2008 sezonunda Braga’yla UEFA İntertoto Kupasını aldıktan sonra, 2009 yazında Benfica’nın koçluğuna soyunan Jorge Jesus’un en büyük hedefi UEFA Avrupa Lig Kupasını da Benfica’ya getirmek. Belki de bu yüzden Portekiz Liginde ve Avrupa Liginde takımını hep farklı taktiklerle oynatmış bugüne kadar. Kendi liginde, içerde ve dışarda rakip farketmeksizin genellikle çift forvet oynamış ve 4-4-2’yi baklava şeklinde uygulayarak 4-1-3-2 ya da 4-1-2-1-2 formatıyla yer almışlar sahada. Avrupa Liginde ise genellikle deplasmada oynadıkları maçları 4-1-4-1 ve 4-2-3-1 ile oynamayı tercih etmişler. Lizbon’daki maçlarındaysa, aynı ligdeki gibi çift forvetle oynayarak rakiplerine ev sahipliği yapmışlar.

Gökhan Gönül’leri yok

Jesus çok ilginç bir taktik anlayışıyla Avrupa arenasında, defansının sağ tarafında Andre Almeida’yı kullanmış hep kendi liginin aksine. Defansif özellikte bir orta saha oyuncusu olmasına rağmen, 22 yaşındaki genç oyuncu hocası tarafından kendi liginde şans bulmasa bile Avrupa Liginde hep oynamış. Bunun sebebi; kendisinin çabuk ve hızlı kanat özelliklerinden yararlanmak, ek olarak da 4’lü defansın önünde oynayan Matic’i rakipden gelecek ataklarda defansif ön libero özelliği olması sebebiyle takviye etmek. Kart cezalısı olması Fener için büyük avantaj. Sow ve arkasında Ziegler’in Almeida’nın yokluğunda Benfica’nın sağ tarafını zorlamaları daha kolay olabilir. Kaptanları Luisao’nun olmamasından dolayı; Pereira-Jardell-Garay-Melgarejo dörtlüsüyle oynamaları muhtemel.

Surpriz olmazsa tek forvet

Defansın önünde Matic olmazsa olmazları. Ya onu tek bırakıp önünde 4’lüyle oynayacaklar ya da Perez’in yokluğunda, o da sarı kart cezalısı, Carlos Martin veya 19 yaşındaki, ligde ve Avrupa’da daha çok tercih ettiği, Gomes ile birlikte defansın önünü 2’li yapacaktır hocaları. Matic, Topal gibi defansif rol üstlenirken, Gomes’de Raul’un ekürisi olup ofansif işlere soyunacaktır Kadıköy’de. Onların önünde muhtemelen Salvio’nun sağda ve Ola John’un da sol kanatta görev almaları kuvvetle olası. İkisi de takımın sürpriz golcüleri. Hem Gökhan hem de Ziegler hücuma çıkıp geriye dönerken, bu iki oyucuyu asla boş bırakmamalıdırlar. Deplasmanda her ne kadar tek forvet oynasalarda, her ikisininde golcülük özellikleri kendi takımları adına plus. John sağ ayaklı olmasına rağmen hocası tarafından ısrarla sol kanatta görevlendirilen bir oyuncu. O da aynı Andre Almeida gibi kendi liginde zaman zaman görev alırken, Avrupa Liginde takımın vazgeçilmezlerinden olmuş. 19 yaşındaki John ve 22 yasindaki Salvio’nun kanatlarda oynayan Kuyt-Gökhan ve Ziegler-Sow ikililerini uğraştıracakları kapalı kutu olmasa gerek. Forvet arkası, üçlü de oynasalar, dörtlü de oynasalar, favorim sol ayaklı Arjantinli yıldız Gaitan. Eğer oynarsa muhtemelen Ola John ile yer değistirip Fener’in defansını şaşırtmaya ve hangisi kanattaysa içeri katedip birbirilerine koridor yaratarak, gol yollarında Lima, Cardoza, Rodrigo üçlüsünden hangisi oynayacaksa, topu onunla buluşturmayı deneyeceklerdir. Sağ kanattaki Savio’da kesinlikle extra önlem isteyen bir futbolcu ve Avrupa arenasındaki en golcü orta saha ustası. Evet, forvete gelince; Kurt Hoca Jorge Jesus F.Bahce’nin İstanbul’da Eskişehirspor maçındaki pozisyonsuz ve Ankara’daki kötü futbolunu görüp; işi ilk maçta öyle ya da böyle bitirmeliyim derse, çift forvetle oynar ve herkesi de şaşırtır. En son Newcastle deplasmanında Rodrigo’yla, ondan önce Fransa’da Bordeaux önünde yine Rodrigo’yla, Alman Leverkusen önündeyse Cardozo’yla başladı oyunlara. Evlerinde oynadıkları son Lizbon derbisinde Lima ve Cardozo beraber oynadılar. Dinlenmiş Rodrigo’nun ilk 11’de oynaması mümkünken, diğer ikiliden birinin de oynaması asla sürpriz olmaz.

Sabır-Kusursuz Defans-Pas-Şut
Bu maçtan gol yemeden alınacak bir galibiyet, Lizbon’da şuursuzca saldıracak Benfica’nın defans hatlarında mutlak açıklara sebeb verecek ve Fenerbahçe, kesinlikle gol ve goller bulacaktır extra ışıklarla bezenmiş Luz Stadında. Aykut Kocaman’ın Avrupa arenasında takıma “ilaç”gibi gelen sabır oyunun tam vaktidir yarın akşam. Acele etmeden, telaşa kapılmadan, sabırla oynamak icap eder Kadıköy’de. Üstüne, İtalya’da kusursuz oynayan kaleci ve defans hattı yine pür dikkat mücadele ederse, orta saha hoca’nın hep söylediği ”pas-pas-pas” sistemini aksatmazsa ve ilerideWebo ve Sow her zamanki ikiz kardeş rollerini başarıyla oynarlarsa, her ne kadar Gençlerbirliği maçındaki isabet yüzdeleri düşükte olsa; mutlaka Topal, Raul, Baroni, ve Kuyt buldukları şut fırsatlarıyla hedefi 12’den vururlarsa, zafer asla uzak değildir Kadıköy’de Fenerbahçe’ye ve taraftarına. Bugüne kadar özellikle Avrupa’da oynanan “az pozisyonlu ama bir o kadar da yüksek isabetli oyun” belki de Persembe gecesinin çilingir’i olacaktır. Bir klişe ile noktalayalım; 1-0 olsun bizim olsun. Yeter de artar bile. Rövanşta atarız illaki……

New York, 03:35.