Nihaî derecede sofistike ve çok boyutlu; akan kanlar, hicretler, tutuklamalar cemiyeti sarsmış. Hayatı geride bırakanlar öfkeyi miras verdiler; çatışma riski kapıda, dipten gelen dalga sözü bitirmiş. İslam ortak değeri ırkçılığı yasaklamış ama iç savaş çekincesi her zaman olası. İman ile pratik çatıştığında, realiteyi tercih edenler çoğunluk olabilir. Din adeta cephede silah.
Duyarsızlık, duygusal kopuşlara da vesile oldu; evlilikler azaldı teselliyi bölgede AK Parti oylarının yüksekliğinde arıyorlar. Acil koduyla “nasıl bir devlet” sorusunun cevabı oluşturulmalı. Yanıt yoksa çözüm kelimesi suyun üzerine yazılan yazı gibidir. Ya tutarsa lakırtısı avuntusu.
Efsunlu maymuncuk!.. Batı’daki sınıf çelişkilerini uzlaştırmak için denize düşenlerin sarıldığı mefhum. Hala Kaf Dağı’nın arkasında. Temel Haklarda demokrasiyi mırmırlamak facia; gerçekler tartışılmaz. Anadilde eğitim Allah’ın lütfü, reyle karşı çıkamazsınız. “Ne mutlu Türküm”le yetişmiş halkın Kürtlerin ana hukuklarına “evet” demesi beklenir mi?
İslamiyet çimentomuz ama inancımız, üst yapı da na. Milletimiz müslüman olduğunu söyleyip ırkçılık da yapabiliyor. Nevruz, Mecusilerin oysa Kürtler, itikadı takmadan meydanlarda. Bu alçı yapıştırıcı değil.
Osmanlı’da sultanlık var; mülk şer’iata bağlı; nass tartışılmaz. Osmanlı-Kürt ilişkilerinde üst yapı değil idari sistem müzakere masasında. Kanuni (rh.a)’ın fermanı:
“Sultan Süleyman, babası zamanında Kızılbaşlara cephe alarak hayırlı hizmetlerde bulunan ve şimdi de devlete doğrulukla hizmet eden Kürt Beylerine, öteden beri ellerinde bulunan eyalet ve kaleleri bütün mahsulleriyle, oğuldan oğla intikal etmek şartıyla kendilerine temlik ve ihsan edilmiştir… “
Buyruk açık; eyalet var illa velâkin bölünme yok, ulusal hareketlerde. Bugün bu model, inkırazı engeller mi? Kuşkulu, aramızda bizi bir arada tutan İslam resmen kayıp. Özerklik çözülmeye vesile olabilir. Bölünelim o vakit mi diyorsun, ayakta kalamazsın emin ol. Devlet, için yeni toprak, aç insanın yemek yemesi gibidir. Eğer toprak veriyorsanız elinizde kalanı da kaptırırsın. Hakkari’yi veren İstanbul’u da kaybeder.
Devlet; laik ve milliyetçi, PKK ise ırkçı ve sosyalist. Kürtler ile yapılacak hak pazarlıkları etnik çatışmanın fitilini ateşleyebilir. Yine de problemin çözümü için Şeyh İdris-i Bitlisi meselesine değinmekte fayda var.
Çaldıran, Doğu Anadolu’nun bize geçmesine sebep olmuştur. Savaşta Kürt Beyleri Osmanlı’nın yanında cihat etmiştir. 1520 yılında vefat eden Şeyh, savaş öncesi ve sonrasında Osmanlı’nın “Kürdistan” da egemenliği için elinden geleni yapmıştır. Yavuz da Diyarbekir Beylerbeyliği’ne Şeyh’i görevlendirmiştir. Hatta Şeyh, padişah adına tasarruf yetkisine sahiptir.
Şeyh, referans olabilir mi? Hayır. Zira Kürtler ile Türkleri bir arada tutacak üst referans ve sebep asabiyeti şimdi yok. Sorunu çözmek istiyorsak kavramları tartışmaya açmak elzem.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.