Çözüm süreci ile gelişen ılımlı hava ve yaşanan son gelişmelerin de gösterdiği bir denklem var.
Bu denklemi en iyi anlatan ise; Terör ile beslenen ve Türkiye aleyhine emelleri olan her organizasyon ve servisin ortak gayesi süreci baltalamak. Baltalanan Türkiye’nin geleceği ve 30 yılı heba edilmiş bir toplumu. Bu süreç iyisi ile kötüsü ile denenmesi gereken ve çözümü silahta bulamayacağını anlayan her kesimin üstünde defaatle durması gereken bir barış süreci. Çözüm süreci birçoklarının kafasında her ne kadar koca soru işaretleri barındırsa da bu yazımda dikkat çekmek istediğim bir nokta ve bu nokta çevresinde şekillenen ve bizim dışımızda geliştiğini düşündüğümüz biçok olay var.
Çözüm süreci kimilerine göre ihanet, kimilerine göre barış ve kimilerine göre dibi olmayan bir çukur. Ama herkesin ortak görüşü olan konu Devletin arka planda nelerden vazgeçtiği ve PKK’nin ne şartlar altında silah bırakacağı. Bu konu her ne kadar merak unsuru oluştursa da kanaatim Devlet sırrı gelenekleri ve teammülleri gereği bu sırrı yıllar sonar vakıf olacağımızdır. Ama bir araştırmacı gözü ile değerlendireceğim bu yazımda enformasyonlara değer kazandıracak ve bu süreçte gelişen olayları yorumlamaya çalışacağım.
Yaşanan süreçte gelişen olayları değerlendirecek olursak; Boston saldırıları, Türkiye ile İsrail ilişkilerinin düzelmesi ve Süriye krizini aynı kefede toplamak gerekecek. Bölge denklemleri Rusya, İran ve Kuzey Kore cephesine karşı Amerika ve çerçevesinde şekillenen iki dominant gücün Ortadoğu sahnesinde nasıl politikalar ile rol alacağını göstermektedir. Çözüm süreci ise; bu denklemin tam ortasında kalıdığını belirtmek politikaların neticesinde görülmesi gereken bir durumdur.
Amerika’daki başkanlık seçimleri ile Amerikan derin güçlerinin ve NeoConların dış politikaya bir süre ara vermesine neden olmuştur. Süriye krizinin beklenenden uzun sürmesi ise; Rusya ve İran gibi bölgesel güçlerin işin içine dahil olmasından kaynaklanmaktadır. Süriye krizi bölgedeki BOP projesinin de uzaması Amerikan politikalararının geçikmesine neden olacaktır. Bunun farkında olan Amerikan NeoConcuları bölgedeki yapıdan rahatsızlıklarını Obama’ya iletmesi ile Bölgedeki en önemli aktörler ve müttefikleri barıştırmak ile neticelenmiştir. Obama’nın İsrail ziyaretinim son günü yaşanan Mavi Marmara özrü Obama tarafından Ortadoğu’ya verilen büyük bir mesajdır. İki gücün barışması ise; en çok Amerikan menfatlerine yarayacaktır.
Ardından gelişen ve Amerika’nın yeni bir tehtid unsuru bulma çabası Boston saldırısı ile Çeçenler olmuş ve akabinde gelişen operasyonlarda Çeçen eylemcilerin öldürülmesi bu işin de bir kurgu mu olduğu sorularını akla getirmiştir. Bu saldırıları konumuz ile yorumlamak gerekirse;
Boston saldırılarının Ortadoğu Politikaları ile ne ilişkisi olabilir? Neden Çeçen müslümanlar hedef alındı?
İnsanları ve devletleri bir gayede buluşturmanın en etkili yolu ortak bir kin ve düşman etrafında toplamaktır. Amerika’nın da Rusya ile arasını düzeltmek ve Ortadoğu’da Rusya etkisini yumuşatmak adına Çeçen kozunu oynaması gayet mantıklı bir sebep olarak görülmektedir ve Çeçenlerin ortada bir sebep yokken böyle bir saldırıya girişmeleri ve Sosyal medyada çıkan görüntüler ise; bu tezi güçlendirir niteliktedir.
BOP, NeoConcuların son bağ çözümü ise; Türkiye’nin PKK sorununu bitirmekten ziyade Suriye’de gücü iyice azalan Özgür orduya ve güçlenen Esad rejimine karşı son koz olarak Kürt kartını kullanmak istemesidir. Bölgedeki gelişmlerin en başından itibaren tarafsız kalan Kürt aşiretleri Suriye’de akıllı bir siyaset izlemişlerdir. Fakat bu siyasetlerini kara geçirecek bir silahlı unsuru ve güç odağı olamadıkları için Kürt politikaları Suriye’de etkili olamamaktadır. Bu nedenle basit bir mantık ile Süriye üzerine politikalar üreten bir PKK ve Kürt stratejisi neticesinde Abdullah Öcalan’ın da Akdeniz’e açılma politikası PKK’yı bir strateji değişikliği ile Suriye içine itmek istemiş olabilir.
Çözüm süreci ile algılanan her kesimin bu süreçten kendi menfaatleri doğrultusunda kar sağlamak istemesidir. 30 yıllık akan kan, Ortadoğu barışı ve Büyük Türkiye ideali bu süreç sonunda nasıl bir ivme kazanacak hep birlikte göreceğiz.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.