Günümüz futbolunda disiplinli futbol stilinden taviz vermeyen bir Almanya; illaki defans ama golü de eninde sonunda bulurum diyen bir İtalya; oyunu kanatlara yığıp, hızlı ve uzun toplarla rakip kaleyi baskı altına alan bir İngiliz futbol realitesi varsa, bu kendine has futbol anlayışlarına mutlaka Hollanda ekolünü de eklememiz gerekir. “Total Futbol” mantalitesini pas futbolu ve yıldızlarıyla ekol haline getirerek oynayan Hollanda’ya karşı Arda’nın, Selçuk’un, Burak’ın ve dün gece yine “konsatrasyon fakiri” olan Volkan’ın sadece maç günündeki psikolojik ve fiziksel performanslarına bağlı kalmak, bizi çok seneler nice kupa maceralarından ve dünyadaki büyük futbol organizasyonlarına gitmekten mahrum bırakacaktır. Bizde eninde sonunda kendimize uygun bir futbol tarzı yaratmak mecburiyetindeyiz bu zorlu arenada ilk sıralara oynayabilmek adına.

Terim’in Çift Forvetli Sistemi

Fatih Hoca hem rakibine “sizi yenmeye çıktım” gözdağını vermek, hem de ekibine “tek parola galibiyet” diyebilmek için Burak-Umut ikilisini bozmadan çıktı sahaya ve bu sistemde her zamanki “Terim gerceğiydi” zaten, aksi düşünülemezdi. Herkesin Töre’yi beklerken hocanın Olcan karakterini sahaya sürüşü aslında maç eksiği olan Hasan Ali’ye Roben’in kanadında, Fenerbahçe maçı hariç bu sene hep sol bek oynayan Olcan’la destek verme isteğiydi ama olmadı. Golü gereksiz bir zamanda ve çok amatörce yedikten sonra işini kendi becerisiyle zora sokan Milli Takımımıza karşı Hollandalılar sahanın tümüne çok iyi yayılarak hem defansda, hem ofansda yapılması gerekenleri fazlasıyla yaptılar.

Arda Kanada Çok Sıkıştı

Arda oyunun tıkandığı dakikalarda ve anlarda kendi yeteneğinin çok gerisinde kaldı. Daha çok sağ kanadı Gönül’le beraber kullanmaya kalkan Atletico Madrid’in yıldızı yeterli pozisyonları yaratan bir “10 numara” kimliğine bürünemedi bir türlü. Ne Topal ne de Selçuk defansdan ofansa istedikleri topları taşıyamadılar. Bunda muhakak ki Hollanda orta sahasınında mutlak etkinliği vardı çünkü ne zaman defansımız top çıkarmaya çalıssa, portakalların orta sahası Topal’ı ve Selçuk’u gerektiğinde adam adama tutarak, onların pas yaratma kabiliyetlerine gem vurdular. Böylece sahanın üç bölgesinde de hem total futbol, hem de kompakt futbol öğretisi sundular bizlere.
Johan Cruyff, Hollanda’nın Marco Van Basten’le 4-2-3-1 oynadığı dönemde alınan başarısız sonuçlardan sonra yaptığı yorumda; şu anda herkesle aynı sistemi oynadıklarını, Hollanda’nın her zaman üç forvetle oynaması gerektiğini, defansın önünde yer alan iki defansif liberonun ya da merkez orta saha oyuncusunun kendilerine yer kaybı yaptığını söylemiş ve faklı olmaları gerektiğinden bahsetmiştir.

Hadi Fatih Hocam 4-4-2 sistemini Galatasaray’da rakibini boğarak ve baskıyla kullandığında, neler yaptığını biliyoruz. O vakit gözümüz yollarda 2016 ve 2018’de rakibine nefes aldırmayan Türk Milli Takımını hasretle bekliyoruz.

New York, 3:33