Kayıtsız şartsız aşk, beşerinin ilahiye duyduğu aşk ile bağlılığının ve saf duygularının neticesidir. Ölmeden önce ölmeyi ve sevgilinin bir an olsun yanından ayrılmamasını ister. Duyduğu sevgi o kadar büyüktür ki hayatın felsefesi, ağırlığı ve yükünü bilmez, gözleri mühürlüdür. Dilleri söylemez ve işitmez olur kulakları. Esiridir bir kere kayıtsız şartsız aşkının. Gecenin güneşle aşkı, ayın diğer yarısı ile mühabbeti gibidir.
Beşeri bir kere bağlanmıştır aşkı ilahiye. Sonsuz güzelliğin, abı hayatın ve huzurun vücutta tezahür ettiği sonsuzluğu ister. Bağlandığı tek yol, aşk kapısıdır. Aylarca, hatta Yunus misali kırk yıllarca bu kapıda köle olmaya hazırdır. İçini burkan tüm beşer duygulara rağmen sayısız kapıdan geçmiştir.
Günler ve ömür bittiği zaman, musalla taşı aşkının yatağı, kara toprak yorganıdır. Elifle başlayan ve noktalanmayan bir sevgidir onun ki. Hiç kimseye nasip olmayan gaybın hesabını soracak ve geçmişine lanet okuyacak değildir. Kor alevler içerinde yanan duygularını hep içinde yaşamasını bilmiştir.
Bu öyle bir aşktır ki, Mevlana’nın, Yunus’un tehayyalü ile seyreder, Mecnun çölünde duraklar ve Ferhat’ın kanalında susuzluğunu giderir. O ilahi için Bedir’de aslan olur, Hz. Ali zülfikarının bağı olur, Allah’ın kılıcı Hz. Ömer yumruğu kadar güçlüdür. Çanakkale’deki Vatan-ı ilahiye duyulan sevginin temelidir. Özgürlük dayanağının can damarıdır.
Ve aşkı dört kapı ile kırk makamdan geçtikten sonar zuhur eder. Gönüllere, dillere, akıllara yayılır. Sonsuz nurun eşiğinde şekillenen makamı vahdet-i vücudun kamiliyesidir.
Arabi’nin ilahiye ve duyduğu sonsuz sevginin 4 aşamasını anlatır gönüllere.;
Sevginin en saf, en yalın ve saydamlığının en doğal hali olan el-hubb ile başlar. Aşkının karşısında hiçbir gayesi yoktur, bu yüce aşkın karşında kendi iradesinin çözüldüğü ve kayıtsız sevgiliye bağlılıktır. Ikincisi el-vedd’dir Allah(c.c.) vüdud isminin tecellisidir. Bu sıfatın tek sahibi ve anlamı onda tecelli eder. Üçüncü sevgi makamı ise; el-ışk aşkın aşırılığı ve ifratlığılıdır. Sevgi makamı o kadar büyüktür ki, yüce aşkın karşısında söylenemez aşkın kelimesi türetilir ve farklı isimlerle anılır. Son sevgi makamı ise; el-heva’dır. Kalbin sevgiliye teslimidir. Kalpte doğan ilk ışık ve ilk heyecan tohumu bu makamla başlar ve irade tamamen sevgiliye bağlanır.
Mart 2013
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
selam canlar cumleden bol sanslar diliyorum
Aşkın tarifidir el-hubb yasak gölgelerde serinler ve ıssız çöllerde yanar....