Gezi Parkın eylemleri sayesinde kimin hangi tarafta yer aldığı aşikar bir şekilde görülmüştür. Masumane gibi gözüken fakat bazı dış devlet ve içimizdeki derin devletin ajanları tarafından desteklenen bu eylemlerin sonucunda dış mihrakların ve içimizdeki türk görünümlü Müslüman görünümlü münafıkların istediği oldu. Ama şunu bilsinler bu da görünüşte oldu. Uygulama da hiçbir zaman böyle bir şey olması mümkün değildir. Koskoca devlet kendini bilmez ne olduğu belirsiz kendisini çapulcu olarak ilan eden kişilerden mi emir alacak yoksa hizmet için söz verdiği milletinde mi ? Bu durumda ağır basan Millet ten emir almak.

Birisi de kendini başbakanın yerine koyuyor kendi kendine devlet adına başbakan adına kendini çapulcu ilan edenlerden özür diliyor. Gezi Parkı Eylemcilerin temsilcileriyle görüşüyor velhasıl bu adam kendini bir şey zannediyor ama hiç bir şey değil .Her konuda ahkam kesiyor.

Başbakan bunu I PAD den takip ediyor sinirlenip I PAD i kırıyor.

Hani Ömer Hayyam’ın bir şiirinin dörtlüğünde bahsettiği “suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verecek bir cevabım var elbet . Lakin bir lafa bakarım laf mı diye , Birde söyleyene bakarım adam mı diye. İşte bu şahıs tam da cuk diye oturuyor bu dörtlüğe. Sözüm ona gerginliği azaltacakmış. San ki her devlete isyan edene, milleti korkutup gözdağı verene aynı muameleyi yapıyorlarmış gibi ekranlarda boy gösterip hava atıyor bey efendi. İnsan ister istemez bu adamın yaptıklarını, yazdıklarını, söylediklerini, bir kenara topluyor en pis çöplerin olduğu çöp tenekesine atıyor ve kurtuldum zannediyor ama nafile birisini çöpe atıyorsun öbür taraftan başka bir tane daha bunun gibi çıkıp geliyor Fethiyeden . Adama deniliyor sakın ha kendini çapulcu ilan edenlerle birlikte olma olacaksan istifa et sonra ne olursan ol deniliyor. Ama sonra ne oluyor Fethiye Belediye başkanı itaatsiz oluyor.

Ne yaparsınız şov dünyası solculara hainlere yalakalık yapacağım diye milletin gözünden düşen bir aciz insana ne denebilir ki…