Motivasyon: Geçen sene Arsenal’e sadece 45 dakika dayanabilen, neredeyse pozisyon bulamayan Fenerbahçe’nin aksine Beşiktaş net pozisyonlar buldu. Bunun en önemli sebebi maç öncesi “kazanma odaklı havanın” iyi teneffüs edilmesiydi. Kafalarda yenmek ön plandaydı. Hiçbir oyuncu; “Kaybetmeyelim yeter. İkinci maça bakarız” diye düşünmedi.
Teknik Adam Lider Karakterli Olmalı: Bilic’in maç öncesi konuşmaları oyuncuların maç konsantrasyonunu zirveye taşıdı. “Arsenal büyük bir klüp, güçlü bir takım. Ama bizde Beşiktaşız. Biz de büyük bir klübüz. Oyuncularım rakip takım oyuncularıyla selfie çektirmeyecekler. Kazanmak için oynayacağız” sözleriyle oyuncularının kalbini fethetti ve beyinlerine, “kazanacağız” felsefesini aşıladı. Demekki Ersun Yanal geçen sene oyuncularına bu duyguları yeterince verememiş.
Kaliteli Oyuncu Transferi: Evet Demba Ba “Baba” gibi net, yüzde yüzlük pozisyonları gole çeviremedi. Peki ya çevirseydi? İlk yarı biri hiç hesapta olmayan, diğerleri akıl ve hesapla yaratılan pozisyonlarla üç Beşiktaş golü görebilirdi futbolseverler. O yüzden kaliteli futbolcu takımında, oynanacak oyununda, girilecek pozisyonlarında kalitesini arttırır.
Kendi Oyununu Oynamak: Her rakibe saygı duymak gerekir. Hasmın büyüğü küçüğü olmaz. Siyah Beyazlılar rakiplerine saygı duyarak oynadılar ama kendilerini ezdirmediler. Kendi oyun tarzında vites küçültmeye gitmediler. “Arsenal çok güçlü. Oyunu geri viteste oynayayım” moduna girmediler. Rakibin gücünden çekinmediler. Oyunu asla geride kabul etmediler. Bilakis orta sahada kalabalık kalıp, adam paylaşımını doğru yapıp, Ba ile sürekli gol aradılar.
Futbol Her Sürprize Açık Bir Oyun: Santradan golü yazsaydı Ba, Arsenal büyük bir şokla oyuna başlayacaktı. Ya da başlayamayacak, yedikleri bu şok golden sonra ikinci bir Beşiktaş golüne de engel olamayacaktı Topçular. Kiminle oynadığınız tabiiki önemli ama esas önem arzeden sizin sahaya hangi mental ve psikolojik öğelerle çıktığınızdır. “Kazanırım” derseniz, hedefe doğru oynarsınız, “Kaybederim” derseniz ayaklarınızı ve futbol aklınızı ileriye atamazsınız. Gol sahada atılır, maç da sahada kazanılır.
Artık Tek tip Oyuncu Yok: Köybaşı’ndan sğ bek, Mustafa’dan sağ açık olur mu yahu diye hayıflanmayın sakın. Artık Dünyada tek tip oyuncu dönemi bitti.Ülkemizde “Deli mi yoksa Dahi mi bu adam?” diye eleştirilen Daum seneler önce sağ ayaklı Ümit Özat’dan sol bek yapmıştı. Demek ki Dahiymiş Herr Daum. Muhtemelen rövanş maçında oynayacak olan Mesut, Sow, Emenike, Kuyt, şu an sakat olan Arsenal’li Walcott, 10 kişi kaldıktan sonra şutu direkten dönen Oxlade Chamberlain de aynı amaçlarla kullanılıyorsa, yer değiştirerek oynuyorlarsa, winger/attacking midfielder/secondary striker kavramlarıyla önde oynayan futbolcular hem forvet arkası, hem kanat olarak görev alıyorlarsa, Mustafa’nın bu tarz bir göreve her an hazır olması gerekir bundan sonra.
Takımın İhtiyacı Olan Transfer Zamanında Formayı Giymeli: Bir 10 numaradır gidiyor. Ama ne yazık ki 10 numarayı araki bulasın. Beşiktaş yönetimi böylesine bir maça kadar 10 numarayı Bilic’e sunamadığı için sınıfta kalmıştır. Dünkü karşılaşmada Demba Ba’yı pozisyonlara sokacak bir virtüöz sahada olsaydı, Londra’ya güle oynaya gidilebilirdi Kara Kartallar. Fenerbahçe’nin Alex sonrası Kocaman ve Yanal’la beraber üçlü forvete dönmesiyle oturan sistemi Diego’yu getiirerek gereksiz yere kurcalayıp eskiyi dönme çabaları ne kadar abesse, tek forvetle oynamayı adeta karakteriyle özdeşleştiren Bilic’e Arsenal maçı öncesi bir 10 numara hediye edememekte bir o kadar futbol cahilliğidir kanımca.
Sadece A Planı Yetmez: Son 10 dakikaya 10 kişi giren rakibe karşı skor üretememek çözümü bulunması gereken bir sorundur. Bilic ne kadar tek forvet tutkunu olursa olsun, çift forvetle oynamayı da düşünmelir. Her zaman kilidi tek adamla açamazsınız, bazen ikinci bir çilingire de ihtiyacınız olur. Onun için B ve C planları Bilic’in aklının bir köşesinde olmalıdır. “Mustafa-Ba” ikilisi çok da güzel bir “Baba-Oğul” birlikteliği gösterebilirler ileri ikilide zaman zaman. Cenk’i de unutmamak gerekir. O da klübede oyna emir bekleyen hazır asker. Arada bir çift forveti denemeye değer.
Teknik Adam Kızabilir Ama: “Kendini kaybedemez” diye devam etmeliyim cümleme. Maç biterken tribüne gönderilmek bir hakem kararı değil, bir teknik adam beceriksizliğidir. Bu kadar sıcak kan bir teknik adam için zaralı. Soğukkanlı olmak liderlik vasıflarının olmazsa olmazı arasındadır. Bilic’e ne ceza çıkar bilemem ama böylesine güzel ve sıcak bir gecenin çirkin ve soğuk resmidir Hırvat hocanın tribüne yollanışı. “Hatayı kendinde arayacaksın” demiş atalarımız. Şimdi gitsin ben ne yaptım diye düşünsün. Muhtemel yokluğunda taktikleri nasıl ulaştıracak bakalım
oyuncularına.
“Rövanş da Beşiktaşın şansı var mı?” derseniz; Bu motivasyonla, bu kafa yapısıyla, bu cesaretle, bu inaçla, bu pozitif futbolla, bu korkusuz planla; “Evet var” derim. Yeter ki panik yapmasınlar, normal oyunlarını oynasınlar. Arsene Wenger’in 18 yıllık serüveninin tek eksik kalan kupası, iki defa finali görmesine rağmen bir Avrupa Kupasını Arsenal Klübünün müzesine getirememesidir. 2000 UEFA Finalini Galatasaray’a, 2006 Şampiyonlaar Ligi Finalini de Barcelonaya kaybetti Mösyö Wenger. Eğer Beşiktaş futbol adına bir çok şeyi doğru yapabilirse, tam 14 yıldır üstüste Şampiyonlar Liginin müdavimi olan Arsenal’i UEFA Ligine gönderebilir sürpriz bir şekilde. Yeterki zihinler ve bedenler 60 bin kişilik Emirates’de olsun.
Asım Çalık, 20 Ağustos 2014 Çarşamba, Astoria, New York, 04:20am
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.