Sahaya çıkan kadroyu gördükten sonra son iki maçını 5-1’lik skorlarla kazanan rakibine karşı Ersun Hoca’nın çekingen bir yapıda maça çıkacağını tahmin etmiştim ancak dört tane ön libero özellikleri olan oyuncularla ve sıfır kanatla oyuna başlayacağını beklememiştim açıkcası. Orta sahayı sağlam tutmak iyide, kolu kanadı olmayan böylesine bir düzenle 3. bölgeye geçişi sadece ayağa pas, duvar pası, ve ver kaçlara bırakmak hiç akıl karı değildi dün akşam adına. Fenerbahçe oyunun son yarım saatinde Sow maça dahil olana kadar, geçen yılın Avrupa 3.’sü gibi değilde, Avrupa arenasına yeni çıkan çaylak bir takım görüntüsündeydi.
Sarı Lacivertliler daha önce hiç uygulamadıkları orta sahadaki bu 4 ön liberolu sistemle sahaya yayılınca, Yanal taktik tahtasında bu garipliği futbolcularına nasıl anlattı, bunu da ayrıca tartışmak lazım sanırım. Salzburg takımıysa tam aksine ne yaptığını bilen bir takım hüviyetindeydi. Alan ve Soriano ile gol ararken, kanatlarında da Mane ve Meiliger ile Volkan’ın kalesini sık sık rahatsız ettiler. Alan ve Mane arasında ki uyum Fener’in defansını çok yıpratırken, özellikle Mane’nin sol kanattan getirdiği ve taşıdığı toplar yürekleri ağızlara getirdi. Kadıköy’deki maçta bu ikiliye extra önlem almak gerekecek gibi gözüküyor. Bu arada Volkan’a bir parantez açmakda fayda var bu noktada. Her iki yarının hemen başlarında yaptığı kurtarışlarla tur kapısının Fenerbahçe lehine aralık kalmasındaki baş aktördü.
Sratejik Hatalar
Bu maça kadar Sow ile Webo’nun yanına, onlara sezon boyu destek olacak, ilk 11’i zorlayacak forvet alınmaması ilk stratejik hataydı. Bu hatayı üzülerek söylemem gerekir ki Ersun Hoca devam ettirdi ve takımı tek forvetle, kanatsız bırakarak adeta sistemsizliğe mahkum etti dünkü randevuda. Sow’u ilk 11’de sahaya çıkarmadı. Sow hem tam hazır değildi hem de Sow-Webo ikilisini beraber oynatmak, maça müdahale edememek anlamına gelecekti çünkü bench’de oturtacağı üçüncü bir forvet’i yoktu. O yüzden bu tercihinden dolayı hocayı çok da eleştirmemek lazım lakin ne tezat ki evinde hızlı oynayan, gole gitmeyi çok isteyen, dün gece sahaya çıkan en yaşlı oyuncusu 6 numaralı, 29 yaşında, Christian Schwegler olan bir rakibe karşı, teknik direktör olarak imzayı attığında “sakın Stoch’u satmayın, ondan muhakkak yararlanacağım” diyen Yanal’ın, Miroslav’ı tribüne göndermesini sizin aklınız alır mı bilemem ama içtenlikle bu kararın beni akıl ve mantık fakiri yaptığını söylemek isterim.
Sow’la gelen 3 pozisyon
Uzatmalarda dahil son 14 dakikada Avrupalı olduğunu hatırlayan Fenerbahçe Sow’un hazırladığı pozisyonlarla ardı ardına tehlikeler yaratmaya başladı. Sow ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu 80’de gösterdi ve gönderdiği bazukayla direği sarstı. Dört dakika sonra yine Sow’un şutunun direği sıyırması golün habercisiydi adeta. Kanatsız geçen bir gecenin ardından son yarım saatte rakip alana adeta kene gibi yapışan Moussa bu sefer sol kanattan yaptığı ortayla penaltıyı yaratan oldu ve Fener’in kabusa dönecek gecesini umuda çevirdi.
Ersun Hoca hiç beklemeden Sow - Webo gibi bir ikili yarattığı için selefi Aykut Hoca’ya “Kocaman” bir teşekkür mesajı göndermeli hiç zaman kaybetmeden. Eğer bu birlikteliğin ne kadar önemli olduğunu anladıysa ne ala, hala anlamadıysa o zaman İstanbul bol gelir Hoca’ya , gerisin geriye gider Anadolu’ya.
New York, 02:29
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.