Türkiye’de meydana gelen hadiselerde genellikle dış ülkelerdeki gelişmeler dikkate alınmaz. Hâlbuki her sosyal olayın bir sebebi mevcuttur. Taksim Olayları da dış bağlantılar hesap edilmeden konuşulacak konulardan değildir. Daha önce Suriye’ye derhal ve yok edici savaş açılmasını söylemiştik. (1) Orada şu cümleleri kurmaya gayret etmiştik:
“Türkiye’nin Suriye saldırısı kesinlikle sadece savunma şeklinde (Şam’da birkaç hedef vurma gibi) olmamalıdır. Kesin ve kat’i bir savaş olmalı ve Suriye’de halka zulmeden; Türkiye’de terör estiren güçler yerle bir edilmelidir. Suriye ve İran; Humeyni zamanından bu yana terörü üreten ve alçakça yayan şebekedir. Bu şebekenin oluşturduğu statüko bozulmalıdır. Mevcut durum emin olun Türkiye’nin sonu olacaktır. Zira Baas Çeteleri ülkede iç savaş çıkartmak için (Kürt-Türk, Alevi-Sünni ve Laik-Anti Laik) elinden geleni yapmaktadır. Türkiye’nin siyasi ve sosyal yapısı da bu mayanın tutmasına elverişlidir.”
1948 Yılında kurulan İsrail Devleti yaklaşık 70 seneden bu yana İslam Coğrafyası’nda yaşayabiliyorsa Ortadoğu Coğrafyası’nda müthiş bir statüko var demektir. Arap Baharı denilen süreç statükonun bozulma sürecine girdiğini göstermektedir. Suriye’de Esed Rejimi’nin yıkılması ve İran-Hizbullah ve ABD statükosunun bozulması şeytanların uykularını kaçırabilir.
Suriye Meselesinde İran, Hizbullah, Rusya, Çin, İsrail ve ABD’nin küçük fikir anlaşmazlıkları bulunsa da ortak bir noktada buluştuklarını söylemek mümkün. Bu devletlerin hiçbiri İslam’ın Suriye’ye egemen olmasını ve İsrail’in güvenliğinin sarsılmasını istememektedir. Türkiye Hükümeti ise başından bu yana Suriye Meselesinde zalimden değil halktan yana olduğunu ifade etmiştir. Bu durum ABD’yi bile rahatsız etmiştir. Türkiye’yi durdurmanın yolu ise içeride terör estirmektir. Dün (2 Haziran 2013) Suriye sınırında 400 kg. patlayıcı yüklü araba yakalanmıştır.
Taksim’de gösteri yapanların genel profilleri İran, Hizbullah ve ABD çizgisine yakındır. Gösteriyi organize edenler Türkiye’nin Suriye politikasından tıpkı İran gibi rahatsızdır. Suriye’de 100.000 insanın vahşice katledilmesine sesini çıkartmayanlar Taksim’de 15 ağacın hesabını yapmaktadır. Adaletten dem vuran antikapitalist gayrimüslimler, zulmün alasının işlendiği Baas Rejimine destek çıkmaktadır.
28 Şubat Darbesini planlayanların hedefinin Türkiye’de Baas Modeli bir rejim kurmak istedikleri sır değildir. Baas Rejimi ile Jakoben Kemalizm arasında düşmanlık değil kardeşlik esastır. 12 Eylül Yönetimi yılarca terörü yöneten Suriye’ye sesini çıkartmamıştır.
Taksim Gösterileri amacına ulaşabilir mi? Hükümet devrilse bile amacına ulaşamaz. Zira artık müslümanların zulme boyun eğmesi o kadar da kolay değildir. Baas ve Hizbullah Terör Örgütüne direnen müslümanlar Türkiye’yi de yalnız bırakmazlar. İran ve Ergenekon artıkları sonun başlangıcındadır. (2) Kendi kuyularını kazmışladır. Bir an önce Türkiye Hükümeti; Baas ve Hizbullah Çetesine direnen müslümanlara sahip çıkmalı ve Esed Rejimi’nin yıkılması için savaş dâhil bütün seçenekleri masanın üzerine koymalıdır. Aksi takdirde AK Parti Hükümeti yıkılacaktır.
1- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/suriyeye-derhal-ve-yok-edici-savas-acilmalidir/1336/
2- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/iran-terorist-faaliyetlerin-bedelini-cok-agir-odeyecek/1715/
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
- - Hamidullah:03 Haziran 2013, Pazartesi 23:18