Bakara Suresi’nde 8 ile 20. Ayetler münafıkların itikat, ahlak ve amellerini ele alır. Bilindiği gibi “münafık; dıştan müslüman gözükmesine rağmen içten kâfir olan” insanlara verilen isimdir. Nitekim ayette şöyle buyrulur:
“İnsanlardan öyleleri de vardır ki; inanmadıkları halde, “Allah’a ve ahiret gününe inandık” derler.” (1)
Münafıkların ilk özelliği aldatmayı ahlak edinmeleridir. Onlar profesyonel yalancılardır. Bu sebeple Allah şöyle buyurur: “Allah’ı ve mü’minleri aldatmaya çalışırlar. Hâlbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar.” (2) Allah’ın kandırılamayacağı açık!.. Zira o kalplerin özünü bilir. Buna rağmen Kur’an, onların Allah’ı aldatmaya çalıştıklarından bahseder. Sebebi münafıkların yalanda çok aşırıya gittiklerindendir. İran Devleti’nin “yalanı vacip sayan” takiyye anlayışına sahip olduklarını biliyoruz. Onların kalpleri bozuktur: “Kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemelerine mukabil onlara elem verici bir azab vardır.” (3) Kalpteki bu hastalık; bütün kötü davranışların kaynağı; yalan ve şüphe illetidir. Fesat ve fitne buradan doğar. Laftan da nasihatten de anlamazlar. “Onlara; yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde: Biz ancak ıslah edicileriz” derler.” (4) Suriye’de 100.000 insan öldürdünüz, bebeklerimizin kanını vampir gibi içtiniz, kadınlarımıza tecavüz ettiniz denildiğinde İran’ın ve terör örgütü Hizbullah’ın yöneticileri “iyi ama direniş cephesi” sözcüklerini edepsizce kullanıyorlar. Bizi korumak için öldürmüşler, bizim için bebeklerimizin kanını içmişler ve yine bizim için kadınlarımıza tecavüz etmişler. “İyi bilin ki, onlar fesatçıların ta kendileridir, fakat anlamazlar.” (5)
İslam; Resul-i Ekrem (sav) ve ashabı tarafından temsil edilen bir din!.. Ama İran Resmi İdeolojisi bir avuç sahabe hariç hepsini lanetle anmaktadır. Hatta bütün insanlığın adaletinden dolayı takdirle andığı Hz. Ömer (ra)’a dil uzatmak bu ulusalcı devlet için adeta bir kanun!.. Bu sebeple; “Onlara “insanların (müslümanların) inandığı gibi inanın” denilince, biz o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?” derler. İyi bilin ki, asıl beyinsiz kendileridir lakin bilmezler.” (6) Ama pazarlamaları gereken bir siyaset var!.. Sık sık İsrail’e karşı “vahdet” içerisinde bulunmalıyız derler. Müslümanları enayi görürler ama bu enayilerin (!) sırtına basmak için suret-i haktan görünmeye ihtiyaçları var. Bu sebeple “Onlar iman edenlere rastladıkları zaman; “inandık” derler. Fakat şeytanlarıyla (ABD, İsrail, Esed vs.) yalnız kaldıkları zaman: “Biz sizinle beraberiz, biz sadece (onlarla) alay ediyoruz” derler.(7)
Bu kadar akıllılar (!) da başarı kazanabildiler mi? İran girdiği hiçbir savaşı kazanamadı. Hizbullah Terör Örgütü, İsrail ile artistik savaş yaptı sadece. Suriye’de bir avuç müslüman, Hizbullah militanlarını cehenneme göndermeye devam ediyor. Zavallılar yani. Bu sebeple “asıl Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde serserice dolaşmalarına mühlet verir.” (8) Suriye’de kendi ayaklarına sıktılar resmen ahmaklar… Humeyni’nin ustaca ördüğü maske düştü vahşet ortaya çıktı. Ağır bir bedel bu!..
“İşte onlar o kimselerdir ki, hidayet karşılığında sapıklığı satın aldılar da, ticaretleri kar etmedi, doğru yolu da bulamadılar.” (9) Türkiye’nin Reyhanlı’da bedel ödediğini düşünenler daha İran’ın ödeyeceği bedeli görmediler. Bütün mazlumların laneti İran ve Hizbullah örgütüne yağıyor. İran, artık bu coğrafya da ikinci bir İsrail gibi görülürken artık bir tek gün bile huzurla yaşayamaz.
“Onların durumu, ateş yakanın durumu gibidir. (Ateş) çevresini aydınlatır aydınlatmaz Allah onların (gözlerinin) nurlarını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı.” (10) Akıllanırlar mı? Hayır, zira “Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık hakka dönmezler” (11)
İran ve Hizbullah Örgütü vehim hastalığının pençesindedir. Onların durumu tam da şudur: “Yahut onların durumu gökten boşanan, içinde karanlıklar, gök gürlemesi ve şimşekler bulunan bir yağmura tutulmuşun hali gibidir. Yıldırımlardan ölmek korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Oysa Allah, kâfirleri tamamen kuşatmıştır.” (12)
Hepimiz biliriz… Şimşek çaktıktan sonra sesi gelir… Ses adeta tehlike geçti çığlığıdır. Ama münafıklar bu müjdeyi korku zannederler. Tıpkı İran ve Hizbullah örgütü gibi… Suriye’de müslümanların direnmesinden memnun olması gereken devlet, müjdeyi korku zannetti ve kaybetti. Onlar kazandık zannediyor ama şimdi şaşkın ne yapacaklarını bilmiyorlar.
“O şimşek (müslümanların direnmesi) nerdeyse gözlerinin nurunu kapıverecek. Önlerini aydınlattı mı ışığında yürürler, karanlık üzerlerine çöktü mü de dikilip kalırlar. Allah dilemiş olsaydı işitmelerini, görmelerini de alıverirdi. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.” (13)
İran ve Hizbullah Örgütü; yeni bir Hz. Ömer ve Yavuz Sultan Selim geliyor; idam edilmeden önce son arzunuz.
1- Bakara Suresi: 8
2- Bakara Suresi: 9
3- Bakara Suresi: 10
4- Bakara Suresi: 11
5- Bakara Suresi: 12
6- Bakara Suresi: 13
7- Bakara Suresi: 14
8- Bakara Suresi: 15
9- Bakara Suresi: 16
10- Bakara Suresi: 17
11- Bakara Suresi: 18
12- Bakara Suresi: 19
13- Bakara Suresi: 20
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.