Türkiye’de darbecileri yargılayan da yargıdır, aynı zamanda darbecilerden brifing alan da yargıdır. Partileri kapatan da yargıdır, kendince bölücüleri yargılayan da yargıdır. Menderes’i idam eden de yargıdır Kenan Evren’i yargılayan da yargıdır. Ama buna rağmen her devirin el üstünde tutulan da yargıdır. İstiklal Mahkemeleri’nden bu yana yargı hiçbir zaman yargılanmamıştır. Çünkü yargı, hiçbir zaman gücü elinde tutanların aksine hizmet yapmamıştır. Bu yeni dönemde hükümeti yıkmak için bile kullanılmıştır. 7 Şubat Darbe Girişimi örnektir.
Son olarak Diyarbakır’da milletvekilleriyle ilgili alınan kararlar Jüristokrasi’yi yeniden akla getirmiştir. Çünkü adı üstünde Milletvekilleri hem de Anayasa Mahkemesi kararına rağmen serbest bırakılmamıştır. Hükümetin bütün risklerine rağmen üzerine aldığı Çözüm Süreci alınan kararla adeta riske atıldığı söylenmiştir.
AK Parti Hükümeti geçen on yıl içerisinde Yargı meselesinde sadece “makyaj” işlevi görmüştür. İşin ilginç yanı yargının siyasete müdahalesi için Terörle Mücadele Kanunu gibi maddeler de bu dönemde çıkmıştır. İşin ilginç yanı Terörle Mücadele Kanunu’nun bu halde çıkmasında Cemil Çiçek’in şahsi gayretleri ilginçtir. Ayrıca yine Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması sürecinde Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a rağmen Cemil Çiçek’in direnmesi oldukça manidardır.
Şamil Tayyar’ın gündeme getirdiği “Çelik Çekirdek” kavramı sanıldığından daha derindedir. Çelik Çekirdek, sadece Türkiye’nin içerisinde değildir. Lozan Anlaşması’ndan bu yana İngiltere’nin kontrolünde hareket etmektedir. Çünkü Hilafetin kaldırılmasından sonra Türkiye’nin uluslararası mutabakattan ayrılmaması çok önemliydi. İslami bir temeli olan bir halkın içerisinde Kürtlerin dilini yasaklayan ve İslami her şeye alerji duyan hatta ezanı bile yasaklayan bir devleti halka rağmen yaşatmak normalde mümkün değildir. Dış destekler olmadan oligarşinin ayakta kalması mümkün değildir. Hatta Türkiye’deki bütün darbeler, dış güçlerin desteğiyle meydana gelmiştir.
OYUN ŞU: HALKLA DEVLET ARASINA PERDE ÇEKMEK ve HALKI BİRBİRİNE KIRDIRMAK!.. Halk ile devlet arasına perde çekmek için elinizdeki güçler bellidir. İşte hükümet burada şunu görmeli… Halk ile devlet arasındaki perdenin en büyüğü KANUNDUR. Kanunu değiştirecek güçte Hükümette vardır. TMK gibi kanunları değiştirse ve Halkın önündeki örgütlenme özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırırsa Türkiye’de çok şey değişir.
Başbakan Erdoğan oyunun büyüklüğünü biliyor. Hatta bir mitingte “bazı şeyleri açıklarsam yer yerinden oynar” demektedir. Ama belge ile bu yapı yıkılmaz. Bu yapı “seçim hilesi” yaygarası ile Türkiye’yi karıştıracak!.. Belgeleri açın ama ondan önce halkın dinamik kesimini yanınıza çekin ve Sosyal Sözleşme vaad edin. Halkın dinamik kesimini yanınıza çekmeniz için lütfen bir an önce af çıkartın ve Aile Sigortası vaat edin. Ayrıca faiz pençesine düşenlere yol açın lütfen. Bakalım o zaman Camia Örgütü olmak üzere kim ne yapabilecek?
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.