2011 yılında Sabah Gazetesi’nde yayınlanan bir habere göre Türkiye, dünyanın en çok terör örgütü üyeliğinden ceza verilen bir ülkedir. Türkiye’nin ardından Çin gelmektedir. Türkiye ile Çin’in toplam terörist (?) sayısı bütün dünyadaki terörist hükümlerinin yarısını oluşturmaktadır. Milliyet Gazetesi’nin yazarı Aslı Aydıntaşbaş, bugünkü yazısında KCK Davası’ndan yargılanan bir sanığın ağzından şunu kaydediyor: “Ben hayatımı burada (mahkemede) anlattığım tercihler çerçevesinde yaşıyorum. Bu iddianamedeki suçlamalar BDP’nin olduğu kadar, benim varlığımı, varoluşumu, şu dünyadaki mevcudiyetimi de sorguluyor.” Bugün yapılan El-Kaide Operasyonu için Erzincan Emniyet Müdürlüğü kaynaklı haber şu:
“Erzincan Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının 20 Nisan 2012'de başlattığı soruşturma kapsamında, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, El Kaide'nin fikirleri doğrultusunda faaliyet gösterdikleri iddia edilen kişilere yönelik sabah saatlerinde 4 ilde eş zamanlı operasyon düzenlendi.
Erzincan merkezli operasyonda, bazı adreslere baskın yapıldı. Operasyonda, Erzincan'da 12, Konya'da 2, İstanbul'da 1 ve Diyarbakır'da 1 kişi gözaltına alındı.
Gözaltındaki kişilerin, işlemlerinin ardından Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edilecekleri belirtildi.”
Haberdeki “El Kaide’nin fikirleri doğrultusunda faaliyet gösterdikleri iddia edilen…” ibaresine dikkat edelim. Eğer bu ibareler sadece Aydıntaşbaş gibi köşe yazarlarının köşelerini aşıp resmi kurumların ve mahkemelerin metinlerine geçiyorsa kimin fikir özgürlüğünden söz edebilirsiniz?
Fir’avun Dönemi’nde zihniyet yargılamaları yapılmış ve çok şiddetli Terörle Mücadele Kanunları çıkartılmıştır. Okuyalım:
“Fir’avun: “Ben size izin vermeden iman ettiniz ha!..” dedi. “Şüphesiz bu bir hiledir, siz bunu şehirde kurmuşsunuz, yerli halkı oradan çıkarmak istiyorsunuz, sonra anlayacaksınız.”
Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, sonra da bilin ki, sizi astıracağım.” (Araf Suresi: 123-124)
O ve çevresi, şiir okuyanları, dini ve düşüncesine uygun yaşamaya çalışana veya resmi ideolojiyi sorgulayanları asla af etmezdi. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır:
“Firavun kavminin ileri gelenleri dediler ki: “Seni ve ilahlarını terk etsinler de yeryüzünde fesat çıkarsınlar diye mi Musa’yı ve kavmini serbest bırakacaksın?” Fir’avun da dedi ki: “Onların oğullarını öldüreceğiz, kızlarını sağ bırakacağız ve onlar üzerinde kahredici bir üstünlüğe sahibiz.” (Araf Suresi: 127)
Fir’avun ne adaletten anlardı ne de hürriyetten… İçeridekiler gazeteci veya düşünen adamlar diyecek hali yok ya…
Yeni Türkiye, her alanda öncü… En çok teröristte bizim ülkemizde. Çin’i bile geçtiysek kim tutar bizi. Yaşasın adalet ve yaşasın kalkınma.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.