Hedefleri olan ve bu hedeflerini halkıyla, gençliğiyle sağlayacağını düşünen bir toplum olmamıza rağmen hala Kaddafi'yi ve ESAD'ı yani; Libya ve Suriye'nin din ile yönetilen ülekeler olduğu sanan bir toplumuz aslında. Nasıl bir Millet olduğumuzu anlamak çok zor... Kaddafinin giydiği yerel elbiselerle onun bir Şeyh, Şıh ya da dinci olduğunu sananların olduğu ya da ''Suriye'de kadınlar araba sürebiliyor mu?'' diye sorular soran Boğaziçi Siyaset Bilimi'nden parlak zeki gelecekler ile karşı karşıyayız..
Suriye krizinde yaşanan gelişmemler aslında bölgesel güç olma iddiasında olan Türkiye’nin Uluslararası İlişkilerin temel kuralı olan ‘’ÇIKAR İLİŞKİSİ’’ realitesini asla unutmaması ve bütün planlarını bu eksende yönetmesi gerekiyor.
Ülkelerin ne din, ne mezhep ve ne de millet ayırt ettiği ve devletlerin en önemli çıkarı doğrultusunda nasıl hareket ettiğinin en güzel örneğidir Suriye. Gelişen süreç yalnızca devletlerin de değil bölgesel bir çok parti ya da örğütün de bu denklemde nasıl rol aldığının güzel bir kanıtı aslında.
Suriye meselesine bu prespektifde baktığımızda oluşan tabloyu şu şekilde özetleyebiliriz;
Suriye'de Beşar ESAD'a karşı muhalifliğin en önde gelen tarafları; Müslüman Kardeşler ve El Kaide'nin Suriye tarafı olduğu açık ve saklanan bir şey değil.
Beşar Esad ve rejimi Suriye Alevisi ya da şöyle diyeyim, azınlığın çoğunluğu yönettiği mezhep rejimi- olduğu söyleniyor. Hatta dinsiz ve laik (!)
Muhalifler, her camiadan ırktan olsa da çoğunluğu anti-rejim ve İslami unsurlar barındırıyor..
İsrail- ABD askerleri; Muhaliflerle, İran askerleri de ESAD’ın yanında savaşıyorlar. İsrail, İslam'ın ve Müslümanların düşmanı değil mi? El Kaide, anti-ABD değilmiydi? Ama Suriye'de ESAD'a karşı İsrail-ABD'yle birlikte savaşıyor.
EL KAİLDE, Müslüman Kardeşler, İsrail ve ABD hep beraber aynı hedef için çarpışıyor...
Son 3 yıldır sözde arası bozuk olan Türkiye Hükümeti ile İsrail; beraber ortak Muhalifleri eğitiyor ve Esad'a karşı savaşmasını sağlıyor.
Durumu bir de tam tersinden analiz etmeye kalkıştığımızda ise; Suriye yıllarca PKK'ya destek verdiler. Her defasında ''hayır Öcalan Suriye'de değil, bizle ilgisi yok'' dediler. Bizim insanlarımız ölürken, öldürülürken bile Türküye CUmhuriyeti ve Türk halkıyla dalga geçtiler ama şimdi durum tam terisine dönmeye başlıyor. ''Hayır, Muhaliflere silah falan vermiyoruz, eğitmiyoruz da'' diyemiyoruz.
Suriye'deki Kürt unsurların parti ve oluşumların yüzde 95'i Esad'a karşı muhalifken; PKK'nın ESAD'a yakın durması ya da ESAD’ın PKKya yakın durması mantıklı bir tutummudur? Türkiye’nin durumu tam bir çıkmaz aslında. Hükümet Suriye krıizinde YANLIZ bırakıldı.
Halbuki; Baba ESAD'dan sonra ilişkiler düzelmişti. Türkiye Kuzeyden, Esad güneyden PKK operasyonları yapılıyordu.. Fenerbahçe ile Suriye takımları hayatlarında ilk defa maç bile yapmışlardı. Güllük gülistanlıktı her şey....
ESAD, biraz akıllı davranabilseydi eğer kendini de halkını da Türkiye'yi de karıştırmazdı...
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.