Böylesine yoğun bir trafikte belki de gözden çıkarılabilecek, pek de istenilmemesine rağmen, tek kulvar Türkiye Ziraat Kupası gibi gözüküyor. Geçen Pazar oynanan Eskişehir maçındaki “koşmayı beceremeyip ancak yürüyebilen” takımı dinlendirebilmenin de tek çaresi yedek 11 ile bu Kupa’da, en azından finale kadar, mücadeleye devam etmek. Sahanın her bölgesinde aşırı uyumsuzluk yaşayabilme riskine, yenilgiyi tatma ihtimaline rağmen Kocaman’ın aldığı karar doğru.

Eskişehir aynı 11 ile çıkarken, Fener’in 11’inde geçen Pazar oynayan tek oyuncu Topal. İlginç olan hem Krasic’in hem de Stoch’un 11’de sahaya çıkmaları. Bu tercih’in sebebi şu olmalı; Topal ile Selçuk’un topu 3.bölgeye istenilen düzeyde götüremeyeceklerini düşünen Kocaman, onların önüne hem kanat hem de forvet özellikleri olan Krasic-Caner-Stoch üçlüsünü koyarak hem hızlarından yararlanmayı düşünmüş hem de onları yerlerini değiştirerek kullanıpö rakip defansı şaşırtmak amacını göstermek istemiş kağıt üstünde. Bir de Eskişehir’in baskılı oynayacağı bilindiği için özellikle Krasic ve Stoch’un kontra atağa çıkma özelliklerinden yararlanmak hedeflenmiş. Dün geceki oyunun ilk 15 dakikasını yazan senarist ile Kadıköy’deki oyunu sahneye koyan senarist aynı. İlk dakikalara yine baskılı başlayan Eskişehir. Bu çalışkanlığın meyvesini 13’de Erkan ile buldu ancak gerisini getiremedi. Sonrası malum. Formül belli; Denge oyunu=Fenerbahçe. Devamında 20’de geçen haftanın 22 serum yemiş biyonik adamı Topal’ın elle oynadı mı tartışmalarına yol açan golü.

İkinci yarıda Ersun Hoca orta sahada oynayan Causic’in yerine forvet Nuhiu’yu aldı maçı döndürebilmek adına. Beraberlikle Kadıköy’e gitmek yerine galip olarak gitmek istedi ama skoru değiştiremedi. Adeleleri taze ve kuvvetli ancak bir o kadar da uyumsuz bir 11’e karşı tam kadro ile oynayan Eskişehir’in final vuruşlarında yine başarısız olması da Ersun Hoca’nın çözmesi gereken bir futbol matematiği olsa gerek. Buna karşılık Aykut Kocaman’ın aynı dakika içinde yaptığı üçlü değişiklik ise akıllara zarar bir karar bizce. Sakatlık ve kart risklerini unutmak da Aykut Hoca’nın yanlışı. Lig maçlarında kadroyu zorlamaları beklenen ancak bir türlü göze giremeyen Semih, Krasic ve Stoch’un aynı anda oyundan çıkmaları onların adına biraz manidar. Hocalarının verdiği mesajı doğru yorumlamak zorundalar. Aksi halde yedek klübesinin gediklisi olmaya devam edecekleri de gün gibi aşikar.

Bir maçlığına da olsa yeni kaptan Selçuk’a bir tavsiye; Emre’nin ve Volkan’ın yokluğunda kaptanlık pazubantını taşıyabilmek liderlik ister, sabır ister, Fener’in armasını göğsünde taşıdığının farkındalığını ister. Oyunun 63. dakikasında Semih’in Eskişehir kalecisi Ruud Boffin ile girdiği mücadele sorasında bir kaptan olarak ortamı sakinleştimek yerine germesi Fenerbahce Kaptanına yakışmayacak bir hareket. Hocasının sakin ve erdemli duruşundan ders almalı Selçuk çünkü Fenerbahçe’lilik bunu gerektirir.

New York, saat 02:00.