Yaklaşık iki sene önce gene böyle bir maça çıkmıştı Fenerbahçe. Trabzonspor ile nefes nefes’e giden, eşit puanlarla uzun haftalar boyu devam eden, ve neredeyse foto finişle Sivas’da biten ve dedikoduların ayyuka çıktığı bir şampiyonluktu 2011’de ki. Sonunda gelinen süreci bütün futbol alemi biliyor zaten. Ama o sürecin en ilginç tarafı Karabük’de Emenike’nin oynamamasıyla yeni bir terim kazandırılmasıydı Türk futbol literatürüne dünyada eşi benzeri olmayan; “transfer şikesi” ‘ydi bu sözcük.
Belkide bu duygularla önümüzdeki Çarşamba “Kupa” kazanmaktan ziyade “prestij” kazanmanın daha fazla önemli olduğu, kaybedilen UEFA Kupası ve Şampiyonluğun ardından camianın moral olarak çok ihtiyaç duyduğu mühim Trabzonspor maçı olduğu halde, Kocaman neredeyse normale yakın bir 11 ile çıktı sakatlar ve cezalılar elverdiğince. Tek eleştirilmesi gereken karar İspanya dönüşü çokca sakatlanan ve en son Galatasaray maçını tamamlayamadan yeşil çimleri erken terk eden Emre’nin sahada olmasıydı bence. Emre gibi sakatlıkları adeta “kendisine dost edinmiş” bir futbol ustasının, belki de Türkiye Kupası Finalinde maçı ve önem arz eden bu Kupa’yı Sarı Lacivertli Camia’ya getirebilecek bir futbol kişiliğinin neden bugün riske edildiğinin cevabını bulamamaktayım hala. Salih’i onca zorluk derecesi maçlarda oynatıpda bu maçda oynatmamak benim mantığımı zorlayan bir diğer sorudur. Bu maç için Emre mi Salih mi dinlese diye sorsam, sonra da hangisi futbol mantığında Trabzon maçınının kilidini açmaya daha yakın desem herhalde bir çoğunuz muhtemelen “ bunlarda soru mu” diye eleştirirsiniz beni. Neyse ki benim korktuğum başıma gelmedi ve Emre de sakatlanmadan oyunu bitirdi ve Çarşamba’yı beklemeye başladı. Peki Şam niye Bekir’in partneriydi derseniz, bende “yiğidi öldür ama hakkını yemeyin” derim. Kısacası çok doğru bir karardı bu taktik tahtasında. Muhtemelen önümüzde ki sene “dönüş bileti” alacaklar listesinin en başında duran Şam’ı son bir kere daha görmek istedi Aykut Hoca ve Gençlerbirliği’nde zaman zaman defansın merkezinde oynayan oyuncusunu, Yobo’yu da dinlendirme amacıyla bu bölgede denedi. Stoch ile Semih mi dediniz? Fenerbahçe için “sıfırın altında” önem taşıyan böylesine bir maçta bile oynamıyorlarsa eğer, Stcoh bu genç yaşında Avrupa ya da Rusya’ya yelken açmalı, Semihse; Alex’in sahada ki en iyi tamamlayıcısı olduğuna göre kendisini çağıran Kaptanını kırmayarak Coritiba’nın yolunu tutmalıdır hiç düşünmeden.
Webo Attı ama Kurtaramadı
Belediye onun ilk göz agrısıydı. Mallorca’da 113 maçta 27 gol atmış, 2011’de geldiği Belediye’de 54 maçta da tam 24 gol kaydetmişti. Bugün yanılmıyorsam 13. Maçında 7. Golünü kaydetti ama kendisine Türkiye’nin ve Fenerbahçe’nin kapılarını açan ekibini attığı golle ipten alamadı. Sarı Lacivert Camia’ya geldiğinde ona dudak bükenler hala ne düşünürler bilemem ama hem Bülent Hoca hem de Belediye’nin yöneticileri “bile bile lades diyerek” böyle bir oyuncuyu bırakmanın ne kadar yanlış bir “spor yöneticiliği”kararı olduğunu haftalar öncesinden anladılar ama böylesine bir sonun olacağını o zaman farkedememenin cezasını çekiyorlar bugün ne yazık ki. Esas sorun onun satılması değil, yerinin doldurulamamasıydı aslında. Umarım Trabzon maçında da golünü atar ve zirve yaparak kapatır sezonu Pierro Webo. Fazlasıyla hak etti çünkü.
Çarşamba’ya futbol sevgisinin olduğu ve kazananın alkışlandığı bir Final umuduyla.....
New York, 4:11
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.