Kudüs’ün zaman Aynasından…
Sonsuzluğun sahibi, yarının tek hakimi olan ALLAH hep sevdikleri ile beraberdir…
“Ya Rabbi dünyayı gözümüzde küçült. Ahireti de kalbimizde büyüt. Alemlerin Efendisi,
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem hürmetine bu duamızı kabul eyle. Dinimize, milletimize hizmet nimetini elimizden alma. Alem-i İslam’a muzafferiyetler ihsan eyle. Küfrün karşısında bize galibiyetler ver, Görünmez Ordularını imdadımıza gönderip merhamet et YA RAB…”
Gönül penceremden gözlerimi Filistin’e, Kudüs’e çevirdim bu akşam. Selahaddin’i gözlerimizi Kudüs’e, onunla birlikte yüzümüzü Filistin’e çevirmiş, uzaklardan Kudüs’e bakıyorduk. Derin derin düşüncelere daldık ikimiz. Kendimize bir türlü hakim olamıyor, gözlerimizden damla damla yaşlar süzülüyor, her damlada bir ızdırap, bir acı, bir hasret vardı…
O mübarek insan belki de halkına yapılan zulüm ve işkenceleri hatırlamak istemiyordu. Bizler ise, hem o zamanki zulümleri hem yüzyıllar sonrası zulümleri görebiliyorduk.
KUDÜS’ÜN ZAMAN AYNASINDAN…
Gözü dünya sevgisi, makam ve mevki hırsı bürümüş cahil ve azgın Siyonistlerin hücumları ve baskıları tarihin hiçbir döneminde bitmedi, bitmeyecektir.
Ancak ALLAH’ın izniyle, büyüklerimiz, ermiş ve evliyaların dua ve himmetleriyle İslam orduları bu saldırılarda yüzlerinin akıyla çıkacaklardır. Bizler her şeyden önce ALLAH için varız, nefs-i müdafa için varız. Saldırgan onlar,haklı olan bizleriz. Elbette ki ALLAH doğruların ve haklıların yanında olacaktır…
Ey Kur-ani “İlim”lerin iklimini soluyan “Yusufi” kardeşlerim, beklenen gün yakındır artık. Fecir tüm coşkusuyla yansıtmak için ışığını, kozasında bekleyen bir kelebek gibi aşkla beklemektedir doğacağı günü. Varsın gün doğana kadar kırarcasına sıkalım dişlerimizi. Varsın yüreğimizdeki volkanlar, patlamamak için tutsunlar kendini. Yazın en sıcak günlerinde Sukut orucumuzu bozmadan, iftarın muştusunu bekleyelim. Kudurmuş köpekler varsın azı dişlerini geçirsinler bedenlerimize ama biz vuslatın sevincini yaşamak için yılmadan didinelim. Gülü koklayabilmekse hedefimiz, dikenlerinin açtığı yaraya inadına sabredebilelim.
Doğacak güneşi seyredebilmek için gerekirse en şiddetli acılara göğsümüzü gerelim. Şunu iyi bilelim ki beklenen gün gelecektir ve bu uğurda çekilen her türlü çile kutsaldır.
Gecenin karanlığı, vampir iştahlıların kanla beslenme zamanı olduğu kadar, mazlumların Rablerine sığındıkları, yakarış ve dualarda bulundukları andır. Zaten dua müminin silahı değil midir? Zalimlerin oyunlarına karşı yardım edecek en büyük merci “O” değil midir? Hem ALLAH buyurdu ya;
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
“Ve Biz, yeryüzünde güçsüz olanları ni'metlendirmek ve onları imamlar kılmak ve varisler yapmak istiyoruz (istiyorduk).” .(Kasas-5)
Unutmayalım ki ALLAH Kâdir Ve Muktedirdir. Ol der oluverir.
Siyonist israil zalimleri şunu unutmasın ki;
Hayaller dünyasına kurulmuş buzdan kaleler, hakikat güneşinin karşısında eriyip yok olacaktır.
Her zaman Hak’la Batılın bir mücadelesi vardır. Ve Hak her zaman galip gelicidir.
Ama er ama geç mutlaka…
Selam Ve Dua İle
Arif Akdaş…
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.