“Yolu sevgiden geçen herkesle bir gün bir yerde buluşuruz” demişti Kayahan çok yıllar evvel çıkarttığı “Yemin Ettim” albümüyle. Eğer ikinci golden sonra herkesin yedek klübesinin önünde Fatih Hoca’yı adeta gözlerden kaybedercesine oluşturduğu sevinç kalabalığını gördüyseniz zaten neden bu iki galibiyetin geldiğinide anlarsınız kolayca.
Evet böylesine kötü zamanda takıma geçtiğinde yapması gereken ilk aksiyondu “sevgi yumağını” sağlayabilmek. Belkide Abdullah Hoca’nın yapamadığını yapmaktı en önemlisi; yitirilen sevgi duygusunu, birlikte olma olgusuyla yeniden hayata geçirmekti. İlk önce bunu yaptı Fatih Hoca.....Kopan duyguları, parçalanan ilişkileri bir araya getirdi. Herkesi tek yapmanın yolunu tercih etti öncelikle.
Maçtan sonra Kayserispor’un gözbebeği Salih’i dinlediniz mi? “Antremanlarda Hocam beni de denedi. Bende hazırım bir aksilik durumunda....Ama tabii Gökhan Abinin oynamasını da çok istiyordum. O da zaten çok formda.....Soyunma odasında harika bir atmosfer var. Tam bir abi kardeş havası. Herkes birbirini gerçekten çok seviyor.....Milli Takım Forması altında mı böyle oluyor bunu bizde anlayamıyoruz....” diye devam eden sözleri aslında başarının ilk anahtarıydı.
“Rakibinizin değil sizin ne yaptınız önemli” der futbolun önde gelen lider karakterleri. Fatih Terim’de bu felsefenin peşine düşenlerden. Bu felsefeyle kalmayıp; içinde bulunduğu şartlar ne olursa olsun futbolcularına “kazanma” ruhunu aşılayan, bunu cesaretle süsleyen, rakiplerinden de asla korkmayan ve çekinmeyen bir teknik adam. Gelir gelmezde onu yaptı zaten. Kazanma ruhunu milli değerlerle birleştirerek, kendi deyimiyle “umuda yolculuğa” devam etmemizi sağladı. İkinci yarıda direkten dönen Popa’nın vuruşundan sonra Romen Milli Takımının Hocası Victor Piturca’nın yüz ifadesi onlar için umudun son ışıklarının vedası gibiydi adeta. Bizse umudumuza umut katarak yolumuza devam ediyoruz.
Galatasaray’ın başındayken UEFA Kupasındaki Arsenal maçının uzatma dakikalarında omuzu yerinden çıkan Kaptan Bülent o gece ne kadar kaybetmekten korkmadıysa, dün gece de neredeyse ayağı yarılacak hale gelen Selçuk’da galibiyete o derece inanmıştı oyundan çıkmayarak. Bu inancı Arda ve Gökhan Gönül de perçinlemişti üstelik. Gribal enfeksiyondan dolayı antrenmansız kalmak onları yıldırmamıştı.
Son sözüm Fatih Hocamıza; sorumluluğu ağır bu görevi kabul ettiğinin ilk gününden itibaren hep Ay Yıldızlı Bayrağımıza, Türk Milli Takımının Formasına,Türklük onurumuza, Milletimizin birlikteliğine atıfta bulundun. Dün maçtan sonra bunlara İstiklal Marşımızı da ekledin. Son zamanlarda kaybolmaya yüz tutan değerlerimizi bizlere, belki de bir çoğumuza yeniden hatırlattın. Sonsuz teşekkürler.......
New York, 03:07
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.