“Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum.” (Mustafa Kemal) (1)
5816 Yasa Mustafa Kemal’in tartışılmasını pratik olarak engel olmaktadır. Demokrasi’nin bahsedildiği hatta demokrasiye din gibi muamele edildiği bir dönemde Mustafa Kemal’in tartışılmasının engellenmesini Kemalistler ve Atatürkçüler nasıl karşılamaktadırlar? Taksim’de meydana çıkıp Tayyip Erdoğan’ı “diktatörlükle” suçlayan Kemalistlerin ilah kavramına nasıl bir açıklama yaptıkları merak konusu. Zira sadece “ilah” tartışılmaz.
Kemalist Zümrenin Mustafa Kemal’i ilah gibi değerlendirmesi kendilerinin sorunudur ve ahiret günü bedelini ödeyeceklerdir. Burada diğer toplum kesimlerinin ve dindarları ilgilendiren husus Mustafa Kemal’i dindar gösterme demagojisidir. Mustafa Kemal hususunda pratik olarak tartışmak mümkün olmadığından Kemalistler ve sağcı muhafazakârlar Mustafa Kemal’i dine saygılı birisiymiş gibi gösterme gayretindedirler. Samimi bir Kemalist olan Can Dündar bile bu duruma isyan etmekte ve şunları kaydetmektedir:
“Gelelim "Laik yanılgı"ların sonuncusuna:
Son zamanlarda "Atatürk'ün de iyi bir müslüman olduğunu" anlatan nutuklar türedi.
Yapmayın dostlar;
Bu yolla Atatürk'ü Refah'a sevdiremeyeceğiniz gibi, halka da yanlış tanıtmış olursunuz.
Benim önerim şu:
Herkes anneannesinin nasıl giyindiği bilgisini kendine saklasın. Kenan Evren, Kur'an'dan ayetler okumayı seviyorsa kürsüde değil, evinde okusun. Tansu Çiller, ezan sesi seviyorsa yalısının bahçesine cami yaptırsın. Ama kimse laiklik adına bize dini masallar anlatmasın.
Atatürkçüler ille İslam tartışacaksa hadi gelin Mustafa Kemal'in yıllarca gizlenen konuşmalarını raflardan indirelim.
Göze alabiliyorsanız, O'nun Kâzım Karabekir'e "her şeyden önce din anlayışını kaldırmalıyız" dediğini ortaokul din kitaplarına koyalım. Bir İngiliz yazara söylediği" benim dinim yok. Bazen bütün dinler denizin dibine batsın istiyorum" sözlerini Diyanet İşleri Başkanlığı'nın girişine asalım.
"Anneannem müslümandı", "Atatürk dindardı", "İslam toleranslıydı" derken, bir şeriat iktidarını ufukta gördük. Sizce yöntemi değiştirmenin zamanı gelmedi mi? “ (2)
Burada benim dikkat çekmek istediğim husus Mustafa Kemal’in dine bakışı değildir. Tarihi bir kişilik olarak Mustafa Kemal ölmüştür ve akrabası olmadığıma göre beni ilgilendiren bir husus söz konusu değil. Benim dikkat çekmek istediğim husus şudur:
Mustafa Kemal adına sistemleştirilen ve Kadro Dergisi tarafından ideoloji haline getirilen “Kemalizm İdeolojisi” bütün bir millete dayatılmaktadır. Kemalizm İdeolojisi ise ilkeleri ile dine düşmanca yaklaşan bir ideolojidir. İslam Fıkhını düşman olarak gören ve başörtüsünü bile irticanın simgesi olarak gören Kemalizm İdeolojisi bu milletin nefesini kesmiştir. Milleti Batı’nın değerlerine tapmaya zorlayan Kemalist İdeolojiye göre din sadece vicdan işidir. Dinin devlete ait hükümleri yasaklanmalıdır. Türkiye’de bütün darbeler ve askeri müdahaleler Kemalizm adına yapılmıştır.
Müslümanları gerici diye mahkûm eden, Kürtleri yok sayan Kemalizm İdeolojisi için siyaset farklılıkları idare etme sanatı değil farklılıkları yok etmek üzere harekete geçmiştir. Okullar bile adeta Kemalist Kilise’ye döndürülmüştür. Çocuklarımıza her sabah bu Kemalist İdeolojiye yemin ettirilmektedir.
Taksim’de meydana gelen terör hadisesinden sonra artık Kemalizm İdeolojisi tartışılmaya açılmalıdır. Hatta Mustafa Kemal’in kişiliği de tartışılmaya açılmalıdır. Bütün dinlerin yerin dibine batmasını isteyen bir kişiyi dine saygılı olduğunu söylemek dünyanın en iğrenç yalanlarından birisidir. Hayatımızın bütün alanlarını despotça kuşatan Kemalizm’den azade olmanın yollarını aramamız lazımdır. Kemalistlerin “diktatörlük” diye yakınmalarının bir anlamı yok. Zira kendilerinin bize dayattıkları ideoloji de Mustafa Kemal ilahlık tahtına oturtulmaktadır. Açık söyleyeyim. SAHTE BİR İLAHIN TAHTINDA YAŞAMAKTANSA diktatörlüğü haydi haydi tercih ederim. Kaldı ki; Tayyip Erdoğan, yalancı züppelerin dediği gibi diktatör de değildir.
Son olarak Atatürkçülerin sık sık dile getirdikleri “antiemperyalizm” safsatasına değinelim. Kemalizm İdeolojisi medeni kanunu İsviçre’den kopya etmiştir. Hatta bütün kanunları Batılı kanunların kopyasıdır. Şimdi Kemalistlerin antiemperyalistleri koca bir yalan değil de nedir?
Can Dündar’ın Kemalistlere teklifi açık. “Mustafa Kemal’e dindar biriydi yalanını söyleyerek dine tolerans göstermiş oluyoruz. Biz Kemalistler, Mustafa Kemal’in dine gerçek bakışını açıklamak zorundayız.” Evet, artık herkes açık olsun. Kemalistler 80 yıllık takiyye’den vazgeçsin. Çocuklarımızı da rahat bıraksınlar. İlahlarının nutkunu okumak zorunda değiliz.


1- http://www.youtube.com/watch?v=JycIFLZ2nTo
2- http://www.candundar.com.tr/_v3/index.php#!\%23Did=802