ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Haram Kılma Hakkı Allah’ındır

Ali Rıza Gölgelim

11 Ağustos 2014 Pazartesi 14:05
  • A
  • A

İnsanlar hatta bütün gördüğümüz mahlûklar Allah’ın yaratıklarıdır. Dolaysıyla gerek mahlûklar gerekse de insan üzerinde tasarruf hakkı sadece Allah’ındır. Meseleye bu açıdan baktığımız zaman “eşyada aslolan haram”lıktır. Ama Allahü Teâlâ (cc) mahlûkatı yarattığına ve kendi doğal yaşamı içerisinde yaşattığı göz önüne alınırsa eşyada aslolan mubahlıktır. Meseleyi insan açısından değerlendirdiğimiz zaman insanların fiillerinin tamamen serbest olması lazımdır ve insanın üzerine bir “yasak” koyabilmek için açık bir delil şarttır. Hiçbir insanın diğer bir insana “sana bu hususu yapmak yasaktır” demeye hakkı yoktur. Konunun daha iyi anlaşılması için “hüküm” kelimesinin mahiyeti üzerinde duralım.

İmam Gazali (rh.a); “Hüküm, Şâri’in (Kanun koyucunun) mükellefin fiillerine ilişkin hitabıdır. Haram, hakkında “terk edin, yapmayın” denen şeyler; vâcib, hakkında “yapın” denen şeylerdir. Mubah ise “dilerseniz yapın, isterseniz terk edin” denilen beyanlardır. Şari’den böyle bir hitap yoksa hüküm de yoktur. Bunun için diyoruz ki; akıl; herhangi bir hususa dair hüküm beyan edemez. Kısaca Allah’ın gönderdiği bir hüküm yoksa fiillerin hükmü yoktur” demiştir. Çeşitli maslahat (iyilik) veya mefsedet (kötülük)leri öne sürerek insanlara yasak kılmak veya onlara görev yüklemek insanın hürriyetine vurulan ağır bir darbedir. İnsanlar Allah’dan bir hüküm olmadığı sürece istediklerini yapabilirler. Hiçbir meclis veya kanun koyucu insanlara “size şunu veya bunu yapmanız yasaktır” demeye hakkı yoktur.

Kur’an-ı Kerim’de insanlar üzerine yasak kılmak üzerinde özellikle durulmuştur. Hatta denebilir ki; haram kılma meselesine helal kılma meselesi üzerinden daha çok durulmuştur. Bunun asıl sebebi “eşyada asıl olanın mubah olması” ilkesine dayanır. Meselenin bir diğer noktası da şudur: İnsanlardan bir kişiye yasak koyma hakkını kendinde görme küstahlığı ilahlık taslamaktır. Adeta insana “senin yaratıcınım benim” demektir. Bir ayet-i kerime’de şöyle buyrulmaktadır:

“Allah’a ortak koşanlar dediler ki: “Allah dileseydi, ne biz ne atalarımız O’ndan başka hiçbir şeye tapmazdık ve O’nun emri dışında hiçbir şeyi haram kılmazdık.” Kendilerinden öncekiler de böyle yaptılar. Buna karşı peygamberlerin vazifesi, ancak açık seçik bir tebliğden ibarettir.” (Nahl Suresi: 35)

Ayet-i kerime’de açıkça insan üzerinde haram kılmanın Allah’ın hakkına ortaklık olduğu beyan edilmiştir. Peygamberlerde bu şirki iptal etmek için gönderilmiştir. Sonraki ayet-i kerime’de şöyle buyrulmuştur:

“Andolsun ki biz her ümmete, “Allah'a ibadet edin ve tağuta tapmaktan sakının” diye bir peygamber gönderdik. Allah, bu ümmetlerden bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapıklık hak olmuştur. Şimdi yeryüzünde bir gezip dolaşın da bakın ki, peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu bir görün?” (Nahl Suresi: 36)

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.