Sene başında merdiven sayısının kaç olacağını hesap etmeden bir kule yapmaya girişti Fenerbahçe. Hedefleri kuleyi Avrupa ile Türkiye’nin arasında bir yere yapmaktı yola ilk çıktıklarında. Ve dün gece Başkentimizde kulenin 64. basamağına çıktıklarında ayakları kaymadan Türkiye’nin Kupasına uzandılar onurla ve gururla, emeklerinin karşığını alarak. Her ne kadar kulenin 62. ve 63. basamaklarında ayakları kayıp önce UEFA Kupasını, sonra da Türkiye Şampiyonluğunu kaybetselerde, Türkiye Kupasını aynı geçen sene olduğu gibi rakibine bırakmayarak 2012-2013 sezonun son kupası olan Türkiye Süper Kupasını kulenin 65. Basamağında beklemeye başlayarak yeniden ezeli rakibi ve ebedi dostuna rakip oldu.

Sezonun ikinci perdesinde Webo’nun İstanbul’un Anadolu yakasına ayak basmasından sonra Sow ile oynamaya başlamalarıyla benim onlar için kulladığım tabirdi hep “ikizler”. Bu tabir onların çok iyi anlaştıkları gerçeğini ortaya koyuyordu. Dün gece golü belki Sow attı ama Topal’ın mükemmel pası Sow’a giderken, Webo’nun yaptığı koşuyu farketmedinizse eğer, bence inanın çok önemli bir detayı atladınız. Giray’ı hem Sow’dan hem de Volkan’dan öylesine uzak tuttu ki bu koşu, Giray’ın Volkan’a yetişerek Sow’un kendine açtığı koridoru kapatma ihtimalini ortadan kaldırverdi. Moussa ile Webo yine kafa kafaya vererek, her zaman yaptıklarını yaptılar ve golün rengini Sarı Lacivert olarak değiştirdiler.

İlk yarıda ilginç bir 17 dakika izledik aslında. İlk sekiz dakikada müthiş bir Trabzon baskısı, dokuzda Sow’un golü ve ikinci sekiz dakikalık bölümdede Fener’in baskısına tanıklık ettik. Henüz 4.dakikada soldan Olcan’ın bindirmesiyle gelen atakta Volkan’ın dokunuşunu Hasan Ali çok kritik bir müdahaleyle önledi ve belkide maçı bu dakikada kendi takımı lehine döndürdü.

Tolga ve Baroni

Baroni ilk yarının son dakikasında kullandığı etkili frikikden sonra ikinci yarıda da gol denemelerine devam etti ancak Tolga’nın reflekslerini ve kendisine Benfica maçından miras kalan kale diregini geçemedi. Maçın adamı Fenerbahçe forvetlerinin şut bombardımanından sağsalim çıkan Tolga’ydı elbet. Nitekim 55’de Sow-Kuyt-Webo üçlüsünün yaptıkları paşlaşmalarla Trabzon orta sahasını adeta “bermuda şeytan üçgeni” kurarak geçmelerinden sonra Sow’un sert ve falsolu şutu Tolga’nın sihirli elleri arasında eriyip gitti. 60’dan sonra Trabzonspor’un presli oyunu başladı ancak Tolunay Hoca’nın Sapara ve Henrique hamleleride oyunu Bordo Mavi tarafına çevirmeye yetmedi.
Aynı Sezonda Üç Duyguyu Birden Yaşamak

Hakemin son düdüğü geldiğinde maçı kazanan hem uzun ve yorucu bir maratonda emeğinin karşılığını Kupa ile taçlandırmayı daha fazla hak edendi, hem de oynadığı olgun oyununu aklıyla ve tecrübesiyle süsleyendi. Türkiye Kupasıyla Kupa Şampiyonluğuna ulaşırlarken birinciliği, Türkiye Liginde ikinciliği ve Avrupa Liginde de üçüncülüğü yaşayarak sezonu kapatıyordu Fenerbahçe.

New York, 3:26