Selamun Aleykum;

Cennet kandili Hazret-i Ömer (r.a) anlatıyor:

Biz Allah Resulü'nün saadetli huzurunda oturuyorduk.Hilm alemi Ebu Bekir de orada idi ve yırtık bir abaya bürünmüştü. O sırada Alemin Efendisine Cibril (a.s) geldi ve selam verdi;

Ey Allah'ın Resulü! Ebu Bekir'i niçin yırtık bir abaya bürünmüş görüyorum?

Allah'ın sevgilisi buyurdular:

O cömerlik denizi Sıddık fethinden önce bütün malını bana getirip taktim etti!

Ey Allah'ın Resulü! O'na Allah'ın selamını tebliğ et ve de ki: Aziz olan Allah sana şöyle buyuruyor.

Sen bu fakirliğinden dolayı benden razı mısın, yoksa dargın mısın?

Bunun üzerine Allah'ın Resulü, cennetlerin bile var olmasına sebeb olan yüce Peygamber, Cennet sabahlarını andıran mukaddes yüzünü Ebu Bekir'e döndü ve ona hitab etti:

Ey hilm alemi Sıddık! İşte Cibril, sana Rabbül-aleminin selamını söylüyor ve diyor ki:

Sen bu fakirliğinden dolayı benden razı mısın , kızgın mısın?

Hidayete ermiş ümmetin en ulu rahmeti Hazret-i Ebu Bekir (r.a), başına konan bu gökler dolusu devlet karşısında iplik iplik göz yaşları dökdü ve şöyle dedi:

Ben,Rabbime mi kızgınım? Hayır, ben Rabbimden razıyım, ben Rabbimden razıyım! Ben Rabbimden Razıyım!...

---

Ne büyük devlet,ne sonsuz saadet!
Ey Müslüman! Gel de saadete bak,
Şu yalan dünyayı bir yana bırak.
Mazhar olmak nedir,Rab sevgisine?
Aklın ermedi hiç değil mi yine...

Fiemanillah!