Einstein gibi, Edison gibi, Fatih gibi, ve Senin gibi olanlarını
Araç değildi sizin gibilerin dünyaya gelişi aslında, belli ki bir amaç vardı ortada
38’de ölümün sadece bizim değil, dünyanın da yörüngesini değiştirmişti belki
“Dünyaya her yüzyılda bir dahi gelir” demişti Lyod George
“Bu yüzyılın dahisi maalesef Türklere nasip oldu” diye de eklemişti İngiliz
“Türkleri yenemedik” demişti Churchill
Üzgündü belki ama Senin gibi bir dehaya yenilmek onun tesellisiydi, kim bilir?
Onlar seni anlamıştı ama biz onca seneden sonra bile seni hala anlayamamıştık
Ne acı değil mi? Koca Osmanlıdan bize kalan toprak parçasını kurtarmakdı amacın
Her şeyden önemlisi; bu toprağı bize vatan diye bırakmaktı yegane gayen
Başardın da...Hem de tüm dünyanın kurduğu tezgaha rağmen dize getirdin hepsini
Ne garip!!! Seni yaşadığımız bugünlerde kimse mutlu değil Memleketimde
Polisi, Askeri, Siyasetçisi, Bürokratı, Öğretmeni, Üniversitelisi, Liselisi, Sokaktaki, Hapisteki...
Savcısı, Hakimi, Avukatı, Gazetecisi, Yaşlısı, Emeklisi, Hastası, Gazisi ve daha niceleri...
Hukuk yerlerde; ara ki bulasın...İnsanım bölünmüş...Kökenim ne diye hayıflanır hale getirilmiş...
Türküm demeye ödleri kopar olmuş...
Neredeyse “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözü yasaklanmış
Senden bize emanet olarak sadece duvarlarda kalmış, dudaklara düşmesi suç olmuş
Kimse senin burda kullandığın Türk sözünün anlamını idrak edememiş hala
Sıkışmışlar bir alt kimlik, üst kimlik labirentinin içine; çıkılmaz hale gelmiş her şey
Biri de çıkıp dememiş ki “Türk” sözcüğü bir hissiyattır, asla bir köken milliyetçiliği değildir
Oysa ki Sen “Türkiye Cumhuriyetini kuran Halka Türk Milleti” denir demiştin ama....Anlayana...
Bu arada Seni sevende çok, nefret edende...
Seni kalbinde hissedip gözyaşı dökende var, siyasi emellerine alet edende
İçkine, sigarana kafasını takıp Seni kötüleyende çok,dinsiz olduğunu söyleyende var; lakin
Yoklukta bu devleti kurup; bize evimiz, ocağımız diye bıraktığın için dua eden de çok arkandan elbette
Mesela rahmetli Dedem ve Babaannem çok dua ederlerdi Senin için...
Belki de buluşmuşlardır Seninle, kim bilir?
Uşak’da o yıllarda gördükleri zulümden, nice tecavüzlerden kurtardığın için onları
Sana belki de doyasıya teşekkür edip, doyasıya sarılmışlardır büyük bir hasretle
Onların dualarına ben devam ediyorum ve Sana hep dua ediyorum şimdilerde
Sadece ben değil ki; Seni ve yaptıklarını kalbinde, ruhunda hisseden herkes duacı Sana
Bizlere, çocuklarımıza, gelecekdeki torunlarımıza bu cennet vatanı bıraktığın için
Bağımsızlık benim karaterim demiştin ya.....
Oralardan buraları nasıl görüyorsun bilemem ama
Bağımsızlık da, Özgürlük de zorluklar içinde Memleketimde
Artık konuşmak suç, yazmak kabahat buralarda; karakter yerlerde Senin anlayacağın
Hep mücadele var birileri haklı olsun diye; Seni sevenlerle sevmeyenler arasında
“Yurtta Barış Cihanda Barış” demiştin ya; ne içeride ne de dışarı kalmadı bu felsefe artık
İçerisi de, dışarısı da cehennem sıcağında, fokur fokur kaynıyor ortalık
Acaba diyorum dalıp dalıp gidince kendi kendime; boşuna mı kurtardın?
Boşuna mı canlarını seve seve, Allah Allah diyerek verdi bu Anadolu İnsanı?
O kanlarını bizler için akıtanların ruhları ne düşünür ne der?
Haklarını helal ediyorlar mı acaba bizlere? Yoksa “yazıklar olsun sizlere” mi diyorlar?
Yok olamaz diyorum yine dalıp gittiğimde, tarihe sığmaz lakin hiç yakışmaz bu düşümcem
Hiç bir şey boşuna olmaz, hele koskoca bir vatan boş yere kurtarılmaz...
29 Ekimden 10 Kasım’a Seni yaşadığımız, Seni hissettiğimiz şu günlerde
Seni yaşamak istedim yazdığım bu satırlarda kendimce
Hani yukarıda yazmıştım ya sen öldüğünde sadece bizim değil ama
Dünyanın da dengesi değişti diye dökülmüştü kelimelerim
Rakamların yazılış şekillerini de bu vatanı emanet ettiğin bizler değiştirmiştik tuhaf bir zekayla
38’in sekizini alıp sağa, sola çevirerek; onu “sonsuzluk” anlamına gelen yeni şekline dönüştürünce
Seni de kalbimizde “sonsuzluk diyarına” almış ve o eşsiz fikirlerini de beynimize kazımıştık
Sonsuzluğa uzanan sevdamızla
Sen ne kadar benim doğum günüm 19 Mayıs desende...
Diğer “Sen” sevdalılarını bilemem ama, 10 Kasım 38 hep Senin doğum günündür benim için
Özlüyoruz seni, ne garip ki hala, her an geleceksin gibi bir hissiyat var hepimizde sanki
Sana olan Özlemin adı bu aslında, Seni beklemek ya da Senin gibisini görmek istemek
Özlem, Hasret, Sıla demek Mustafa Kemal Atatürk’tür bugünlerde sözlüklerde
Ölümünü değil ama, bir 10 Kasım’da daha Seni anmaya, Seni anlamaya hazırlanıyoruz
Tüm Yurtta Türkiye olarak tek yürek...
İnsaoğlunu Yaratana, Yüce Rabbimize; Seni Türk Milletine Lider olarak gönderdiği için
Tekrar binlerce kez şükür ediyoruz....
Sevgiyle ve Saygıyla...
Klasik bitiriyorum ama bu bir çoklarımızın ortak duygusu içimizde hissettiğimiz
Olmasaydın olmazdık.....Keşke simdi olsaydın.....
3 Kasım 2013, Pazar, New York, 01:58
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.