Taksim Teröristlerinin darbe girişimleri sürerken PKK Terör Örgütü’nün lideri Abdullah Öcalan, “meydanı boş bırakmayın” çağrısında bulunmuştur. PKK fırsattan istifade mi etmek istiyordu.
Çözüm Süreci kararı alınırken Suriye ve İran’ın kontrolünde olan PKK’lı unsurların rahatsızlığı bilinmektedir. Zira İran, PKK’nın Türkiye’ye saldırmasını ve Türkiye’nin istikrarını bozmayı hedeflemektedir. Taksim Terör Koalisyonunun ortaklarından biri de İran’dır. (1) Bizzat KCK Genel Başkanı Murat Karayılan; “İran’dan bize Türkiye’ye saldırma teklifi geldi” açıklamasını yapmıştır. Hükümeti devirme eylemi içerisinde PKK’ya bir rol verilmiş midir?
Taksim Terörü’nün külleri daha yerinde dururken BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Çözüm Süreci riske girdi” açıklamasında bulunmuştur. Hâlbuki “Çözüm Süreci”nin ikinci aşamasına hala geçilmemiştir. PKK’lı unsurların en az yarısı Türkiye’dedir. Birinci aşama bitmeden PKK’nın “Çözüm Süreci” tehlikede sözü masum bir söz olamaz.
Kürtler, bu topraklarda İran’ın geleceği olmadığını bilmelidir. Politikaları yalan, hile ve zorbalığa dayanan İran, sonu yaklaşan bir devlettir. İran, 1982 Yılında yaşanan Hama Katliamı’nda yaklaşık 40.000 müslüman katledilmiştir. O zaman İran Devleti’nin başında olan Humeyni, katliama uğrayanlar hakkında ABD’nin Ajanı suçlamasında bulunmuştur. Kadın ve bebeklerin bile Hafız Esed tarafından katledildiği bir dönemde İran bir tek kınama mesajı bile yayınlamamıştır. Başbakan Erdoğan’ın Humeyni’nin Suriye Zulmüne karşıydı mealindeki sözleri gerçeği yansıtmamaktadır.
3 yıl önce başlayan Suriye Kıyamı neticesinde Baas Rejimi kadın ve çocuk demeden 100.000 müslümanı öldürmüştür. Hatta Banyas Katliamı’nda bebekleri bile yakarak öldürmüştür. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Banyas Katliamının Esed’e hiçbir desteği esirgemeyen Hizbullah Terör Örgütü tarafından yapıldığını söylemiştir. Bu sebeple Bekir Bozdağ, Hizbullah Örgütü’nün aslında Hizbuşeytan olduğunu ifade etmiştir.
İran Yönetimi eskiden de zulmün yanındaydı. Fakat İslami maskesini güzel taktığını söylemek mümkün. Ama bugünkü yönetim ya arsızlıktan ya da becerisizlikten yaptığı zulme destek eylemlerini gizleyememektedir. Bu durum tabiatıyla hem öfke birikmesine vesile olmakta hem de öfke dalga dalga yayılmaktadır. Eğer kıyamet kopmamışsa ve insanlık denilen vakıa halen varsa İran üzerine yapışan bu etiketle kahredici belalarla karşılaşacaktır. Yeryüzündeki bütün Müslümanları bile öldürse bir Yavuz Sultan Selim mutlaka çıkacaktır.
Şah İsmail, insanları kebap yapıp yiyecek kadar azıtmış bir liderdi. (2) İsmail, elçileri öldürecek kadar ahlaksızdı hem de bu coğrafyada 50.000 müslümanın kanına direk, 100.000 müslümanın kanına da dolaylı olarak girmiş bir caniydi. (4) Kurnazlıkla ve dehşet verici öldürme metotlarıyla gemisini yürütürüm zanneden Şah İsmail, zulme karşı acımasız olan Yavuz Sultan Selim’i hesaplamamıştı. İran, tilkilikle gemimi yürütürüm zannediyor ama Yavuz Sultan Selim’in (rh.a) ismi duyulmaya başladı. Kendisinin de gelmesi yakındır. (3)
İran’ın dört bir tarafını zorbalık politikaları ile kendine düşman etmiştir. Doğu’da Taliban, ABD’yi yendikten sonra İran’ı gözüne kestirmiştir. Kuzey’de Azerbaycan ve Türkiye İran’ın politikalarından İllallah etmiştir. Irak’taki Müslümanlar, İran’ın soykırımcı politikalarının farkındadır. Suriyeli Müslümanlar’ın hali zaten malum.
Batı’ın moral değerleri hatta askeri gücü de son süreçte zaafa uğramıştır. Hatta Batı Dünyası ekonomik gücünü de kaybetmek üzeredir. Bu noktada Türkler ve Kürtler, beraber hareket yeni bir paradigma inşa etmelidirler. Aksi takdirde düşmanları onları yok etmek için harekete geçmiş durumdadır. Son olarak şunu söyleyeyim:
PKK, eğer fırsatçılık yapıyorsa kaybedecektir. Zira Taksim Teröristlerinin geneli “Kürt Düşmanı”dır. Yok, eğer Taksim Teröristleri gibi İran, Baas, ABD ve İsrail’in isteklerini yerine getireceklerse yine kaybedeceklerdir. Zira bu dört güç de yenilmeye mahkûmdur. Bu topraklarda artık İslam’ın dışında hiçbir güç egemen olamaz.
Bu noktada AK Parti’ye de bir takım -itten çakaldan ve Taksim Teröristlerinden korkmadan- görevler düşmektedir. Temel Hakları tartışma konusu olmaktan çıkarmalı ve Kürtlerin Anadilde Eğitim hakkını kabul etmelidir. Ayrıca vatandaşlık statüsünü değiştirmelidir. Bir de özerklik veya diğer yönetim biçimlerini tartışılması imkânsız nass gibi görmemelidir. (4) Terörle Mücadele Kanunu ise insanlara Nemrud’un Adaleti’ni bile aratmaktadır. (5)
Not: Bir önceki yazıda (Taksim Teröründe İran ve Mazlumder) isimli yazımla ilgili dostum İsmet Yıldız beni aradı. İsa Eren’le konuştuğunu ve İsa Eren’in kesinlikle Taksim Terörünü ve Çapulcuları desteklemediğini ve tasvip etmediğini söyledi. İran Analiz isimli siteden yaptığımız alıntının bu kısmında İsa Eren’e haksızlık yapılmıştır. Dolaysıyla İsa Eren kardeşimizden özür dilerim. Hakkını helal etmesini rica ederim. Uyarısından dolayı da İsmet Yıldız kardeşime de teşekkür ederim.
1- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/taksim-teroru-iran-abd-israil-ve-baas-koalisyonu/1867/
2- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/batini-cellat-sah-ismail-ve-yavuz-efendimiz/2174/
3- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/iranin-sonu-geldi-yavuz-yola-cikti/2292/
4- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/imamlar-kureystendir-ve-ozerklik-tartismalari/1199/
5- http://www.yazete.com/genc-kalemler/ahmet-balki/nemrudun-adaleti-ve-4-yargi-paketi/140/
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
agzi olan konusuyor..
Hadi ya şu terörist başı ile konuşup anayasayı onunla beraber yapanlar kimdi? BOP eşbaşkanı kimdi bunuda yazsana, yazabilirmisin?
Mustafa Keser ve askerleri için ne düşünüyorsunuz merak ettim:))))
Ahmet bey; sizi gösterdiğiniz sorunların netliği ve çözüm önerileri için tebrik eder, nottaki erdemli davranışınız için de teşekkür ederim.
Taksim teröristleri kim?