Ağaçlar kesilmesin diye masum bir söylemle başlayan ve daha sonrasında terör örgütlerinin ve bunların siyasi uzantılarının söylem ve eylemlerine dönüşen Taksim olaylarının arkasından OTPOR çıkınca biraz araştırma yapmakta fayda mülahaza ettim. Nitekim yaptığım araştırmalarda ve izlediğim videolarda korkunç bir şekilde CIA paravanı olduğunu fark ettiğim Sırbistan merkezli bu yapı, Arap baharından tutun da Kırgızistan, Rusya ve Gürcistan başta olmak üzere bir çok ülkede beyaz(!) saray’ın sistematik planlarını devreye soktuğunu hayretle okudum. Eylemlerde profesyonellik ön planda. Eylemlerin yapılacağı ülkelerde sözde liderler bile özenle seçiliyor ve gerek görüldüğünde destek yurtdışından gönderiliyor. Sponsoru abd olan bir kuruluş neden Taksim’de eylemlere kalkışsın ki? İşte asıl sorulması gereken soru bu. Sözde müttefik olan özde ne olduğu tartışmalı bir devlet bizim iç işlerimize neden karışma gereği duysun.

Bir gerçek var ki, o da bütün olayların imfye borcun ve boyun eğmenin bitmesiyle başlamış olması. Faiz oranlarının, enflasyon rakamlarının böylesine düşük olmasını da fırsat bilen dış mihraklar, iç hainlerin de katılımıyla büyük bir iş başarma gayreti içerine girdiler. Otpor ya da başka bir deyişle amerika ve ingilizin olaydaki parmağı da yadsınamaz. Kendime sordum cevabını rahatlıkla verebiliyorum bir de buradan size sorayım değerli okurlarım, abd Başbakan Erdoğan’ın amerika gezisinde başbakandan istediğini alabilmiş olsaydı, böylesine bir olayın içerisine girme ve/veya destekleme gereği duyar mıydı. Yada bir başka deyişle ingiliz ve amerikan yayın organları böylesine bir karalamanın içerisine girerler miydi? Bir de dua eden bir devlet vardı Erdoğan düşsün diye, itlerin duası kabul olsa....

Söylemekten bile hicap duymakla beraber arada hatırlatmakta fayda mülahaza ediyorum, bir zamanlar clintonun önünde boyun büken başbakanlarımızda olmadı mı? En seçkinler otelinde ağırlanan, en üst düzeyde önemsenen başbakan Erdoğan bütün bu yalakalıklara rağmen eğilmemiş ve başı dik bir şekilde gezisini tamamlamıştır. Eğer durum aksine gerçekleşmiş olsaydı, bütün bu olaylardan dolayı otpor görevlendirilmezdi. İstediğini alan bir ülke neden böyle bir şeye gerek duysun ki?

Göktürk 2 uydumuzun fırlatıldığı tarihte ODTÜ olaylarını hatırlarsınız, işte o olayları çıkaran otpor ve içerdeki hain komünist ve terörist guruplar nasıl o gün iş başında ise, bugün de Taksim’de ülkemin yaşadığı aynen budur. Buna bilerek veya bilmeyerek destek veren küçük ünlülerin uyumu bozduklarını ve ne denli büyük bir yanlışın bir parçası haline geldiklerini de üzüntüyle izlemedik mi? Mehmet ali’nin bu konuda (inşallah) cezalandırılması bütün küçük ünlülerin hizaya gelmesine ve halkı galeyana getirecek hal ve hareketlerden kaçınmalarına vesile olacaktır.

Faiz lobileri başta olmak üzere, olayda elebaşı konumundaki tüm devlet, parti, terörist ve komünist guruplar ve de kişilerin en kısa zamanda cezalandırılması dileğimle.

Sağlıcakla Kalın...