşa etmektir. İdeolojilerinin ismi de Kemalizm!.. Dergiyi çıkartan isimlerin başlıcaları şunlar: Şevket Süreyya Aydemir, Vedat Nedim Tör, İsmail Hüsrev Tökin, Burhan Asaf Belge, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Şevki Ayman’dır. Bu isimlerin ortak kaygısı Türkiye’ye özel bir ideoloji inşa etmektir. Daha çok sol ama biraz da sağ ideolojilerin sentezinden oluşan orijinal bir ideolojinin peşindedirler.
Kemalizm İdeolojisini inşa eden Şevket Süreyya Aydemir ve Vedat Nedim Tör 1927 yılına kadar Türkiye Komünist Partisi üyesidir. Bununla kalmaz kendilerine Alman Faşizm’i de örnek alırlar. Milliyetçi, solcu ve nasıl oluyorsa evrensel!.. Mustafa Kemal elbette Kadrocuların çelişkilerinin farkındaydı. Kürtleri, müslümanları, Liberalleri ve komünistleri dışlayan hatta düşman gören bir anlayışa hiçbir devlet adamı müsaade edemezdi. Nitekim Mustafa Kemal’de dayanamadı ve Kadro Dergisi’ni kapattırdı.
Siyaset farklılıkları ahenkle idare etme sanatıdır. Farklı unsurlara ya katılımcı bir anlayışla siyasette yer verirsiniz ya da devlet kuvvetlerini baskı unsuru olarak kullanırsınız. Kadro Dergisi’nin temsil ettiği Kemalist İdeolojiye göre Kürdün tek hakkı vardı: Türk’e kölelik. Allah ismi ise gericiliğe vesile. İşte bu Kemalist Kadro’nun tavsiyelerine uysaydı Mustafa Kemal, ülkeyi yaşatabilmesi mümkün olmazdı. Zira hiçbir zorbalık ilelebet payidar olamaz.
68 Kuşağı diye bilinen isimlerin önde gelenleri de Kadro Dergisi’nin ortaya attığı Kemalizm İdeolojisini savunmuşlardır. “Eski Tüfekler olarak bilinen TKP kadroları ve üniversite işgallerinin provokasyona açık olduğunu ileri süren (tedirgin olan) bazı TİP mensupları, zaman içerisinde tasfiye olmaya başlamışlardır. Bu süreçte, TİP’in karşısında yer alan ve Milli Demokratik Devrim (MDD) tezini savunan sivil aydınlar ve askeri bürokratlar, “işçi sınıfına dayanan sosyalist” devrimin hayal olduğu tezini ön plana çıkarmışlardır. MDD’ci akım, Sosyalizme yönelmeye başlayan gençlik hareketini; yeniden “2. Kurtuluş Savaşı”, “CHP ile ittifak ve Milli Cephe” gibi iddialarla ve “ordu-gençlik elele” gibi sloganlarla, kendi darbeci-reformist anlayışlarına çekmeyi başarmışlardır. 1968 yılında başlayan devrimci gençlik hareketinin liderleri; ilk yıllarında parlamentarizmle (cici demokrasiyle) bağlarını koparmalarından iki yıl sonra medya aydınlarının teşvikiyle darbeci-Kemalist çizgiyi savunmaya başlamışlardır. Artık devrimci gençlerin önemli bir bölümünün, yürüyüşlerinde kalpaklı Lenin ile kalpaklı Mustafa Kemal’in fotoğraflarını bir arada taşımayı (taktik ve strateji adına savunmaya başladıklarını söylemek mümkündür.”(1)
12 Eylül Darbesi, 28 Şubat Postmodern Müdahale ve kamuoyunda Ergenekon Terör Örgütü olarak bilinen kadroların temelindeki zihni ideolojinin Kemalizm olduğunu söylemek mümkündür. Son Taksim Olaylarında da Kemalizm İdeolojisi meydanlarda boy göstermiştir. Kemalizm, Kadro Dergisi’nin ortaya attığı bir ideolojidir ve temelinde halkı ve halkın değerlerini dışlamayı esas alır. Bu ideolojiyi eleştirmek Mustafa Kemal’i eleştirmek veya hakaret etmek demek değildir. Zira bizzat Mustafa Kemal, Kadro Dergisi’ni tasfiye etmiştir. Siyaseti iyi bilen Mustafa Kemal, dışlayıcı ve donuk bir ideoloji ile devlet yönetilemeyeceğini iyi biliyordu.
Kemalizm ile Mustafa Kemal’i özdeşleştirebilir miyiz? Ya da Kemalizm eleştirisi ile Mustafa Kemal eleştirisi aynı anlama mı gelmektedir? Bilindiği gibi Mustafa Kemal’i eleştirmek suçtur. 5816 Sayılı Kanuna göre Mustafa Kemal’i eleştirmek 1 ile 5 yıl arasında hapis cezası almanıza vesile olabilir. Meydanlarda “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye caka satıp “diktatörlük” diye bağıranların kendilerini sorgulaması gerekir. Kısaca Kemalizm’i eleştirmek Mustafa Kemal’i eleştirmek değildir.
1- Hüsnü Aktaş - İsyan Çiçekleri- sh. 8 Misak Yayınları
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
"Sen Can Yücel'i okudun mu?" diye seslenen Ahmet Balki değildir. Benim ismimi kullanarak yorumda bulunmuştur. Bu açık bir terbiyesizlik.
Tekin Bey kanunu okudum ama hakaret herkes için zaten suç. Mustafa Kemal için ayrı kanun çıkarılmasının gayesi asla onu eleştirmemek içindir. Zaten tatbikatta da böyle uygulanmıştır.
Sen hiç CAN YÜCEL okudun mu?, bu sözleri sarfedenlere ne diyor üstat acaba?
Bence kanundaki maddeleri iyi okuyun. Eleştiri yapmak suç değildir. Hakaret suçtur.